-7- Bana güven yeter

81 9 0
                                    

Eve gelene kadar hiç konuşmadık. Eve gelince sesizliği bozan o oldu “neden bu kadar durgunsun” işte bu çocuk çok garip ben olsam o kimdi derdim hemen onun sorduğu soruya bak

“sadece yorgunum” ruhen çok ama çok yorgunum be patch çok kötüyüm

“ruhun yorgunluğu gerçekten insanı yorar hem de çok ama çok güzel bir çözüm yolu var” dedi ama ben rahatlamak yerine uyumayı tercih ederim her zaman ruhum gerçektende can çekişiyor ama

"benim çözüm yolum şarkı söylemek ve uyumak başka çözüm yollarını sevmiyorum” dedim aslında sadece ihtiyacım olan biraz çikolata, aşk filmi, pofidik ayı o kadar yani

“bana güven yeter kendini iyi hissedene kadar seni bırakmıyorum” dediği gibi beni limandaki kayalıklardan birine götürdü pat diye oturttu. “o kafanı kaldır ve yıldızlara bak rahatlarsın” dedi bende karşı koyamadım yani her ne kadar koca kafalı dediyse de bana güven dedi ya beni orada bitirdi. Kafamı kaldırıp yıldızlara baktım sonra gözüm patchin eline kaydı. Parmağıyla resmen yıldızları oynatıyordu kafamı sallayıp saçmalık dedim içimden ama sonra

 “sağ tarafına bak istersen” dedi merakımı gizleyemedim ama gerçekten ağzım açık kaldı yıldızlarla kocaman NORA yazılmıştı en azından buradan bakınca öyle duruyordu. Sağ olsun ağzımın açıklığını eliyle kapattı patch ama bunu yapması çok garip az önce parmağını gökyüzüne doğru tutuyordu sonuçta.

Nasıl yaptın diyecektim ama aklıma o kör olasıca ray in bana yaptığı sürpriz geldi pastamı NORA şeklinde harflerle yapmıştı o zamanlar ne aptalmışım ya ama bir anda kötü oldum bunu patche belirtmek istemdim.

“patch çok yorgunum sabah erken kalkacağım spor için zaten heronun da uykusu gelmiş belli sana iyi geceler her şey için sağol” dedim evime hızlı adımlarla yürüdüm sonuçta belli etmicem. Kapıyı açıp hızla merdiveni geçip odama koştum kendimi yatağa atıp hüngür hüngür ağlamaya başladım. Kafamı yastığa gömdüm tam bağıra bağıra ağlarken kapı çarptı sonrada merdivenden ayak sesleri gelince korktum ama herodur dedim ağlamaya devam ettim. Sonunda kapı açılınca korktum ama gelen o taze ve ferah kokunun sahibini tanıdığım için oturup gözyaşlarımı silmeye çalıştım. Gelip yatağımın kenarına oturdu  “kendini iyi hissedene kadar seni bırakmıyorum lafını unuttun galiba” içimden bu çocuk bi harika dostum dedim ve dayanamadım kırkırdadım. “sen işte böyle gül de neye güldün” deli çocuk ya onun yanında mutluyum umutlarım ortaya çıkıyo ve en kötüsü zayıf noktam olacak gibi.

“öylesine kendime güldüm” bana önem vermesi çok özel ve güzel aslında burada olmasına güldüm.

“uyu istersen senin çözüm yolun o ya senin” hiç bir şey de unutmuyo aslında daha iki saat oldu altı üstü

“uyuyacam ama sen yine gidecek misin?” gitmesin diye onu kelepçeleye bilirim bile yani

“sanırım gideceğim ama sana bağlı gidip gitmemem” gitme noğlur gitme asla gitme beni bırakma

“gitme ben korkarım ama işin varsa anlarım yani seni” başka diyeceğim bişey yok düşüncem gibi ona yalvaramam ki ayıp

“sen korkma yeter ki ben kalırım” oyşşş çok tatlı ya yalnız böyle yaparsa ben bunu severim sonuçta kendi huyumu biliyorum. “ben şuraya uzanırım” derken oturduğu yeri gösteriyordu ki buda yanım da uyuyacağını gösteriyo, kalbim öyle hızlı atmaya başladı ki bu dışarıdan da duyuluyor gibi gelince

“ben bi su içip gelim” dedim ve hızla ayağa kalkmaya çalıştım ama o pamuk gibi elleri beni tuttu

“ben ne işe buradayım acaba sen orada otur ben getiririm” kalbimin sesini duymamalısın hem suratımın yıkicam duş falan çok iş var

KÜÇÜK BELAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin