Gece olana kadar uçmuşlardı. Cera kamp kurmanın zamanı geldiğini düşünüyordu. Etrafı gözledi ve en mantıklı yeri aradı. Bir tepe! Burası iyi olurdu. Cera arkasına baktı ve:
- Karşıdaki tepeye kamp kuracağız hazırlanın.
Yunus bunu duyunca biraz telaş yapmıştı. Daha geniş bir pist olan balkona dahi zor inerken bu zor yamaçları olan kayalık? Aynı korku Ahmet'de yoktu. Aklındaki tek düşünce aç olmasıydı. Yunus Güneş'e anlatmaya çalıştı ve vücudundan giden sinyalleri hisetti. Sanki onu bedenine eklenen bir parça gibi hissediyordu. Güneş anlamıştı. Masmavi ateşini arttırdı ve tepeye yöneldi. Yumuşak bir iniş yapmıştı. Diğer herkesde biunu başarmıştı.
Cera Phoenixlere baktı ve ateşlerinin onları ele vermesinden endişelendi.
Cera:
- Ankaların ateşlerini söndürün!
Avcılar bunu yapmışlardı ama Yunus ile Ahmet nasıl yapacaklarını bilmiyorlardı. Altair Yunus'un yanından geçerken:
- Çok basit. Sadece ona ruhun ile anlat.
Dedi. Yunus denemek için Güneş'e yaklaştı ve aklından ateşini söndürmesini istedi. Phoenix yavşca sıcaklığını kaybetti ve normal büyük tüylü bir kuşa dönüştü. Aynı tüyoyu alan Ahmet'de denedi ve başardı. Sevinçle birbirlerine baktılar. Bir anda Cera tüm avcılara seslendi:
- Altair ve Sorox sizler erzakları indirin. Yunus ve Worm siz ikiniz ateş için odun toplayın. Geri kalanları ilede çadırları kuralım.
Ahmet koşarak diğerlerinin yaptığı gibi çadır malzemelerini taşıdı ve kendine denilenleri yaptı. Yunus Worm'a baktı. Oldukça iriydi ve saçı ile sakalının uzunluğu onu karanlikta bir ayı gibi gösteriyordu.
Worm:
- Beniz izle aşağıda çamlar vardı. Kuru olanları kırarız... Ayrıca sana o kişisin diye iyi davranmamı bekleme!
Yunus kafasıyla onayladı ve bıraktığı silahlarını geri kuşandı. Worm ise eline uzun ve dev bir balta almıştı. Yanındada birkaç mızrak vardı. Worm yokuştan yavaş yavaş inmeye başlayınca Yunus meşalelerden birini aldı ve onu izledi. Yaklaşık beş dakika yürüdüler ve çam ormanına ulaştılar. Worm:
- Kuru olanlarından bir kaç dal kes.
Yunus biraz korkmuştu. Sonra yavaşca ağaçları yoklamaya başladı. Kuru olan ağaç bulunca yetişebildiği dalları hançeri ile kesiyor belindeki kemere sıkıştırıyordu. Bir süre sonra yeterince odun bulduğunu düşündü ve Worm ile ayrıldıkları noktaya geldi. Onu bekliyordu. Çoktan burada olmalıydı. Endişelenmeye başlamıştı. Meşaleden bir miktar atesi ayırdı ve yola sürükledi. Karşıdan ona koşan karaltı ile irkildi. Daha dikkatli olunca gelenin Worm olduğunu anladı. Ama yaralıydı. Yanına gelince Yunus hızla ona yardım etti. Göğüs kısmındaki zırhın metali dağılmıştı. Zorlukla nefes aldı ve konuşmaya başladı:
- Su bükücüler buradalar.
Öksürmeye başlamıştı. Aniden ağzından kanlar gelmışti. Uzun bir süre öksürdü. Sonra kendini elindeki sopa ile yere sabitledi.
Yunus:
- Ne yapıyorsun? Hemen diğerlerine haber vermeliyiz.
Worm:
- Benim işim bitti evlat sen git ben seni korurum.
Yunus:
- Ama!
Worm:
- Unutma sen bir avcısın! Zor kararlar vermeyi bilmelisin! Şimdi git diğerlerini uyar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EFSANE GÖZYAŞI AVCISI
FantasyKimsenin bilmediği yerlerde ,ne duyulan ne de bilinen bir grup avcı. İnsanları onları bekleyen tehlikeden her ne pahasına olursa olsun korumaya and içtiler. Aralarından birisi varki ,işte o bambaşka. Onda farklı şeyler var. Bu insanlar Atalante'nin...