"Burası cehennem mi?"
"Sen kollarımdayken öyle bir imkânı var mı?"
...
Oğlan, tepesindeki uçuruma baktı. Ah, keşke orada olsaydı. Atlayıverseydi. Kopuverseydi bir filmimsi hayatı şurada.
Sonra...
Bir şeyin düştüğünü gördü. Ay ışığı fazla parlaktı ancak yine de görünüyordu. Çünkü oğlan, görmek istiyordu.
Düşen şeye biraz daha yaklaştığında, onun, saçları ay ışığında savrulan genç bir kız olduğunu anladı. Sanki kalbiydi düşen, tanıdı. Koştu refleks ile. Tuttu. Ona bakan bir çift güzel göze fısıldadı. "Ya ölseydin?" Kız ağlıyordu. "Keşke... keşke ölseydim." Oğlanın göz yaşları da katıldı katliama. "Benden, ölecek kadar nefret mi ediyorsun?" Kız gülümsedi. "Kendime duyduğum nefretle senin..." devam etti oğlan. "Neden kalbimin yarısını alıyorsun?" Oysa kız da aynını düşünüyordu. "Yarım bir kalple yaşayamıyorum."
Oğlan onu bir ağacın altındaki sararmış yaprakların örttüğü çimene yatırdı. Yorgan gibi örtülen çimene... Kulağına yaklaştı ve şöyle fısıldadı: "Seni seviyorum."
Bu cümle sanki sihirliymişçesine büyüdü kızın gözleri ve daha çok ağladı -gerçekten- gülümserken.
Ulaşılınabilen tek sonuç buydu...
Çıkmaz bir sokak gibi.
...
İşte masal şimdi bitti.
Ve yeni bir sayfa açıldı yazmak için.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ya İntihar Bir Mucizeyse? [YunoKen]
Fanfictionİçine atıyordu oğlan. Sürekli içine atıyordu. Elinden bir şey gelmiyordu ki. Kız gidiyordu. Geriye yalnızca dayanılması güç acıları hatıra olarak bırakarak... Oğlan ağladı. İçine ağladı. Sürekli ağladı. Gri bir tekne...