Bizizmkilerle hemen kalktık ve otel bölümündeki açık büfeye doğru yürümeye başladık. Acaba nasıl geldi. Gerizekalıyım ya uçakla veya araçla filan gelmiştir. Cem:
- Heyo moruk. Ben:
- hı ne. Kerem:
- Sen neden o çocuğun ağzının payını vermedin yada verdirtmedin?
- Morelimiz bozulmasın diye. Ya ben hiç aç değilim. Siz gidin bende odamda biraz dinleniyim. Gizem:
- İyi sen bilirsin ama bu burda bitmedi sana bir şeyler olmuş haa. Ben:
- ok bebe haydin ben kaçar.
Ben odama doğru yürürken o ' BENİMSİN' dİyen çocuğu grdüm ve beni kolumdan tuttuğu gibi dudaklarıma yapıştı.
Şaka lan şaka o mostura yengem kılıklı bana bir bok yapamaz. Tamam belki dilimi kafif kanattı ama sarhoştur heralde. Tamam belki burda karşıma çıkmış olabilir ama tesadüftür. İçimdeki ses ' nah tesadüf' desede takmadım. Artık ona mostura yenge diycem. Napam adını bilmiyorum. Yoluma devam ettim arkamdan bir ağlama sesi duyunca arkamı dönmemle küçük kız çocuğun yerde oturmuş ağlarken buldum. Hemen yanına gittim.
- Sen neden ağlıyosun? Kız:
- Kayboldum.
- Bak ağlama, gel anneni babanı arıyalım.
Kız tahminim 6 yaşlarında filan küçük kafasını olumluca salladı ve elimi tuttu.
- Adın ne?
- Rümeysa, senin?
- Şeyma
- Şeyma sen kimle geldin?
- Abimle
- Hım en son nereye gittiniz?
-Parka
Burdaki en yakın parka gitmek en doğrusu. Parka doğru yürümeye başladık. Şeyma elimi bırakıp benden 1 veya 2 yaş büyük bir oğlanın bacağına sarıldı. Galiba abisi yüzümde küçük bir tebessüm oldu. Genç çocuk arkasını döndü ve küçük Şeymayı kuçağına aldı. Şeyma ile konuştu Şeyma binik parmağı ile beni gösterdi. Genç çocuk bana doğru yaklaştı ve:
- Şeymayı siz bulmuşsunuz. Teşekkürler.
- Nedemek. Böyle bir tatlılığa insan nasıl yardım etmez.
- Ama böyle kuru kuru teşekkür olmadı size bir çay flan şkram etsem?
Çocuk yavşadı lan, yavaş gel gülüm.
- Yok teşekkürler. Şeyma:
- yaa nütfen nolur.
Allahım sana geliyorum çok tatlı lağnn. Şeyma ya diyorum ha yanlış anlamayın. Aslında abiside fena değil ama benim tipim değil. Oğlan:
- Bak Şeyma da istiyo
- İyi peki o zaman.
Kafeye yürümeye başladık. Oğlan:
- Adın ne?
- Rümeysa, senin?
- Özgür
Gülümsedi bende gülümsedim ve kafaye girdik. Cam kenarındaki bir masaya oturduk karşıma Özgür yanıma Şeyma oturdu. Havadan sudan konuştuk.Özgür 19 yaşındaymış Antalya 'ya bizim gibi tatile gelmiş ve ankarada yaşıyomuş.
GURUR' UN AĞZINDAN:
Rümeysa arkadaşları ile havuzdan ayrıldılar. Bende şenzonga uzandım ve beni gördüğündeki şaşkın yüzünü gözümde canlandırdım ve hatırlıyınca sırıttım. Allahım çok tatlı , çok masum, çok güzel. Uzakdan bile ben masumum ve temizim diye bağrıyor sanki. Onu ilk o barda ' BENİMSİN' dediğim gün gördüm. Buraya ayit olmadığı ap açık belli o zaman bu kız benim evleneceğim kız dedim.Belki dilini ufak bir çizik atmış olabilirim ama ben sadistim. Bende insanım sevdiğime zarar vermem ama sadist yönüm ağır basmıyo değil. Ben onu düşünürken telefonum çaldı. Alexsander Graham Bell e sayarken telefonu açtım.Arayan Emre, Emre benim korumam ve en güvendiğim adam.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafya Bozuntusu
Romance- BENİMSİN - Ne diyon kardeş çokmu wattpad okudun. De get işine.