İstanbul'a geldiğimde henüz 4 yaşında küçük bir kızdım, otogar da indiğimiz zaman etrafıma bakındım bir sürü insan ve araba vardı bizi karşılamaya babam gelmişti sonrasında ise bir arabaya binip akrabanın birinin evine gittik sonra babaannemlere yerleştik annemin dediğine göre 15 gün kalmıştık orda halbuki bana aylar gibi gelmişti. Babaannemlerden taşındıktan sonra tek göz odalı küçük bir eve sığınmıştık 3 kardeştik ve yolda gelmeyi bekleyen bir kardeşimiz daha vardı evin kapısını açtığınızda giriş kısmında bir mutfak olduğunu görürsünüz hemen girişin bittiği yerde küçük bir tuvalet ve sola döndüğünüz zaman ise pencerisi olan bir oda. Ev çok güzel değildi sağlam da değil di ama orda yaşamaya mecburduk abim 1. Sınıfa başlamıştı geldiğimiz sene, annem de iş bulmuştu evde sadece ben, erkek kardeşim Mert ve yeni doğmuş kız kardeşim Şule ile birlikte kalıyorduk tabi birde arada halam da bize bakmaya geliyor du .
Zaman ilerledi biz büyüdük okula başladım 1. Sınıfta pek arkadaşım olamamıştı sessiz ve pekte atılgan bir kız değildim kimsede yanıma gelmezdi pek ayrıca okulda çok malzeme istiyorlar di annem bunları alamadığı için öğretmenin o sürekli kızdığı küçük çocuk hep ben olmuşumdur haliyle kimsenin istemediği uzak durduğu çocuk da ben oldum. Yanlış hatırlamıyorsam duygu adında sınıfımiza yeni gelen bir kız bazen yanıma gelir ve nasıl olduğumu sorardı ona gülümserdim o kızın kalbi çok güzeldi ve doğruyu söylemek gerekirse onu özlüyorum.
Ben küçükken kalbimin hep iyilikle çarptığını sürekli hissederdim insanlara yardım etmek onları korumak ve gülümsetebilmek en büyük arzularımdan dı özellikle de benim gibi mutsuz ve yalnız çocukları gülümsetmeyi çok isterdim ama çoğu zaman yapamazdım çünkü bazen kendime bile yetecek kadar param olmuyordu annemin verdiği paralar yetmiyor ve çoğu okul günlerinde aç kalıyordum tabi birde susuz. Şimdi beni kime sorsanız sudan nefret ediyor derler size çünkü genelde su alamazdim ve ne yalan söyleyeyim tuvalette ki suyun tadı da berbatti. Yinede her şeye rağmen güzel bir çocukluk du diye bilirim sanırım ama yaşadığım olaylar değil de içimde biriktirdiğim duygularım çok güzel ve özeldi çünkü o zamanlar bende umut vardı, sevgi vardı, dostluk vardı, iyilik vardı ve en önemlisi belki de kimsenin olamicaği kadar masumdum ben. Oysa şimdi 17 yaşında kimseye acıması ve merhameti olmayan insanlardan soğumuş, kalbi sertleşmiş ve hiç olamicaği kadar kötülükle dolmuş genç bir kızım kimseye güvenim kalmadı inancımsa çoktan tükenmiş durumda kız kardeşim bile beni her fırsatta anneme ispitlerken kime inanabilirim ki? Sevdiğim insan beni en yakın arkadaşımla aldatırken, yakın arkadaşlarım birer birer yanımdan kaybolurken, her seferinde yeni bir hüsranla karşılaşırken ve güvencim yine tükenirken nasıl olurda mutlu bir insan olabilirim ki. Ben iyilikle dolu bir insandım, kimseye kötülük yapmazdım yapamazdım kötülük nasıl yapılır onu bile bilmezdim beni deli konumuna şerefsiz, kahpe konumuna en sevdiklerim getirdi en guvendiklerim , en değer verdiklerim şimdi onlar yok geriye sadece bana bıraktıkları acıları var göz yaşlarım her aktığında başıma gelen bir önceki olayı hatırlayıp üzüntüm üçe beşe katlanıyor en kötüsü de siz bunları içinizde yaşarken diğerlerinin sizin yeni bir plan içinde olduğunuzu sanmasıdir. Yapmadığınız bişey yüzünden suçlanmak emin olun bu sizi daha çok yaralar. Ben küçükken sınıfta her hangi bir yardım kampanyası yapıldığında elimden ne geliyorsa destek olmak için yardımda bulunurdum. Bazen uzak ülkelerdeki aç çocuklar için kumbaraya para atardım bazen ise köyde kitap alamayan çocuklar için en güzel okuma kitaplarımı verirdim, kıyafet yardımı da yapılırdi gidip de yeni bişey alamazdim ama hep en ısıtan kazağımi verirdim çocuklar üşümesin diye ve ben bunları yaparken daha 10 yaşında küçük bir çocuktum dayanmıyordu işte çocuk kalbim o çocukların aç kalıp üşümesine hem kırmızı başlıklı kız ile Hansel ve Gretel kardeşleri onlar da tanısin ne olucakti ki, ne kaybedecektim ? O yüzden çocukluğumun en saf en temiz yıllarıydı onlar nasıl unutulurdu ki ama yinede yetmedi kalbimin iyilik içinde atmasına yetmedi o yılları bir sandığın içine koyup sakladım ben anahtarı ise toprağa gömülü o toprağa bir tohum dikildi bir gün ağaç olacak o ağacın da içinde olduğu bahçeli bir ev inşa edilecek ve kim bilir belki de o eve ben taşınırim meyvelerini çocuklarım yer benim anılarım onlara iyi gelecek sadece iyi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bir kahpenin otobiyografisi
Teen Fictionşu sıralar insanlardan sadece kahpesin, nasıl böyle bir kahpelik yaptın şerefsiz gibi Kelimeler duyuyorum. lakin beni bu hale onlar getirdi ben küçük masum bir kız çocuğu iken beni hain içi kötülüklerle dolu biri haline getirdiniz sonuçlarınada siz...