14

231 13 0
                                    

Medya: Kaya
Salondaki kişlerden sadece Şule'yi ve Buket Burağı tanıyordum. Adını bilmediğim iki kız ve üç erkek daha vardı. Toprak beni salona geçirdikten sonra arkamdan o da geldi. "Arkadaşlar bir dakik toplanır mısınız." Demesiyle ellerindeki biraları ve kadehleri bırakıp geldiler. Salon dumanaltı olmuştu resmen. Tütsülerin kokusunu bile bastırıyordu sigara dumanları. Daha sonra herkes Toprağın etrafına toplandı. "Kaya ve Buketi tanımayalar için tanıtıyım onları sizlere. Buket ve Kaya okuldan arkadaşlarım. Buket ise Burağın sevgili anlamışsınızdır zaten. Kaya ve Buket bunlarda eski okulumdan arkadaşlarım. Enver, Emin, Kutay, Aslı ve Melisa." Dedikten sonra Buket ve ben Toprağın eski okul arkadaşlarıyla selamlaştık. Herkes tekrar yarım bıraktığı sigaralarına ve içkilerine döndü. Bukette Burağın yanına gitti. Daha dün görüşmüşlerdi. Bu hasretlerine şaşırıp kaldım. Aslı ve Şule oturduğum koltuğun yanına ellerinde bira şileriyle geldiler. Aslı "Memnun oldum Kaya. İçer misin?" diyerek elindeki ikinci birayı bana uzattı. Aslı Kutay'ın ona seslenmesi üzerine tekrar gitti. Şule "İyi ki geldin Kaya. Toprağı uzun süredir böyle mutlu görmüyordum. Hem eskisi gibi mutlu hem de hiç olmadığı kadar bana karşı çekingen davranıyor. Halbuki on yıllık arkadaşız." "Uzun süredir derken ne olmuştu ki?" "Artık sende bizim arkadaşımız sayılırsın. Sana bir sır versem söylemeyeceğini düşünüyorum. Doğru mudur?" "Tabiki benimle her zaman derdini sorununu paylaşabilirsin. Sırrın bende güvende merak etme." "Aslında benim hakkında değil de Toprak'la ilgiliydi. Belki ondan duyman daha iyi olur." "Yani haklısın sen bilirsin." "Neyse aman içimde kalıcak. Hani sen beni aramıştın ya Toprağın içtiği gün ben de onu almaya gelmiştim. İşte o gün sana sürekli Berk falan demişti. Bende seni eski bir arkadaşına benzetiyor demiştim." "Evet hatırladım." "İşte seni benzettiği o Berk aslında eski sevgilisiydi." Şule'nin dediklerine donup kalmıştım. Çok şaşırmıştım. İnanılmaz değişik duygulara bürünmüştüm bir anda. "Yani anlayacağın Toprak eşcinsel. Ayy bunu dedim ama inşallah homofobik falan değilsindir." "Yok homofobik değilim de bir an söyleyince şaşırdım." "İşte öyle Kaya. Lütfen sana söylediğimi söyleme de belli de etme." "Hiç merak etme. Ne söylerim ne de belli ederim. İçin rahat olsun." "Tamam canım. Ben içeriye bi bakıyım. Enver beni çağırmıştı. Çok beklettim çocuğu." "Tamam canım gitte daha fazla beklemesin." Şule masadan bir tane kültablası aldıktan sonra odadan çıktı. Daha sonra Toprak girdi odaya. "Bakıyorum da sigaranı değiştirmişsin. Stokların mı bitti." Diyerek hafif gülmüştü. Gülmesi bir an olan herşeyi bana unutturmuştu. "Aynen stoklarım bitti. Çok mutsuzum. Bende tadı en yakın olan Winston Rewarke geçtim.
Daha sonra biz tam Toprakla konuşmaya başlamışken Enver ve Şule içeri girer girmez "hadi doğruluk cesaretlik oynama zamanı. Oynamama gibi kimsenin şansı yok hadi arkadaşlar sonra devam edersiniz. Herkes masaya." demeleriyle Toprakla bizde kalktık. Masanın etrafında toplanmıştık. Allahtan Toprak yanıma oturmuştu da onun bana sorma gibi şansı ve ona soru sorma şansım oldukça düşüktü. Şule: "Arkadaşlar cevaplamak istemediğiniz sorular veya cesaretlik demek istemediğiniz zaman bir tekila atacaksınız. Hatta başlamadan önce herkes bir kadeh şarapını ve fıçı birasını içeçek." Masadan bir an da yuh oha asla gibi sesler çıksada Şule dediğinde ısrarcıydı. "Hadi ama. Kırk yılın başında bir toplanıyoruz. Onuda yılbaşına denk getirmişiz. Anı yaşayın. Eğlenceyi çıkarın. Kabul etmeyenle vallahi ilkokul çocuğu gibi küser konuşmam. Ona göre. Zaten aranızda alkol almayan biriside yok. Rahat rahat oynarız. Hadi başlayalım." Şule elindeki birayı zorla Kutay'a içirmeye çalışıyordu. Zavallı çocuk çok çabuk sarhoş olduğundan korkudan içmek istemiyordu. Şule masaya bitmiş bir şarap şişesini koyup döndürdü.
On elden fazla oynamıştık. Ve bana beş kez gelmişti. Hayattaki şansım beni bu anda da yalnız bırakmıştı. Sağolsun. Şule'nin getirdiği kurallara göre bir doğruluk bir cesaretlik deme zorunluluğumuz olduğundan iki cesaretlikte de tekila içmiştim. Vallaha kafam yavaş yavaş gitmeye başlamıştı. Zaten dc oynamaya başlamadan öncede bir fıçı bira iki kadeh de şarap içmiştim. Neyime güveniyorsam bana geldiğinde yine cesaretlik demek zorunda kalacaktım. İşte şimdi anladım ki bu gece kafam gidecekti. İnşallah o halimle tuhaf birşey yapmamda en azından sarhoş olduğum halim bir süre sonra dalga konusu olmaktan çıkardı.

Little BoyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin