1.●I CANT SPEAK ENGLISH●

213 35 43
                                    

Sabah sabah yine annemin sesiyle uyandım,

"Melis !uyan kızım alarmın zır zır ötüyor okula geç kalacaksın "

'anlamıyorum ya neden ben neden diyorum' kendi kendime 'ama yok 'cevap bulamıyorum yataktan salına salına lavaboya gittim , aynadan kendime bakınca bir an korkmadım değil saçlarım 2.dünya savaşından çıkmış gibiydi zaten geriye kalan halimi ,anlatmaya gerek bile duymuyorum , elimi yüzümü temizce yıkayıp kuruladım tekrar odama döndüm şöyle bir baktım durum içler acısı ' dün giydiğim okul kıyafetim ,çantam ,çoraplarım , kitaplar , ve birde lolipop olabilir. 'Ne yapayım seviyom işte , herhalde Zeliha Sultan daha odama girmemiş yoksa kıyamet kopardı valla benden söylemesi . Hemen yatağımı düzelttim okul kıyafetimi de üstüne koydum yerdekiler in hepsini çabucak topladım ve beklenen an, annem geliyor okul formama uzandım o anda annem girdi
"Melis, Kızım sen hala uyanmadın mı?"

"Uyandım anne "dedim , annem tam konuşacak tı ki onu durdurdum

" Dur Zeliha Sultan konuşma cevabı biliyorum 'kahretsin kızım yine çok mükemmelsin senin gibi olamıyorum' diyeceksin ama ben zaten mükemmel olduğumu biliyorum bunu sürekli söylemene gerek yok utandırıyorsun sultanım " annem eğilip terliği eline aldı,Ne! terlikmi? Kırmızı alarm !!!

"Bak geliyor terlik ne o öyle bilmiş bilmiş konuşmalar benim aklımın ucundan bile geçmemişti ben senin pasaklılığına hayretim , tabi ki o konuda kimse senin eline su dökemez 'parmağıyla yatağımı işaret etti ' bak ne kadar mükemmelsin , çabuk hazırlan geç kalacaksın " gerçekten haklı yani kadın haklı ne diyeyim okul kıyafetlerimi elime alıp giyindim ıyğk hiç te sevmem lacivert pantolon ve açık mavi tişört üstüme geçirdim saçımı aşağıdan örüp ucunu siyah bir tokayla sabitledim sonra mavi siyah puantiyeli caaaaanım çoraplarımı giydim beyaz ayakkabımıda giyip çantamı elime aldım ve aşağıya indim babamı gördüm bir yandan sabah kahvesini içerken bir yandan da gazete okuyordu,

"Günaydın baba "dedim

"Günaydın kızım" annemi beklemeden masaya oturdum elime çatalı alıp hızlıca yemeye başladım annem bana güzelce sövüp , masaya oturdu ,hep beraber kahvaltımızı yapmaya devam ederken babam konuşmaya başladı,

"Kızım okul nasıl gidiyor ? "dedi bende "Baba daha açılalı 1 hafta oldu bugün pazartesi nasıl gidebilir ki" dedim baygın gözlerle, kahvaltı ma devam ettim , çayımdan da uzun bir yudum aldım , ayağa kalktığım sırada o sinir bozucu sesi duydum,

"Beni beklemeden nereye böyle yarım ada " aha sıçtım abim siz bir kere okula gidecektim ama olmadı kahretsin arkamı döndüm, abim hazır dı, çantasını tek koluna takmıştı ellerini de cebine sokmuştu , ama ne diyeyim yakışıklı çocuk ,

"Bende tam seni çağıracaktım değil mi anne " annem kafasını olumlu anlamda salladı abim güldü ,

"Hadi gel yarımada başbelası arkadaşlarını da ara , çabuk ol " tam telefonumu elime alıyordum ki ekranda 'ŞEYMA' arıyor yazısını gördüm , telefonu açtım.

"Günaydın bebeğim " dedim ,cevap verdi
"Sizin kapının önündeyiz çıkmaya niyetim yok herhalde melis "dedi
"Bizde tam çıkıyorduk şeyma"dememle yüzüme kapattı , tövbe tövbe , çantamı iki koluma taktım , abimde peşimden geldi , annem bizi uğurladı evden çıktık karşı kaldırım da şeyma , aslı ve yağmur duruyordu bana bakıp kocaman gülümsediler , şeyma ya baktım 'Allahım sen beni kurtar ' diye bana bakıyordu onların yanına geldim "Günaydınlar "dedim yağmur tam ağzını açıp konuşacaktı şeyma susturdu ,
"Uzatmayın hadi , okula geç kalacağız"yağmur bana bakıp dudak büzdü abime baktım pişmiş kelle gibi sırıtıyordu , koluna vurdum kolunu omzuna atıp yürümeye başladık , kısa sürede okula geldik okul zaten evimize yakındı , bahçeden içeri girdik, tüm öğrenciler ayrı bir kafadaydı .
Sıraya girdik , sınıf sınıf geçiyorduk abim 12. Sınıf olduğu için sonradan geliyordu , biz dördümüz sınıfa çıktık yerlerimize oturduk cam kenarı 2 sırada benle şeyma , önümüzde de aslıyla yağmur oturuyordu, bir süre sonra ingilizce hocamız içeri girdi tahtaya bir şeyler yazdı,onları defterime geçirdim ve anlamsız gözlerle hocaya baktım , konuştu , konuştu ve konuştu , hoca durdu ve bizim derslerle alakası olmayan , yazı bile yazmayan çocuğu ayağa kaldırdı ve o can alıcı soruyu sordu ,

"Söyle bakalım emre ingilizce konuşmayı biliyomusun?" dedi serap hoca, emre ayağa kalktı konuşmaya başladı ,

"Derdimi anlatacak kadar biliyorum hocam ."

" Derdin ne? peki evladım"herkes merakla ona bakıyordu ağzını araladı konuşmaya başladı ,

"I cant speak english "

Ben dâhil , herkes gülmeye başaldı hoca tam elindeki kalemin kapağını ona fırlatıyordu kapı tıklandı içeri bizim müdür ve arkasından yeşil gözlü, siyah saçlı, uzun boylu babam yaşlarında bir adam girdi arkasından bir kadın girdi , gözünde yuvarlak gözlükler vardı saçını örmüştü 30 lu yaşlardaydı tahminimce . Müdür konuşmaya başladı ama hiç onu dinleyecek havamda değilim , defterimin üzerini karalamaya başladım bir süre sonra bir sessizlik hakim oldu sınıfta , bana baktıklarını hissetmeye başladım kafamı kaldırmadan yağmura baktım bana dönmüş bakıyordu , dayanamayıp kafamı kaldırdım herkesin bana sırıtarak baktığını gördüm , bu iyiye işaret değil , ağzımdan sessizce bir küfür çıktı,

"Siktir"

ÖĞRENCİLER FİRARDA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin