Üniversitenin devasa kapısının önüne geldiğimizde taksiden indim. Burası biraz şehir dışında kalıyordu, ve yeşillikler içindeydi. Sarıkızla beraber bir otobüse bindik ve ana bina olduğunu düşündüğüm bir yerde indik. Burası cennet gibi bir yerdi. Tarihi yapıları her zaman sevmişimdir. Burası da eski tarihi görünümlü mermer ve taş binalarıyla, sütunlarıyla, dallı budaklı ağaçlarıyla zamanda yolculuğa çıkmışsınız gibi bir his veriyordu. Ortada koca mermer bir havuz bile vardı.
Uzun uğraşlar sonucunda odamın anahtarlarını aldım ve yerini öğrendim.
Yurt binasi biraz daha arkalarda kaliyordu ve diger binalar gibi eski ama güzeldi. İçeri girdiğimdeyse buranın hiç de tahmin ettiğim gibj bir yer olmadığını anladım. Çok degisik bir mimarisi vardi. Ortada binanim en ust katina kadar ulasan genis bir balkon vardi. En üstten bakinca aşagiyi gordüğünüz tarzda bir şey. Kısacası buraya da bayildim!
Odam 126 numaraydi. Yani 5. Kat falan oluyor. En üste yakınım. Asansörle çıkıp odamı aramaya başladım. 5. Katta baştan başladım, tam 118'e kadar gelmiştim ki, oda numaraları bitti! Geriye yaklasık 15 kapı falan kalmıştı ve hiç birinde numara yoktu.
Lanet olası talihim.
Bende bari saya saya bulayim dedim. Ve 118 den sonra sekiz tane kapı saydim. Herhalde burasi olmaliydi. Yine de emin olmak için kapıyi tiklattim. Ses yoktu. Anaharı sokup açmaya çalıstım ama olmuyordu. Tam da heralde bu kapı degil deyip ötekine geçiyordum ki kapı birden açıldı! Meğersem kilitli değilmiş.Kapiyi acmamla beraber koca bir kütle yere çakıldı. Bir yandan debelenirken bir yandan da, "WHAT THE HELL!!!!!?" diye bağırıyordu.
Yüreğim ağzıma geldi. Hemen yanına koştum. "İyi misin!!?Çok özür dilerim buranın dolu olduğunu bilmiyordum...
"Tamam iyiyim sorun yok." dedi. "Birden girince korktum."
"İnan bana senin kadsar ben de korktum."
"Ranzanın üzerinden yere çakilan sen değildin ama!"
Görünüse göre bu koca kütle aşağı yukari benim yaşlarımda asyalı bir gençti. Üzerinde ayılar olan bol bir tisort ve şort giyiyordu ve sanirim saclarinin her bir teli farkli yone dogru uzuyordu.
"Pekala, özur dilerim tekrardan. Kapı numaraları yoktu o yuzden burası benim odam sandım."
"Boşver. Olur böyle şeyler. Burası 125. Senin numaran kaçtı?"
"126."
"Öyleyse komşuyuz." deyip sırıttı. Bende güldüm. "Pekala ben gideyim." diyerek odadan çıktım ve valizimi aldım.
Arkamdan kapıya seslendi. "Ben Chuan."
"Deniz." dedim giderken. "Sonra görüsürüz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜÇ, İKİ, BİR... KAYIT!
ChickLitPekala, bu benim. Ve hayatım bir filmse, şu an yepyeni bir sahneye başlamak üzereyim. O zaman; Üç, iki, bir, ve KAYIT!