2. BÖLÜM

322 39 9
                                    

-Ben daha önce bilmezdim aşkın gerçek olduğunu...-

Yorucu bir gün daha sona ermişti. Yixing yine her zamanki gibi Kai'yi beklememiş,herkesten önce çıkıp bahçedeki gizli alana gitmiş, onun çıkmasınî bekliyordu. Okul yavaş yavaş boşaldıkça beklenen kişi de gözüktü. Okulun popüler, akıllı ve yakışıklı çocuğu Suho, etrafında bir sürü insanla okuldan çıktı. Yixing her zaman aynı şeyi yapar, okul çıkışında onu görmeyi beklerdi. Herkes çıktıktan sonra o da evine doğru yürürdü. Tabi Kai'de bütün gün onu arar, sonra bulamaz ve eve giderdi.*zavallı Kai kkk* Eve vardığında direk odasına geçer, üstünü değiştirir ve evin bodrum katındaki -annesine karşı bol aegyolu bakışları ve ısrarları üzerine- dans odasına çevirdikleri alana inerdi. Burada saatlerce pratik yapar, aynalarla kaplı bu alanda yaptığı her hareketi tekrar ederdi. Yemek yemeyi unuttuğu zamanlarda *ashshjsjdj* annesi güzel bir sandviç hazırlar ve aşağı getirirdi. Karnını doyurduktan sonra tekrar çalışmaya devam ederdi. Bazen de pratik odasının köşesindeki küçük orgu, iki ahşap gitarı ve oldukça ihtişamlı olan kuyruklu piyanosuyla ilgilenirdi. Dans ve müzik onun için herşeydi. Hayatını -ve kalan ömrünü- bu iki şey için harcamaya yemin etmiş gibiydi. Piyanosunun başına oturur, ilk önce tuşlarına rastgele dokunurdu. Yixing'e göre müzik hissetmeden olmazdı. Duygular ve dilekler müziğe karışmadıkça istenilen duygu verilemezdi. Daha sonra kalbi nereye basması gerektiğini gösterirdi. Bu şarkılar belki de en iyi göstergesiydi hislerin. Bir erkeğin aşkının...

◆◆◆◆◆◆◆◆◆◆◆◆◆◆◆◆◆◆◆◆◆◆◆◆◆◆◆

Yixing yine baş ağrısıyla uyandı. Saate baktığında gece 3 olduğunu gördü. Baş ağrısı onu içten içe öldüren hastalığın en büyük etkilerinden biriydi. Bazı günler bu ağrı o kadar şiddetli olur ki, Yixing kafasını bir yerlere vurmaya çalışırdı. Daha fazla bu acıları çekmek istemiyordu. Ama O'na sarılamadan da ölmek istemiyordu...

-Suho'nun anlatımı-

Aptal! Bu hastanedeki doktorların hepsi aptal! Ne demek tedaviyi kabul etmiyor? Benim Yixing'im tedaviyi nasıl kabul etmez!? Tanrım bana sabır ver...

Bir milyonuncu göz devirmemi de yapmıştım. Bu doktor beni sinir etmeye mi çalışıyordu? Öyleyse cidden başardı.

Biraz sakinleşmek için kafeteryaya indim ve en sertinden bir kahve aldım. Kahvemi içerken düşünüyordum. Benim küçük meleğim neden tedaviyi kabul etmiyordu? Bu bilerek ölümü kabul etmek değil miydi?

Ahh size kendimi tanıtayım. Ben Suho. Yixing'in koruyucusu Suho. Ona umutsuzca aşık olan biriyim. Fakat bu sefer,onu koruyamıyorum. Kendimden bile...

-Yazar Anlatımı-

Genç adam bütün hastaneyi ayağa kaldırmıştı. Sevdiği adamın tedaviyi reddetmesini kabullenemiyordu. Ne yapıp edip o tedaviyi olmalıydı Yixing. Suho bunun için elinden geleni yapacaktı.

O sırada Kai Yixing'i aradı. Yixing uykulu gözlerle telefonu buldu ve açtı.

"Günaydın benim biricik dostum. Bugün nasılsın? "

"Nasıl olduğumu biliyorsun Kai"

"Süper! O zaman bu gün buluşuyoruz. Her zamanki gittiğimiz kafeye gel bebeğim. Ve lütfen pijama dışında bir şey giyin."

"Kai aslında ben gelmesem dah-"

Kai bir şey söylemesine izin vermeden kapattı. 'Ah şu çocuk...'diye düşündü Yixing. Gitmeyi düşünmüyordu ama gitmezse Kai'nin dilinden kurtulamayacaktı. Gidip hazırlanmaya başladı. Kim bilebilirdi ki bu buluşmadan sonra hayatının değişeceğini...

Evvet sevgili okurlar ikinci bölümümüzle karşınızdayım. Bu bölümde bir şeyler yerine oturmuştur umarım. Vote ve yorum vermeyi unutmayın lütfen. Hoşçakalıın~~~

Maybe.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin