3. BÖLÜM

29 2 0
                                    

Önceki bölümlerde bazı yazım hatalarım olmuş kusura bakmayın biraz yeniyim elimden geldiğince düzeltmeye çalışcam.
Keyifli okumalar.

GÖZDE DEMİREL

Ben yavaştan beyaz ışığıma doğru yürürken benim grupta arkamdan adımlıyordu ve tabii müdürde...

Müdürün odasına girince masanın önünde ki deri koltuklardan birine oturdum. Müdürde kendi koltuğuna oturdu ve konuşmaya başladı

-gözde bu kaçıncı yavrum. Sana sözleşme kağıdı çıkarmaktan ben bıktım ama sen imzalamaktan bıkmadın. Artık kendine bir çeki düzen ver evladım.

-hocam valla benim ağzım okul sınırlarında pek açılmaz ama bu okulda ki kişilerin bana zoru var hal böyle olunca çenem açılıyor. Yani burada suçlu ben değilim. Ben mağdurum.

-çok konuşma gözde git nöbetçileri çağır bana.
Belliki sinirlenmişti yani ben olsam bende sinirlenirim. Ayağımı yere vura vura nöbetçileri çağırdım nöbetçilerle birlikte müdürün odasına girince müdür beni dışarı çıkardı.
Kapının önüne çıkınca sorgum tayfam tarafından başlamış oldu.

-ne oldu kanka ya ne dedi müdür? Dedi mert

-birşey demedi.

-ee nolcak şimdi? Diye atıldı emir

-hiç bilmiyorum

-bu sefer yırtma şansın yok gözde

-lan Ayşe sen neden iyi bir şey düşünmüyon

-ben olacakları önceden düşünüp ona göre çözüm düşünüyorum ARES.

onları zil çalınca sınıfa zorda olsa göndermeyi başardım ve kapının yanında ki duvara yaslandım. Bir müddet sonra nöbetçiler çıktı odadan sonrada müdür çıktı ve yürümeye başladı. Bende arkasından yürümeye başladım. Müdürle spor salonuna girince okul hizmetlisi kazım abi elindeki kova ve paspası önüme koydu ben anlamayaraktan müdüre yani serhat hocaya bakıyordum . Oda bana bakıyordu sırıtarak.

-hocam bunlar ne?

-spor salonunu sileceksin gözde bu senin cezan ama cezan sadece bu değil dahasıda var onları bunu bitirdikten sonra öğreneceksin. 1saatin var bitirmen için ve unutma yarım yamalak yaparsan cezan iki katına çıkar.

Ben içimden küfrederken soyunma odasına gittim dolabımı açıp eşofman takımımı giydim ve kollarımı sıvıyarak başladım yerleri silmeye serhat hoca ve Kazım abi gülerek salondan çıktılar. Ben bir yandan yerleri siliyor bir yandan da beni bu duruma sokan çocuğa hem küfrediyor hem de hain planlar yapıyordum.
Ve tabi ki dua ediyordum beni kimsenin görmesini istemiyordum rezil olmak istemiyordum. Yerleri silme işimin sonuna geldiğimde seviniyordum ki ayağım kovaya takıldı ve kova tabiki de devrildi ve yerler mahvoldu birde ben varım beni ise yerle ilişki yaşama durumuna geldim ve hazin son olan kapı açıldı ve içeriye 4kişi basketbol formasına benzer şeylerle içeri daldı beni farkettiklerinde anırarak gülmeye başladılar. Bir ses acayip tanıdık geliyordu lütfen Allahım o olmasın lütfen... Gülmeleri bitince yanıma geldiler ben kalkmaya yeltenince yerin ıslaklığıyla ayağım kaydı ve iyice yere yapıştım yüzümü kaldırınca berkayı yüzümün yakınında buldum

-Berkay.

-gözde.

-noldu kızım sana?

-seni ilgilendirmez

-doğru beni ilgilendirmez dedi ve arkadaki çocuklara döndü kalkarken

-hadi çocuklar başlayalım.
Onlar potaya ilerlerken ben saf gibi arkalarından baktım.
Daha sonra toparlanıp ıslanan yerleri silmeye başladım. Arada berkayın kaçamak bakışlarını yakalıyordum o bunu farkedince gözlerini kaçırıyordu. Ben silme işini bitirince serhat hoca ve Kazım abi salona girdiler. Serhat hocanın gözlerine baktım o ise şöyle bir etrafa baktı daha doğrusu yerlere baktı. Sonra bana onaylar bir şekilde bakmaya devam etti.

-kızım gel biz seni okul hizmetlisi yapalım.

Oan ikisi gülerken ben kusma isteğimi bastırmaya çalışıyordum. Serhat hoca ciddiyetli ifadesine bürünüp bana döndü.

-takip et beni. Dedi ve yürümeye başladı salondan çıkıp merdivenleri çıkmaya başladık 3.kata gelip kütüphanenin önünde durduk.

