"Acıyor mu?"
"Acıyor..."
"Geçecek mi?"
"Tanrı bilir."
...
Kız ilerliyordu. Dökülmüş yapraklar seromonisinde... yalnızlığa ilerliyordu. Başka gidecek kimi kalmıştı ki? Yalnızlığın âhenkli ninnisi ona her zaman kucak açmıştı. O olmasa ne yapardı. Keşke olmasaydı.
Issız, ancak ona bir o kadar cazip gelen tren raylarına baktı. Her gün buradan geçiyordu. Bırakıverseydi kendini oraya. Bitseydi her şey. Ancak bir saniye. Sordu kendine. Yoktu ki cesareti bırakmaya kendini.
Kendini o raylara bırakamadı belki, ama göz yaşları kendini bırakmıştı bile.
("Her şey üst üste olsun. Sonunda ölüm gelse bile."
- Oğuz Atay [Korkuyu Beklerken])
"Demek ki dünya götü piyangolarla dolu." dedi. Öyleydi. Acı verilir, dermanı haram edilirdi.
"Tüh." dedi bir de.
Ee, bitmiş miydi her şey? Ölse de bitmezdi ki.
İlerledi. Ölüme... Ölümün sıcak kucağına ilerledi. Hep yaptığı gibi, tekrar. Tekrar, tekrar... ve tekrar. Yarım bir kalple yaşayamayacağını fark ettiği ana kadar.
Sonunda durdu. Karşısındaki uçuruma baktı. Emindi ki, bir saniye daha düşünse atlayamayacağına bahse bile girerdi.
Atlamıştı.
. . .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ya İntihar Bir Mucizeyse? [YunoKen]
Fanfictionİçine atıyordu oğlan. Sürekli içine atıyordu. Elinden bir şey gelmiyordu ki. Kız gidiyordu. Geriye yalnızca dayanılması güç acıları hatıra olarak bırakarak... Oğlan ağladı. İçine ağladı. Sürekli ağladı. Gri bir tekne...