"tak, tak, tak, tak"
Uf sabahın köründe kim olabilirdi. İstemeye istemeye kalktım. Aşağıya indim ve kapıyı açtım.
-Günaydın prenses. Yakışıklı prensin geldi seni okula götürecek.
+ Bugün Cumartesi ne okulu neden bahsediyorsun.
-Bugün cuma prenses.Hadi oyanlanma.
+Tamam ya beni zorla okula götürcen dimi sen aşağıda bekle.Ben anca hazır olurum.
-Tamam.
Yukarı çıktım.Her sabah yaptığım gibi dolabimi açtım.Kot gömlek, kot pantolon giydim.Botlarimi giydim.Ve üstüme siyah paltomu giydim. Hızla aşağıya indim .
+Hazırım.
- O zaman gidelim.Ben bırakcam seni.
+Iyi ama Jessica?
-Onla ayrıldık hatta dün. Sana söylemek istemedim.
+Sorun değil.Hadi gidelim.
Kapıdan ilk o çıktı bende çantami alıp çıktım.Sonra aklıma prens Charlie geldi o bugün bende kalacaktı.Ah tam bir salagim. Arabaya bindim.Sonra o bindi.Ve aklıma dün olanlar geldi çok utandım.Ve ona döndüm.Ikimiz de aynı anda "sana birsey söylemem gerek" dedik.
-Ilk sen prenses.
+Tamam.Dun niye beni öptün? Ve neden sen de evlenme seçeneğinisin?
-Dün seni öptüm çünkü seni seviyorum. Ve ben babana söyledim.O da bunu kabul etti.
+Şey ....şim...
Ah yine öpüyor beni çok mu seviyor ben kimseyi öpmedim ve o beni öpüyor.Hala ah salak bana birsey dedittirmiyor. Beni bıraktı ve arabayi çalıştırdı. Ve okula getirdi.Arabadan indim.Ve onu beklemeden sınıfa girdim.Kapida Charlie beni bekliyordu.
-Naber
+Iyi sen bugün bana gelicen mi?
-Tabi istersen.
+Ya şey ben seni çağırdım Ama şey gel.
-Tamam . Görüşürüz.
Hoca sınıfa girdi ve sınıf sesizleşti. Tüm dersler bitti.Ve beni bu sefer prens Charlie bırakmak istedi arabam olmadığı için kabul ettim.
Arabaya bindik. Ve eve geldik. Arabadan indim.O da indi ve o sırada. .....