3.BÖLÜM

5 1 0
                                    

Prens Airon;

Annem kendi kendine dertlenip bahçede dönüp duruyordu.Kendi kendine söylenirken bize dönüp
"Neden kara kraliçeyi ebediyete yollamadım ki."dedi.Yerimden kalkıp annemin omuzlarından tuttum. Kendime çekip sımsıkı sarıldım. O sırada saraydan bir çığlık sesi geldi. Kılıcımı belimden çekip sese doğru koştum.Sesin geldiği yer Melek denen kızın odasıydı.Odaya girdiğim anda kayıp düştüm.Oda tamamen buz olmuştu.Kafamı kaldırıp kıza baktım. İki eliyle yüzünü kapatıyordu. Turumcumsu saçları gitmiş , beyaz saçları gelmişti.

Elini yüzünden çekip bana baktı. Gözleri masmavi parlıyordu. Gözlerimi ondan çekip sinirle ayağa kalktım.Kıza arkamı dönüp
"Birdaha gereksiz sesler çıkarma." Dedim.Hızlıca odadan çıkıp eğitim odasına gittim...

Melek'ten;

Çok korkuyordum.O adam konuşmama fırsat vermemişti ama bir kadın vardı odada.Siyah elbiseli siyah saçlı siyah gözlüydü.4 gün önce beni saran tozlar vardı etrafında. Bana üflemişti onları.Üfleyince saçlarım beyazlamıştı.Dolap aynasına bakınca da parlayan gözlerimi görmüştüm.Kadına tekrar bakınca dibimde olduğunu anladım.Çenemi tutup sıkınca canım yanmış ve çığlık atmıştım.

Kapıdan içeri Lucas girdi.Ağlayarak ona sarıldım.Beyaz saçlarımı okşayıp "Ah be Melek.Neden bağırdın ki?"dedi.Kafamı kaldırmadan
"Uyandığımda odada simsiyah bir kadın vardı.4 gün önce beni saran tozlar onun etrafını sarmıştı.O bana birşey yaptı.Saçlarım beyazladı ve düzelmiyor."Dedim.Lucas beni kendinden uzaklaştırıp ayağa kalktı.
Elini uzatıp "Gidelim buradan"dedi. Kafamı sallayınca elimden tutup çekerek ayağa kaldırdı.
Yaşadığım şok yüzünden hala titriyordum.1 hafta önce tek derdim babam ile kavga etmekti.Şimdi ise bilmem ne kraliçe ye kafa tutuyordum.Lucas beni at ahırına getirince bir ata bindirip kendisi de yandaki ata bindi.Küçükken ata binmeyi öğreten anneme içimden teşekkür edip atın dizginlerine asıldım.At iki ayağının üstüne yükselip yere indikten sonra koşmaya başladı.Lucas'da arkamdan geliyordu.  Karşımda uçuşan siyah tozlarla korkum alevlenmişti.O burdaydı. Kafamı çevirip Lucas'a bakınca büyü yaptığını gördüm.Lucas bağırarak 'Melek önünde!' Demesiyle önüme döndüm.Herşey çok hızlı gelişti.
Önüme dönünce o kadını gördüm. Bana attığı hançer saplanıcakken vücudum kontrolü ele alıp hançeri eli ile yakaladı ve o kadına tekrar attı. Hançer buz olmuştu.Tabi bunları ben yapmıyordum.

Atı durdurup kendimi yere attım.Elimi kalbime koyup 'sakin ol' dedim sessizce.Kendime gelince Lucas'ın yardımıyla kalkıp ata bindim.Tekrar dizginlere asılıp Lucas'ı takip ettim.

Bir süre sonra saraya benzer 2 bina göründü.Okul olduğunu tahmin ettiğim yerin kapısından at ile geçince normal olarak gözler bize döndü. Derin nefes alıp attan indim.Lucas'ta attan inince okul kapısından 1 erkek 1 kadın bize doğru geldiler.Adam 2 metre kala dururken kadın durmadan bana sarıldı.Şok yaşarken 'Bizi kurtarmaya geldin' diye fısıldadı kulağıma.Kadın benden ayrıldıktan sonra bahçenin ortasındaki kulise çıktı.Benide beraberinde getirdi. Mikrofonu eline alıp "Tüm öğrenciler acil bahçeye gelsin.Kahin lütfen sende gel."dedi.5 dakika sonra herkes bahçedeydi.Sakallı yaşlı bir adam yanımıza geldi.Yanımdaki kadın elimi tutup "Melek.Ben Elise.Annenin kardeşiyim.Sana herşeyi anlatıcam ama önce bizi dinle lütfen."dedi. Gözlerim dolu dolu kafamı salladım. Elise mikrofonu yaklaştırıp birşey anlatmaya başladı
"Sevgili öğrenciler.1 hafta önce kahin rüyasında kara kraliçeyi görmüş_" Tüm öğrenciler korkuyla bize bakarken Elise konuşmaya devam etti.
"Ondan sonraki gün kahin yine rüyasında birini gördü.Turuncu saçlı mavi gözlü bir kız.O kızın saçı ve gözleri sonradan renk değiştiriyordu. Saçları beyaz gözleri açık mavi oluyordu.Dokunduğu herşeyi lanetli buzuyla kaplıyordu.Kahin bu rüyayı bize anlattıktan sonra Türkiye'de ki bir habercimiz kara kraliçenin bir evden çıktığını gördüğünü söyledi. Bizde hemen bu olayı araştırdık.Ve kahinin rüyada gördüğü kızı bulduk. O kişi Benim yıllar önce bir kara silahşör tarafından öldürülen ablamın kızı. Melek..."beni ileri ittirip "Karşınızda Melek Gece Sönmez.100 milyon yıl önce yaşamış karabuz kraliçesinin reaksiyonu.Melek bizi lanetli buzuyla kara kraliçeden koruyabilecek tek kişi...Artık o da aramızda okuyacak. Lütfen ona iyi davranın"dedi.Kafamı eğmişken biri "Ders de öğrendiğimize göre karabuz kraliçesi iyi insanları buzuyla kaplamıştı.O insanların lanet etmesiyle buzu gri renge dönüşmüştü. Ya bu kızda onun gibi bizi yok ederse?" Diye sordu.Haklıydı.Yolda gelirken Kara kraliçe ile savaşan ben değildim.Elise gülümseyip "Haklısın. Benimde böyle bir endişem vardı. Ama aldığım haberlere göre yolda gelirken Melek'in aurasını 100 kilometre öteden hisseden antarof yolda onlara saldırmış.Lucas ve Descartes ağır yararlanmışlar.Lucas kaçmasını söylemiş.Ama Melek dinlemeyip onlarla kalmış.Daha 1 kere kullanamadığı gücünü kullanıp antarof'u öldürmüş ve Lucas ile Descartes 'ın yaralarını iyileştirmiş."dedi.Bu da doğruydu.Elise kahine dönüp "Lütfen onaylamayı yap kahin."dedi.Kahin yanıma gelip elimi tuttu.O sırada bir ruh gibi hissettim. Gözlerimi açtığımda bir rahim görüyordum.Bir embriyo vardı. Embriyonun etrafı buz ile kaplanıp çözülüyordu.Sonra bir ruh gördüm. Embriyonun içine girdi.Embriyo masmavi parlarken geri çekildim ve kendime geldim.Kahin mavi gözlerime bakıp ağlayarak bana sarıldı.Bende ona sarıldım.Elise gözyaşlarını dökerek gülümsüyordu. Ben oydum.Karabuz kraliçenin reaksiyonu.Ama en çok da ben kendimdim...

%%%%%%%%%

Sıcak suyun altında tüm kirlerden temizleniyordum.Karabuz kraliçenin reaksiyonu olduğumu öğreneli 2 saat olmuştu.Bana bir oda vermişlerdi.Oda da kimse yoktu.Sadece ben vardım ve sıcak suyun altında duş alıyordum.

Bir ses geldi.Adım sesleniliyordu. Kafamı sesin geldiği yere çevirdim. Odamdan geliyordu.Suyu kapatıp havluyu vücuduma sardım.Banyonun kilidini açıp odama ilerledim.Bir ışık parlıyordu.Odamdaki tablodan ışık geliyordu.

Elimi tabloya uzatınca heryer bulanıklaştı ve tek hissettiğim acıyan sol kolumdu.

Gözümü açtığımda üstümde normal kısa beyaz elbise vardı.Ayağımda beyaz topuklu ayakkabı vardı. Kendime bakmayı sonlandırıp yürümeye başladım.Nereye gittiğimi bilmeksizin yürürken bir ses gelmesiyle yerimde durdum.
"Hoş geldin Melek" korkuyla sağa sola dönerken "Kimsin!"diye bağırdım. Bir süre sonra ses "Ben Karabuz kraliçesi. Senin gerçek halinim."O sırada önümde bembeyaz saçlı masmavi gözlü simsiyah kıyafetleriyle o çıktı. Korkuyla gerileyince kahkaha attı ve yeni fark ettiğim taş sandalyeye oturdu.Bende karşısındakine oturdum.Bana baktıktan sonra "Hakkımda yanlış bilgiler anlatıyorlar Melek.Ben iyi kalpli köylüleri öldürmedim.Ben canavarları öldürdüm.Hepsi şeytanlar tarafından ele geçirilmişti.

Önceden çok mutluyduk.Savaş ve kavga yoktu.Buzum bembeyazdı. Sonra birgün aniden köylüler beni öldürmeye çalıştı.Zarar vermemek için elimden geleni yaptım.Seytanlar tarafından ele gecirildiklerini anladığımda buzumla hepsini dondurdum.Seytanlar insan vücudun da bana bed dua ederek lanetlediler. Buzum simsiyah oldu.Ve birdaha düzeltilemedi...

Ateşten SuyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin