'Peki' kelimesi küfür barındırır.

208 19 2
                                    

bu bölümü arkadaşım @gamzeliayşe24'e ithaf ediyorum :)

Sinirimin yerini yorgunluğum alıyor. Eve geldiğimde direk odama çıkıyorum. Yatağıma uzanıp gözlerimi kapatıyorum. Tam uykuya dalacakken kapım tıklanıyor.

"Girin." diye sesleniyorum yatakta doğrularak.

"Yaren iyi misin? Yanımdan geçip gittin." diyor alçak sesle babam.

"Üzgünüm. Ben çok yorgundum." diyorum. "Bu gün Semih'le mi birlikteydiniz?"

"Evet kütüphaneye gittik." diyorum Ayça'dan bahsedemeyecek kadar yorgunum. Şimdi söylesem iki saat Ayça'yı soracaklar.

"Bu akşam Semih ve ailesi bize gelecek söylemedi mi Semih?"

"Hayır, aslında şey. Baba bu gün gelmeseler olmaz mı?" deyiveriyorum.

"Yaren, sende biliyorsun işlerim çok yoğun. Boş olduğum bir zaman için Sait Bey'e söz verdim. Şimdi iptal edemeyiz."

Tabi ya Sait amca için boş vaktin olabiliyor ama benim için yok değil mi?! Ama yine ben haksızım çünkü çok yoğunsun! Bunları biraz daha değiştirerek:

"Peki." diyorum. Bu biraz değiştirmek değil tamam biliyorum ama bazen bir 'peki' nin altında milyonlarca küfür yatar.

"Hadi hazırlan. Yaklaşık 1 saate burada olurlar." deyip odamdan çıkıyor babam. Bende o çıkar çıkmaz odamdaki duşa giriyorum. Duştan sonra ne giyeceğime bakmak için gardırobumu karıştırıyorum. Tekrar kapım tıklanıyor.

"Yaren müsaitsen içeri girbilir miyim?" diye sesleniyor annem. Geçip kapıyı açıyorum. Annem gülümseyip içeri giriyor. Elindeki poşetten siyah, belinde taşlar olan, kısa ve çok şık bir elbise çıkarıyor.

"Benim için mi aldın?" diyorum şaşırarak.

"Evet bu akşam gerçek bir kız gibi giyinmeni istiyorum."deyip gülümsüyor.

"Teşekkür ederim. Bu çok şık bir elbise ama bir akşam yemeği için fazla değil mi?" "Bu gün güzel görünmeni istiyorum. Şimdi bu elbiseyi giy ve kuaförüme saçlarını yaptır." diyor yine o eski otoriter haline bürünerek. Benim bir şey dememe fırsat vermeden çıkıyor odadan. Bende kurulanıp elbiseyi giyiyorum. Sonra da 'Cengiz Bey' e saçlarımı yaptırıyorum. Normalde saçlarım su dalgası olduğu için genelde bir şey yapmam ama bu gün Cengiz Bey topuz yapmak için ısrar diyor.Ona neden Cengiz Bey demek zorundayım ki? Cengiz Amca ya da Cengiz Abi daha normal olurdu. Tabi annem öyle şeyleri pek sevmez.Sonra 'Cengiz Bey' önümde de iki tutam saçımı salıyor. Aynaya baktığımda gerçekten ilk kez kendimi biraz olsun güzel buluyorum. Sonra aynadan gözlerimi ayırıp aşağıya iniyorum. Annem beni süzüp:

"Harika! Ama bir eksik var." Bir süre bana baktıktan sonra:

"Kolye, küpe ve makyaj nerede? Bir eksik demiştim oysa." deyip beni dediklerini yapmak üzere yukarı gönderiyor. Az sonra tamamen hazırlanıp aşağıya iniyorum. Annemin zorlaması üzerine siyah topuklu ayakkabılarımı giyiyorum. En azından bunun üzerinde yürümeyi becerebiliyorum. Kapı çalıyor ve annem hizmetlilerden birini durdurup kapıyı kendisi açıyor. Selen Teyze, Sait Amca ve Semih herkesle selamlaşıp içeri giriyorlar. 'Hoşgeldin' faslı bitip yemeğe geçtiğimizde Selen teyze Semih'le bana bakıp:

"Ee çocuklar siz neler yaptınız bu gün?" diyor. Semih sen konuş anlamında bakıyor bana.

"Hı şey biz kütüphaneye gittik sonra sinemaya gittik işte şey sonra ben eve geldim." hızlıca konuşup susuyorum. Nedense kendimi suçlu hissediyorum ama sonuçta yalan söylemedim ki yani küphaneye ve sinemaya gittik sonuçta. Yani bu sadece bazı detayları atlamak oluyor.

"Sinemaya mı gittiniz? Hangi film?" diyor Babam.

"Aynı yıldızın altında." diyor Semih.

"Ah o filmin kitabını okumuştum çok romantik." diyor annem.

"Bizimkiler büyümüşte beraber romantik bir filme mi gidiyorlar." diyor Sait Amca ardından ben hariç herkes gülüyor. Semih'in ayağına kimseye fark ettirmeden sert bir tekme atıyorum.

"Ah!" Diye inliyor Semih. Sonra durumu toparlamak için:

"Ahaahah çok komik değil mi ahahaha. Gülsenize." deyip bana bakan şaşkın gözler üzerine susuyorum. Sonra annem hafifçe öksürüp:

"Aranızda bir şeyler mi var?" diyor. Ben şaşkınlıktan gözlerimi kopaman açarak:

"Ne! Semih benim kardeşim gibi böyle bir şeyi nasıl söylersiniz?!" diyorum kızgınlıkla. Annem bana sinirle bakıyor ama sonra hatasını fark edip iç geçiriyor.

"Üzgünüz. Biz belkide böyle bir şeyler vardır diye düşünmüştük ama..." Semih Selen Teyze'nin sözünü kesip:

"Yanlış düşünmüşsünüz." diyor. Sonra babam konuyu değiştirip işler hakkında Sait Amca'yla konuşmaya başlıyor. Gecenin sonunda onları uğurlarken Semih beni kenara çekip:

"Gerçekten bu gün olanlar için üzgünüm." diyor. Bende sinirlerim biraz daha yatıştığı için:

"Önemli değil hadi bekletmeyelim." diyorum. Oda gülümseyip kapıya yöneliyor. Onlar gittikten sonra Annem ve babamı daha fazla dinlememek için bir an önce odama çıkıp üzerimi değiştiriyorum. Ve yatağıma girip bu günün ardından yatar yatmaz uyuyorum.

ENGEL DEĞİLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin