Jimin'den
Aslında Min Lee şirin bir kız. Fakat ona acıyamam. Çünkü o kızın babası benim babamı öldürdü. Neden mi? Çünkü mirasımızda gözü vardı! O kıza çok sinirlendim. Hem benim babamı öldürür, hem de bana asılır...
Min Lee'den
O andan sonra direk eve gittim. Çok şaşırmıştım. Meğer benim babam bir katildi... Hem de sevdiğim adamın babasını öldürmüştü! Ve biliyor musunuz... Bunu bana Jungkook söylemişti de ben inanmamıştım! Bana ondan uzak durmamı söylemişti. Ama o olanları nerden biliyor ki?..
Bugün okuldaydım. Hala iyi değildim fakat ailem zorla beni okula gitmem için zorladı. Bu arada artık babamla yakın değilim. Ondan nefret ediyorum! Neyse...
Okulda Son derste biri içeri girdi. O Jimin idi!
Çıkışta benimle biraz yürümek istediğini söyledi. Aslında bu iyi bir şeydi çünkü ona içindekileri söyleyebilirdim. Sonra arkamdan biri geldi ve ağzıma ilaçlı bir bez tuttu. Tek hatırladığım şey bayıldım. Fakat garip bir şekilde sesleri duyabiliyordum. B-bu o! Evet bu o! Bu abim olarak gördüğüm kişiydi... Evet! O Yoongi'ydi!..
Uyandığımda bir depodaydım. Ağzım bantlıydı. Tabii el ve ayaklarım da... O sırada Yoongi içeri geldi. "Uyuyan güzel uyanmış bakıyorum da!" Ardından içeri Jimin girdi. Elinde bir bıçak vardı!
" Yoongi, sen çık. Ben hallederim."
" Hay hay kaptan!" Dedi ve odadan çıktı.
Jimin bana yaklaştı. Bıçağı yanaklarımda gezdiriyordu. Ve bana şunları dedi;
" Şimdi ağzını açacağım. Ama bağırırsan..." Dediğinde yanağımda küçük bir kesik oluştu.
"Anlaşıldı mı?"
Kafamı evet anlamında salladım. Ağzımı açtım ve 'neden beni seviyorsun?' Dedi. Ne?! Bunu nerden biliyordu.
"B-ben şey.."
"SEN NE?!!"
(ses tonu böyleydi)
Ben ağlamaya başladım. Ama nasıl ağlamak! Anlatamam...
"Özür dilerim. Benim bu olaylar hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu..."
"Demek yoktu... O zaman bırak beni!"
Başımı evet anlamında salladım. Yemek getirdi. Yemezsem kötü olacağını söyledi. Bende yemek zorunda kaldım... Ve onu yemek getirmek dışında hiç görmedim...Jungkook'tan
Min Lee bir haftadır okula gelmiyordu. Çıldırdım! Kız resmen yok olmuştu! Aklıma Jimin geldi... Yoksa... Hayır bu olamaz diye düşündüm...
Yanına Namjoon geldi.
"Oturabilir miyim?"
"Tabii, otur..."
"Bu aralar canın sıkkın gibi..."
Derin bir nefes aldım ve olanları ve hislerimi ona anlattım. O söze başladı;
"Senin adına üzüldüm dostum. Ben de sana neden amcamı öldürdüğümü anlatacağım..."
"Evet..." Dedim. "Dinliyorum."
"Amcam kendi eşini Öldürdü. Sadece istediği için! Bazı insanlar böyle olabiliyor. Ben bunu öğrendiğimde pek umursamadım. Çünkü ailemle fazla görüşmem. Sonra küçükken bana yaptıkları aklıma geldi. Neler yaptığını söyleyemem. Ne kadar garip. Olsak bile.. Ve bende onu öldürdüm... İşte bu kadar..."
"Garip bir hikayeymiş. Senin adına üzüldüm."
"Agh, dostum bırak beni düşünmeyi. Bu olaylar geçti bitti. Ve buradayım!"
"Aslında haklısın..."
"Neyse.. Seninle konuşmak güzeldi. Sonra görüşürüz!"
"Görüşürüz..."Namjoon'dan
O safla konuştuktan sonra Jimin'i aradım.
Telefonu şöyle açtı...
"Ne var lan yine?!"
"Dediğini yaptım..."
"Aferin, aferin..."
"Şey, Jimin benim param hazır dimi? "
Hazır. Bu iş bitince gelip alırsın."
"Peki..." Dedim ve telefon yüzüme kapandı..Jin'den
Ne?! (Bu olanları duymuştum.) Namjoon, Jimin ile mi çalışıyor! Ama neden...Yoongi'den
Jin'in onları izlediğini gördüm. Bunu tabiiki Jimin'e söyledim. Jin'i kaçırmam gerektiğini söyledi. Ben de yaptım. Min Lee'yi nasıl kaçırdıysak onu da öyle kaçırdım. Jimin, onu gördüğünde gülümsedi. Ve bana gitmemi söyledi..Jimin'den
Jin'e bunu kimsey söylenmesi gibi gerektiğini söyledim. Ne olursa olsun bunu Jungkook'a söyleyeceğini söyledi. Ve onu cebimdeki silah ile vurdum...Jungkook'tan
Bu haberi duyunca yıkıldım... Jin hyung ölmüş!
Katili hala bulunamamış...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Golden Killer - Bangtan Special
Fantasy7 genç ve bir korku... 8 yaşından küçükseniz okumayın!