3. Bölüm

35 5 0
                                    

Gördüklerim karşısında inanamiyordum. Elinde mızrağa benze bir şey tutan bir adam ve karşısında dişleri sivri iki kişi vardı. Elinde mızrağa benzer bir şey tutan adam beni görünce kaçmaya başladı. Ben de ona aldırmadan korkmuş bir şekilde yerde yatmakda olan kızın yanına gittim. Yanında sevgilisi vardı galiba. Şu durumda bile düşündüğüm şeye bak yaa.

Hemen onlara yardım etmek için ben de eğildim. Kız,"sen eve git burası senin için hiç güvenli değil"dedi.
Onun bu sözlerini aldırış etmedim. Koluma sarılı olan bandanayı çıkardarak kızı  yaralı koluna sarmaya başladım. Yanında ki konuşmaya başladı.
"Tamam bize yardım etmiş olabilirsin ama artık gitmen lazım."dedi gözleri kızarık bir şekil de.
Kızda onu destekler bir şekilde gözleriyle yolu işraet etti. Daha fala ısrar etmeden gitmeye başladım. O sırada telfonum çaldı. Babam arıyordu. Muhtemelen kızacaktı. Telefonu açmamayı tercih ettim. Onlar hala orada duruyordu. Ben son sürat koşarak eve gittim.

Evin önüne geldiğim de yavaşlayarak durdum. Tam zile basacaktım ki yan evin camından bakan birini gördüm. Hayır bu olamazdı demin gördüğüm çocuktu bu. Ama bu imkansız nasıl bu kadar kısa sürede geldi bu. Aklımı kaçıracaktım. Burada tuhaf şeylerin olduğunu anlamıştım zaten.

Daha fazla kafamı yormadan içeri girdim. Artık dinlenmeye ihtiyacım vardı. İçeri girdiğimde babam yüzüme baktı onu umursamadan yukarıya çıktım odamın orada olduğunu düşünerek. Yukardan karşıma çıkan ilk kapıyı açtık geliba burası benim odamda. Yerde duran kutuların içinde benim eşyalrım vardı. Oda fena değildi. Odada sadece bir yatak vardı. Yatağım üzerine oturdum. Saat baya geç olmuşdu. Yarın erken kalkcağimı hatırlayarak üzerimi değiştirip yatağa uzandım. Yorulduğumu şu an fark ediyordum. Fazlasıyla uykum vardı. Gözlerim yavaş yavaş kapanırkem kendimi uyumaya odakladım.

_________

Saba yine o alarm sesi uandırdı beni. O saati alıp parçalamak istesemde bu sadece saatin sesini susturmakdan başka işe yaramazdı. Zar zor da olsa kalkıp üzerimi giyindim. Burası baya soğuk bir yer olduğundan üzerime deri caketimide aldım. Aynanın karşısında saçımı düzeltirken gözüme bir şey çarpmışdı. Aman tanrıım oda neydi öyle. Boynumdaki yara izi. Canım acımıyordu. Yatakda kan izide yokdu ama bu da neyin nesiydi böyle. Üzerine bir bant yapıştırdım. Gözükmeyecek şekilde sçımla üzerini kapattım. Annemlere söylediğimde ne yapacağını biliyordum. Ama bu nasıl olmuşdu böyle. Yatağimda herhangi bir kan izide yoktu. Ne oluyor böyle. Acaba bu şeyin dün olanlarla bir alaksı  armı diye düşünmeden edemedim.

Çok fazla kafama takmayarak eşyalarımı alıp aşağıya indim. Annem ve babam işi olduğundan sabah erkenden bir yere gitmişler. Bende yemek ye.eden çıktım. Daha hizmetçilerde gelmemişdi. Arabamın anhtarını alıp dışarı çıktım. Telefondan okulun yolunu bulmak için navigasyonu açtım. Okul fazla uzak değildi ama yürüncek kadarda yakın değildi. Okulun bu kadar küçük olması beni şaşırtmışdı. Yanlış yere gelmiş gibi hissediyordum. Ama doğru yer. İceri girip müdür odasını buldum. Bulmak o kadar da zor olmadı. Bu okul baya küçüktü. Kapıyı tıklatıp içeri gordim. Müdür bana bakarak gülümsedi.
"Hoşgeldin Bayan Wilson."dedi
Bu kadar kibar davranması tuhafdı. Bana oturmam için işaret etti. Sınıfımı öğerendiğimde odadan çıkmak için ayağa kalktım. "Lütfen otur Jessica"dedi müdür.
Yanında duran anonsdan Hector diye birini anons etmişdi. İki dakka olmadan enons ettiği kişi içeri girdi. "Jessica bu Hector, Hector bu Jessica. Jessica Hector seni okulu tanıman için yardımcı olacak" dedi müdür.
Kafamı sallayarak yanıt verdim.

Sınıfdan çıkıp yürümeye başladık. "İlk nereden başlayalım "diye sordu Hector.
"Fark etmez, okulu gezdorecek olan sensin ben değil."dedim. O sırad saçımı arkaya atrak boynuma bakmışdı. Biraz geri çekilerek saçımı ellerinin arasından çektim. Ama boynunda yara olduğunu nerden biliyordu.
"Boynunda yara olduğunu nerden biliyorsun."dedim sinirli biraz da meraklı bir şekilde.
"Bilmiyordum" dedi.
"E nasılanladın o zaman " dedim.
"Boynundaki yara izi gözükmüyor sanıyorsan yanılıyorsun." demesi yeterli oldu benim için.
"Sen dışarı çık ben geliyorum."dedi.
Kafamı sallayarak dışarı çıktım. Bir banka otur mak için giderken omzuma birini bastırarak tuttuğunü hissettim. Hemen arkama döndüm. Serseri gibi biri vardı. Yüzüme bakarak kahkaha attı. "Vaaayy okula yeni biri gelmiş bi hoşgeldin diyelim dedik."dedi.
"Anlamadım"dedim  sorarcasına.
"Bir azdan anlarsın"diye cevap verdi. Hiçbir şey anlamamısdım arkasındaki çocuk yumurta kabını ona doğru uzalttı. Yoo hayır düşündüğüm şeyi yapmazlar umarım. Yumurta kabından bir tane yumurta alıp üzerime doğru attı. Yumurta göğsümün tam üstüne gelmişdi. Boynumda ki yaranın acıdığını hissettim. Bütün yumurtaları alıp atmaya başladı. Elimle onları önlemeye çalışdım ama başarılı olamadım. Yere çömeldim başımı kollarımın arasına aldım. Bu sefer üzerimi farklı bir şey sıkıyirlardı. Yangın tüpüydü bu. Daha fazla dayanamadım yere yatıp kendimi serbest bıraktım. Gözlerim yavaş yavaş kapanmaya başlıyordu. Tam o sırada bir inleme sesi işittim. Kulaklarımı acıtıyordu. Gözlerimi zar zor açtığım da Hactoru gördüm. Serseri tipli zorbanım karnına benim üzerime sıktıkları yangın tüpüyle vurmuştu. Canının acıtığinı anlaybiliyordum. Hactor beni yerden kaldırıp kucağına aldı. Neden bilmiyorum ama onun kollarında kendimi güvende hissetmişdim. Sesim kısık bir şekilde Hector demeye çalışdım. Hector "merak etme benim kollarımda kimse sana bir şey yapamaz" dedi. İçimden "bunu biliyorum"desemde dışımdan soylemdim. Gözlerimi artık tam anlamıyla kapatım kendimi onun kollarında serbest bırakdım.

3. BÖLÜM SONU




Gecenin Sivri DişleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin