ご ; 005 ; time lapse

2.3K 164 124
                                    

"Ve hala adın aklıma geldikçe gözlerim yaşarıyor ve gözlerimi kapattığımda seni görüyorum.
Herşey değişse bile sen değişmiyorsun, her zaman aynı yerde duruyor, beni ağlatıyorsun."

୨♡୧

"Anne ben çıkıyorum," diye bağırdım.

Annem yanıma geldi ve beni süzdükten sonra imalı bir gülüş ile sordu: "Kiminle buluşuyorsun acaba?"

"Hiiiç, sadece bir arkadaşla."

Güldü ve beni sıkıştırmaya devam etti. "Adı nedir bu arkadaşın?"

"Jongin" diye cevapladım.

Bunun üzerine annemin ilk başta biraz hayal kırıklığına uğradığını sezdim. Jungkook'u çok seviyordu ve ayrılmamızı benden daha çok kabullenememişti. Fakat bu hayal kırıklığı uzun sürmemiş olacak ki beni sıkıştırmaya devam etti ve bende cevaplarımı oldukça kısa tutup bir an önce evden çıktım.

Jongin ile sıra arkadaşı olduğumuzdan beri daha da yakınlaşmış ve geçtiğimiz aylarda en yakın arkadaşlarımın arasına girmeye başarmıştı.

Kızlar kendi aralarında bizi sürekli yakıştırıyordu hatta Jisoo ısrarla Jongin'in beni sevdiğini söyleyip duruyordu ama ben kulak asmıyordum.

Aşk, bana göre değildi.
Buna Jungkook'dan sonra karar verdim.

Jungkook demişken, onu unutacağıma kendime söz verdiğimden beri bu planım oldukça başarılı gidiyor. Kızlara konusunu dahi açtırtmıyorum ve okulda onu görmemek için köşe bucak kaçıyorum.

Onu en son bir ay önce görmüş olmalıyım, bunu düşündüğümde, onu özlediğimi hissetsem bile bunu dibine kadar inkar edip kendimi kandırıyorum.

Chaeyoung bana kaçarak birşey elde edemeceğimi ve Jungkook'la karşılaştığım an yine aynı şekilde hissedeceğimi söyledi ama ben onu dinlemek istemedim. Böyle iyiydim. Ondan kaçıyordum, hislerimden kaçıyordum.

Düşüncelerime daldığım için az kalsın Jongin'le buluşacağımız kafeyi geçiyordum.

Kafamı toplayıp, içeriye girdim ve girer girmez onun cam kenarında oturup gülümseyerek bana el salladığını gördüm. Karşına oturup gülümsemesine karşılık verdim. 

Jongin'i benden önce burda görmek bana garip hissettirmişti. Jungkook'u hep beklemek zorunda kalıyordum. Aklıma yine o şahsın gelmesinden dolayı kendime sövüp onları karşılaştırmayacağımı söyledim.

Jongin bana ne içmek istediğimi sorup ardından sıraya girmişti.  Geldiğimden beri bir garipti, elleri kolları birbirine dolaşmış ve heyecanlı davranıyordu.

Düşünemeden edemedim, acaba Jisoo haklı mıydı.
Haklı ise.. ben ne yapacaktım?

"Evet, İced Americano'nun geldi" diye seslendi Jongin bana ve ona teşekkür edip Americano'mu yudumlamaya başladım.

Bir süreliğine havadan sudan konuştuk ve sonrasında Jongin ciddileşip gözlerimin içine baktı.

"Jennie ... sana uzun süredir demek istediğim bir şey var," dedi ve masada biraz daha öne eğilip yakınlaştı.

promise ✧ jenkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin