Şafak.. Aydınlığın bire bir yansıması sanki. Gözlerimi uykudan zor açtım ve uyuşuk bir halde kendimi toparlamaya çalışıyorum. Ruhum yıllardır acı çeken bir garibe. Karanlık odamın köşesinde ki yatağımın üzerinden yanan mumu seyrediyorum.Sabah olmak üzere ama halen bir karanlık hakim, henüz güneşin aydınlığı bedenime vurmadı. Ağır adımlar ile ilerleyip,odamın kapısını aralıyorum hafif gıcırtısıyla beraber. Yaklaşık 10 yıldır aynı evde yaşıyorum ve bu bana eski ailemden miras kalma. Ve tabi ki hepsi bir kazada can verdi,ben hariç.. Nedendir bilmiyorum,uzun zamandır sanki bu hayatın içerisin de , bir şeylerden hep ayrı tutulmuş gibiyim.Birileri tarafından. Onca yaşanmışlıklara rağmen tek parça olmam gerçekten çok şaşırtıcı. Bir görevim var ve bunu yapmak zorundayım. Bunu yapabilmek için önce evimin bodrum katında ki cesedi uzaklaştırmam lazım. Günlerdir orada durmasına rağmen sağlam gözüküyor . Bu ceset kim mi ? Aslında o benim. Yeniden bedenlenme işlemini başkaları üzerinde gerçekleştiremesemde , kendim üzerinde hayli başarılı. Bir cinni hediye etti bana bunu.Kendisine yeni çocuklar kazandırma karşılığında. Evet bir şeytandan! Hem de tam 20 tane şeytan çocuğum var. Sürekli olarak benle beraberler fakat yüksek şeytanlara karşı güçleri yetmediği için, beni azda olsa korumaya çalışıyorlar. Korkarım,birkaçı son olaylardan dolayı öldürüldü kötü bir şekilde. Cesedi uygun bir yere gömdükten sonra sabah saat 8 olmuştu. Bunaldığım hayatımdan bir gün daha başladı. Dışarı çıktım,tam güneşe doğru yürümeye başladım.Karanlık çöktüğünde görevimi yerine getirecektim.Ağır adımlarla yürürken sokakta,insanlar dalgın ve amaçsız bir şekilde yanımdan geçiyordu.Gittim ve sahil kenarına oturdum.Denizi seyretmek bana hep huzur vermiştir. Maviliğe dalmışken, bir kol omzundan tutup beni o rüyadan çıkardı. Burada oturamazsınız! Meraklı bakışlar ile adama baktıktan sonra: Neden ? dedim . Lanetli insanlar burada oturamaz,defolun gidin buradan hemen dedi.Birden titremeye başladım.Kendime hakim olamıyordum.Hiç ses etmeden kalktım ve hızlıca yürümeye başladım. Bu adam kimdi ve bana neden böyle demişti. Aslında sebebini biliyordum. Bu hayatta kötüler olduğu gibi iyilerde vardı. Ben kötüler için çalışıyor ve o da iyiler için çalışan biriydi. Bunu anlamıştım çünkü bir savaş içerisindeydi karanlık ve bende onun bir parçasıydım.
Saat gece 12.00 Zifiri karanlıkta belirlenen mezara girdim. İçimde yüksek seviyede bir ürperti vardı. Bir ses bunu yapmamalısın diyordu. Titreyerek gösterilen mezara doğru ilerledim.Hava soğuktu.Etrafımda hışırtılar duyuyordum . Mezar taşına baktım ve üzerinde hiçbir isim yok.Üzerinde ki toprak çok yeni, sanki yeni bir beden gibi. Tam bir adım daha atmıştım ki,ayağım çukura girdi. Bağırmak üzereydim,korkudan ölücektim.Normalde bu kadar korkmam ama burası beni korkuttu. Ayağımı çukurdan çıkarttım ve mezarı kazmaya başladım. Bütün toprağı üzerinden attıktan sonra karşımda müthiş güzellikte ama solmuş bir beden vardı.Sarı saçları ve beyaz teni ; onu ölüyken bile güzel gösteriyordu . Biliyorum beni burda istemiyorsun ama,bunu yapmak zorundayım affet beni güzel bayan . Hafifçe bir parça kopardıktan sonra,yüzümü hafifçe solgun yüzüne doğru yaklaştırdım ve yakından incelemeye başladım. Tam o sırada,sanki o solgun beden canlanmış gibi gözlerini açtı ve masmavi gözleriyle bana bakıp donmuş kollarıyla beni sıkıcı yakaladı.Sırtımdan hafif bir kulunç kırılma sesi duydum.Ve her adımda beni daha da sıkı bastırıyordu.Kendine doğru, maviliğe doğru beni çekmeye çalışıyordu.Çürümeye yüz tutmuş ses telleriyle: Leht verate ondworn dedi. Birden beni bıraktı ve mezardan dışarı fırlattı. Kaçmaya başladım. Arkama bakmadan kaçtım. Sonsuza kadar kaçabilirdim .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Güçler
HororUYARI!! Bu kitap ileri seviyede tehlikeli olaylar içermektedir. Başlamadan önce derin bir nefes almanız ve karanlık bir ortamda bulunmamanızı tavsiye ederiz çünkü "Karanlık Güçler" in sahip olduğu en değerli şey karanlıktır.