-gözde heyecanlı mısın kızım?
Alaycı tavrımı takınıp

-çok heyecanlıyım hocam dedikten sonra hocanın görmeyeceği şekilde gözümü devirdim ve arkasından ilerledim içeride bir kaç kişiden başka kimse yoktu en azından bu iyi bir şeydi.

-gözde bu cezan biraz seni zorlayabilir ama katlanacaksın şimdi saçını bir tapuz yap sıkıca.
Değişiyle saçımı sıkıca topuz yaptım ve serhat hocaya döndüm.

-gözde şimdi biliyorsun ki dağılan kitapları bazen nöbetçiler toplamayı unutuyor ve o gün bu günlerden bir tanesi kitapların tozunu ve dağınıklığı topla bir buçuk saatin var .

Sinsice sırıttım ve işe koyuldum yarım saat geçmişti ama elimde şuan yapacak bir işim kalmadı çünkü bu kütüphaneyi adım gibi biliyorum ve hiç sıkıntı çekmiyorum çatı katındaki oluşturduğum kütüphane buradan bile büyük ve ve ben hemen herşeyi biliyorum kısacası kitap kurdu olmanın faydaları diyelim.
Direk olarak müdür odasının önüne gittim ve kapıyı tıklayıp içeri girdim.

-sakın bana becerenedim deme gözde!

-bitti diyeyimmi hocam dedim sırıtarak sonra hoca güldü ve tekrar eski haline döndü fotokopi cihazından yeni çıkan kağıdı masaya bıraktı ve bana otur işaret yaptı dediğini yapıp oturduğumda kağıtla kalemi önüme koydu.
-sıra alıştığın cezada.

-hocam imzalayıp kurtulayım artık.

-öyle kolay değil gözde hanım eğer bir ay içinde gözüne batmazsan artık hiç imzalamazsın.

-tamam hocam.

-anlaştıkmı?

-anlaştık hocam.

-tamam imzala ve çık!

Gözlerimi devirerek imzaladım ve odadan çıktım direk sınıfa gitmedim bu kılıkla, soyunma odasına gidip üzerimi değiştirdim dolaptaki tarağımla da saçımı düzelttikten sonra çıktım odadan sınıfın önüne gelince beklemeden kapıyı çaldım ve içeri girdi hoca susmuş ve bana dönmüştü.

-şey hocam benim durumumu serhat hoca size söylemiştir.

-evet evet gözde hadi otur yerine bakalım.

-saolun hocam

Hoca kaldığı yerden devam ederken ben de sırama oturdum. Sırama oturduğumda tayfam bana döndü soran gözlerle bana baktıklarını farkettim sonra anlatırım gibisinden bir şey söyledim onlarda üstelemeden önlerine döndüler okul çıkışı tabiki sinemaya gitmedik her zaman olduğu gibi kırtasiyeye gidip poşet poşet sprey boya aldık ve sessiz boş sokakların birine daldık evet suçtu ama bize değil neden mi? Çünkü bir keresinde graffiti yaparken belediye başkanına yakalanmıştık ve şaşıracaksınız ki kızmadı aksine ilimizi temsil eden şeyler yapmamızı istedi bir nevi bizi görevlendirdi. Kitaptan sonra en sevdiğim şey graffitidir. Odamın bir duvarında benim yapmış olduğum graffiti var ne yaptın derseniz kendimi çizdim ve şöyle bir özelliği var karanlıkta parlayan boyayla yazı yazdım karanlıkta yazdığım yazı var aydınlıkta da benim resmim var...
Kendimize göre bir duvar bulup başladık fıslamaya 2 saatin sonunda bitirdiğimizde devasa graffiti gözler önünde duruyordu en sonunda desensiz ağız maskemizi çıkarıp desenli olanı taktık yoldan geçen birine telefonumu verdim bizi çekmesi için poz verip fotoğraf çekildik. Akşam olduğunu belirten sokak lambaları teker teker yanarken bizde yavaştan evlere uzamaya başladık grupla evimiz aynı yerlerde değildi. O yüzden sokaktan çıkınca yollarımız ayrıldı. Benim ev bulunduğumuz yere fazla uzak olmadığı için yürüyerek gitmeye karar verdim. Ben ıssız sokaklardan giderken bazı sarhoş adamlar bana laf atmaya başladı ben adımlarımı hızlandırınca birisi kolumu tuttu elimde tuttuğum biber gazını adamın gözüne sıkıp koşmaya başladım izimi kaybettiğimi sanıp yavaşladım. Arkamdan gelen adım seslerini duyunca ve gördüğüm silüetle korkudan adımımı dahi atamadım...

°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°

Ben yazarken çok eğlendim umarım sizde eğlenir ve beğenirsiniz...

❤️💛💚💙💜

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 13, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Hissetmeye Bak! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin