Medya: Toprak
Eskişehirden Ankara'ya dönünce direk yurda gittim. Yol boyunca oturmaktan canım sıkılmıştı. Bu akşam Toprağa gidecektim. Evine davet etmişti. Birkaç arkadaşı daha gelecekmiş. Buketi de çağırmıştı. Tabiki Burakta gelecekti. Buket olayları anlattıktan üç gün sonra sevgili olmuşlardı. Yeni yılına böyle güzel bir başlangıç yapması kıskanılacak durumdu. Aklıma Toprakla yeni yıla sevgili olarak girdiğim hayallerim geldikçe içim burkuluyordu. Siyah deri postallarımı ve dar pantolonumu giydikten sonra üzerimede bol bir sweatshirt giymiştim. Şişme siyah montumuda giydikten sonra koyu yeşil haki detaylı atkımı ve atkımla uyumlu siyah koyu yeşil beremi taktım. Beremin ponponu beni oldukça yaşımdan küçük göstermesine rağmen çok sevimli duruyordu. Yurttan çıkıp metroya doğru yürürken sigaramı yudumluyordum. Hava oldukça soğuktu. Ellerim soğuktan kıpkırmızı kesilmişti. Ellerimi ceplerime koyup sigaramı ağız hareketlerimle içmeye devam ettim. Buketle metronun önünde buluştuktan sonra Toprağın evine geçmek için metroya indik. Toprak Çayyolu diye bir yerde oturuyordu. Buketin dediğine göre oldukça lüks bir semtti. Zaten Toprağın maddi durumunun iyi olduğu her halinden de belli oluyordu. Metrodan indikten sonra ringe binerek evine doğru yol aldık. "Burak Toprağa mı geçicek Buket?" "Aynen kuzum. Vallaha çok özledim şapşalı. En son dün görmüştüm ama tipini yediğimi özledim." "Seni yerim ben.İyiki mutlusun. Senin mutluluğun beni de mutlu ediyor." "Kaya yerim ben seni. İnşallah yakın zamanda sana da birini ayarlarızda beraber gezeriz. Burakla arada konuşuyoruzda şu ana kadar herhangi bir homofobik tavrını görmedim. Oda bu konuda hassas anlaşılan. Konu her açıldığında homofobinin ne kadar iğrenç olduğu vurgulayıp duruyor. Zaten yakın arkadaşlarından biride gay. Çocuk yakışıklıda. Gideri var aslında. Yakışırsınız." Diyerek pis pis sırıtmaya başladı. "Bekarlık sultanlıktır. Hiç sevgili tribide sevgilide çekemem." Bu dediklerimden sonra aklıma Toprak gelince tipini yediğimin her halini çekeceğim geldi aklıma. Toprakla bir ilişkimiz olduğunu düşündüğümde ilişkide ki pasif kişinin ben olacağı dominant olacak kişinide o olacağı apaçık ortadaydı. Dediği herşeyi ikiletmeden yapacak kadar seviyordum onu.
Toprağın attığı konuma gelince evine doğru yürümeye başladık. İlerideki ev onundu. Ev müstakil iki katlı villaydı. Zaten arabasından da belli oluyordu maddi durumu. Ev aslında o kadar güzel durmasa da dışarıdan sonuçta villaydı. Biraz eskiydi o kadar. Ama evin o eski görünüşünün verdiği vintage hava yeterdi de artar. Bahçe kapısından geçtikten sonra içerideki alt kattaki odalardan birinin camından dışarı vuran renkli ışıklar süsleme yapıldığını gösteriyordu. Hep hayalim yılbaşında süslenmiş bir çam ağacına sahip olmaktı. Zile bastıktan sonra birkaç dakikaya kapı açılmıştı. Kapıyı Burak açmıştı. O kadar aceleyle gelmemize rağmen Burak bizden önce gelmişti. Buket Burağı görünce boynuna sarıldı. Daha sonra o şekilde yavaş yavaş kapının önünden çekildiler. Burağın arkadındaki Toprak ikiliyi kendine çekerek eve gimem için yer açtı. Toprağın üstünde siyah dar dizleri yırtık pantolonu üstündede siyah bir v yaka kazak vardı. Yine çok yakışıklı olmuştu. Ne giyerse yakışıyordu. "Çifte kumrular. Azıcık çekilinde Kaya içeri girsin. İçerde sarılırsınız birbirinize. Uzun bir gece bekliyor sizi nasıl olsa. Hoşgeldin Kaya. Gelmene sevindim." "Hoşbuldum ." "Eskişehir'e gittiğini duymuştum. İyiki yetiştin." "Bugün sabah geldim zaten. Gelir gelmezde hazırlanıp Buket'in yanına geçtim zaten. Daha erken gelirdikte Buket sağolsun. Yarım saate hazırım dedi bir buçuk saate anca hazırlandı." "Montunu ver asıyım. İçerisi sıcak terlersin. Dışarı çıktığında üşürsün hasta olursun. Yeni yılına hasta hasta girmek istemiyorsan tabi." Buket ve Burak çekildikten sonra içeriye geçtim. Toprak montumu astıktan sonra içeri salona geçti. Bende peşinde onu takip ettim. Salonda tahmin ettiğim gibi renkli ışıklar vardı. İçeride güzel bir koku vardı. Bu koku o kadar tanıdık geliyordu ki burnuma anlatamam. Masanın üstündeki küçük mumların yanında tütsü yakmışlardı. "Meditasyon tütsüsü mü bu?" "Aynen nerden anladın?" "Çok severim bu kokuyu. Çok güzel olmuş bu geceye." Bir an dejavu olmuştum.
Flashback
Bu gece Boranın yanında kalacaktım. Anne ve babası doktor olduğundan şehir dışına konferansa gitmişlerdi. Bora benim ilk sevgilimdi. Onunla onbirinci sınıfta tanışmıştı. İlk başlarda ona ulaşamayacağımı düşündüğüm için koluma faça atmıştım. Bu durumdan aldığım zevk inanılmazdı. Ciddi ciddi canım acırken orgazm olmuştum. Bora uzun boylu hafif kaslı kumral yakışıklı birisiydi. İkimizde onbirinci sınıf olduğumuz halde o benden bir yaş büyüktü. O okula gelir gelmez kesmeye başlamıştım. Nazlıyla bu yıl farklı sınıflara düşmüştük. Bora da onunla aynı sınıftaydı. Bu sayede de aramızı Nazlı yapmıştı. Onun bisexsüel olduğunu duyduğumda tarifi anlatılmaz bir şekilde mutlu olmuştum. Bu şekilde de konuşmaya başlamıştık. Bir ay sonrada sevgili olmuştuk. Bu bir ay boyunca ona daha çok ısındığın gibi onu tanımaya çalıştıkça tanıyamayacağımı anlamıştım. Hâl ve hareketleri o kadar farklıydı ki bazen onun bisexsüel olduğundan şüpheleniyordum. Beni kandırıyor mu yoksa benimle mi uğraşıyor anlayamıyordum. İşte o gün Boraya gittiğim de içeride bizim için bir masa hazırlamıştı. Masadaki mumlar ve masadaki tütsülerin kokusu çok hoşuma gitmişti. Tütsüler meditasyon tütsüsüymüş. Rahatlamak için yaktığını söylemişti. Ama cidden kokusu insanı rahatlatır nitelikteydi. Birlikte çok güzel bir gece geçirmiştik.
Toprağın da meditasyon tütsüsü yaktığını görünce geçmişte yaptığım hatalar aklıma gelmeye başlamıştı. Seni seviyorum diyen Bora meğersem sadece eski sevgilisini benimle kıskandırıyormuş. Benim duygularımla oynamıştı. Beni duygularımı sömürüp beni kandırmıştı. İşte bu kokuyu alınca da Toprağın da böyle yapmasından korkmuştum. Ama Toprak gay mi bisexsüel mi daha bilmiyordum. Hem öyleyse bile Bora gibi olacağı nerden belliydi. Bu saçma düşünceleri bir kenara bıraktıktan sonra bu güzel geceyi yaşamayı anın tadını çıkaramaya bakmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Little Boy
Teen FictionSevdiğim adam karşımda duruyordu. Ona sadece uzaktan bakmakla yetiniyordum. Yılbaşında beni de evindeki davete çağırmasıyla başlamıştı herşey. O kadar alkol almıştım ki az kalsın bayılacaktım. Beni kendi odasına götürdükten sonra bir anda dudakların...