Sadece Anonim

-11-

Yorumlarınızı bekliyorum ♥

■

"Parti başlasın, oh oh!" Yılbaşından önceki son haftasonumuzda herkes Berke'nin evinde toplanmıştı. Yaşı tek on sekiz olan Berke de epey içki getirip bir kenara çekilmişti. Neden kızları çağırmasına izin vermedikleri için söyleniyordu büyük ihtimal.

"Uzun süredir bir şeyler yapmıyordur resmen." Gökdeniz sigarasını söndürürken Berke'nin getirdiği içkilerden bir tane aldı.

"Herkes hanımcı oldu çünkü. Bak şu Ayaz'a. Hala telefonda Deniz'e açıklama yapıyor."

Berke bardağı bırakıp gözlerini devirdi. Kesinlikle kızsız çekilmiyor bu da.

"Kimse benim gibi olamadı be! Ne hanımcıyım ne de sapım." Kendimi överken kimse cevap verememişti çünkü zil çalmıştı.

"Herkes burada kim gelebilir?" Alkın, Berke'ye bakınca Berke omuzlarını silkip ayaklandı. Evi yol geçen hanı olduğu için tahminimce bir kızdı.

Merakla peşinden ilerledim. Ajan gibi onu izlerken kapıyı açtığı gibi karşısında Dila'yı görünce seslendi.

"Seninki gelmiş!" Kapıyı aralarken arkada Simge ve Deniz'i de gördüm. Sanırım yalnız kalma süresi kızların bizi basmasına kadarmış.

"Ya şimdi Alkın'ınki mi olduk Berke bey? Hepiniz adi pisliklersiniz." Dila Berke'yi ittirip içeri dalarken hemen önüne atladım.

"En birinci kankam beni bulmuş!"

"Artık en birinci kankan değilim ben senin. Sen de pislik adisin."

Dudağımı büktüm ve açtığım kollarımı kapattım. İçki gecesi fikri kesinlikle çok boktandı. Hepsi Berke'nin suçu zaten.

Asla ben toplaşalım demedim. Asla.

"Deniz kanka bugün çok güzelsin ya." Deniz bana orta parmak çıkarıp Ayaz'ı buldu ve sert bir yumruğu geçirdi.

"Allah'ım iyi ki sapım." Berke'nin mırıltısını duydum ve kendimi gösterdim.

"Bak ben sap değilim ama dayak da yemiyorum çünkü canım Hale."

Başıyla beni geçiştirip içeri girdi. Simge'ni ne ara Gökdeniz'in yanına gidip sigarayı yedirmeye başladığını görmemiştim bile.

"Kız çocuğu öldüreceksin!"

Simge sinirli bakışlarıyla bana döndüğünde hemen Berke'nin yanına kaçtım. Sigara yemek istemiyordum valla.

"Ben gidip soğuk bir su içeceğim. Sizi ayyaşlar."

Dila giderken Berke'nin onu izlemesi dikkatimi çekmişti.

"Berke aşkım sen de mi susadın yoksa?"

Berke kapıya bakmayı kesip bana döndü ve kaşlarını çattı. Dudağını hafifçe ıslatırken yalan söyleceğini anlamıştım. Genellikle yalan söylerken bunu yapardı çünkü.

"Sert bir şeyler vardı odamda. Onları almaya gideyim ben."

Git bakalım bakışı attıktan sonra tekrar odaya döndüm. Deniz elindeki şişeyi bitirip kaldırdı.

"Hadi şişe çevirmece!"

Her şişe çevirme vakasını da Deniz başlatıyor ha. Biz de asla şu oyunu oynayamıyoruz. Biri bir şey diyor ve ciddiyet kaçıyor resmen.

"Şimdiye kadar hiç düzgün oynayamadık." Alkın tereddütle kapıyı izlerken konuştu. Ne dediğinin farkında bile görünmüyordu.

"Bu sefer her şey serbest ve ciddi oynayacağız. Lütfen!"