*BÖLÜM 2*

947 30 1
                                    

Uzun bir yol gittik. Ara vermek için bazı konaklama tesislerinde dinlendik. Babam arabadayken eski ama tanıdık bir şarkı açtı. Bir süre onu dinledikten sonra benim ve arkadaşlarımın şarkısı olan bir şarkı  çıktı. Aklıma birlikteyken geçirdiğimiz vakitler zamanlar geldi.

Bir an gözlerim doldu ama Rize'de de yeni arkadaşlarım olacaktı. Birden arabanın ani freniyle yerimden zıpladım.

Sonrada camdan dışarı baktım İstanbul'la hiç benzemediğini ve etraftaki insanların giyim tarzlarına,yaylalara baktım. Ağzın açık kalmıştı buranın bu güzelliğine. Sanıyorumki çabuk alışıcam:)

Bir evin önünde durmuştuk ev beni derinden etkiledi. Havanın soğukluğundan dolayı odun sobasınının dumanına baktım. Aman Allahım burası çok berraktı ve biraz ötede de birsürü çay tarlası vardı.  Orda kendimi hayal ediyorumda buraya çok çabuk alışmıştım ben.

Annem bana seslenip kolumdan çekiştirdi. Herkes bize ve kıyafetlerimize bakıyordu.Biraz tuhaf hissetmiştim ama birden eve gidince evdekilerin bize sıcak ve güzel bakışlarından sonra bunu unuttum.

Içeriye girince bütün akrabalarımızı gördük.
Dedem,halamlar,teyzemler,kuzenler,babaanne falan hemen babaannemin ve dedemin yanına gittim. Beni küçük bir çocuk gibi sevmeye başladı oysaki,ben 23 yaşındaydım ve akranlarım olan kuzenlerim ile kaynaşmak için birlikte onların ve benim kalacağım odaya gittik. Valizimi yerleştirirken bir yandanda kuzenlerim Selin ve Elif ile buralar hakkında konuşuyordum.

Bana burdaki  tüm güzel yerleri 2'si  gezdireceklerini  vs.onları konuştuk.

Selin çok cana yakın ve geleneklere uygun giyiniyor ve aynen Elif'te öyle .

Beni çekiştirip güzelce giydirdiler. Başımda sallanan boncuklu bir yazma vardı. Beni aynaya tutarak kendime bakmamı sağladılar.

-Evet! Bence güzel oldun Zeynep.
-Bencede, hadi gelde valizinu iyice yerleştirmeye devam edelum.

-Kızlar çok teşekkür ederim.
-Hadi hadi daha çok iş var. Daha çay toplayacağuz. Hizlanin.

Elif ile Selin'de kuzendiler. Fakat aynı kardeş gibi davranıyor ve öyle hareket ediyorlardı.

Annem de çok geçmeden beni yanına  çağırdı ve kalacakları odayı bulup yanına gittim. Babam da geldi. Artık burda yaşayacağımıza hâlâ inanamıyordum. Annem babama yalvarıp bir işte çalışmasını ve yıllar sonra da olsa yeniden kendi evimize gitmemizi istiyordu. Ama ben halimden memnundum burda neler neler yaşayacaktım kim bilir. Kapıyı birisi tıkladı. Sonrada girdi. Gelen babaannemdi. Annemin kayınvalidesi işte.
Bir kaç yastık,bir adet yorgan ve bir çarşaf getirdi. Anneme verip beni öptü ve gitti.
Babaannemi çok sevdim. Rize'yi de çok sevdim zaten kuzenlerimde  kardeşim gibi davranıyordu bana. Sürekli bir şeyler öğretiyorlardı ve bu hoşuma gitti.
Ailenin tek çocuğu bendim.
Kardeşim yoktu ama şimdiden iki kardeşim oluvermişti.

Biraz sonrada hava karardı. Yataklara geçtik,Selin ve Elif yanıma geldi. Ve bayağı bir konuştuk bazen de Istanbul'u soruyorlardı bana.
Nasıl bir yerdir?Hiç unutamadığın anıların varmıydı? Diye sorup durdular ve sıra bana gelmişti.

Ben de onlara buraların yemeklerini,insanlarını,günlük işlerini ve tarihi yerlerini  sordum.
Bana ikiside;
-Hazır ol yarın sana buraları gezdireceğiz çay bile toplayacaksın aşıklar köprüsünü ve kalelerini gezeceksin

Dediklerinde,birden yerimden zıpladım ama bir an aklıma arkadaşlarım ile birlikte gittiğimiz yerler aklıma geldi. Onları şimdiden özlemiştim. Yeni arkadaşlıklar kurmak ve tam bir Rize'li olmak için sabırsızlanıyordum. Hem kim bilebilirki belkide hep burda yaşar burda bir hayat kurarım.

Böyle derken,saat 20.05olmuş. Selin'in dediğine göre burda herkes gece 20.00'de yatarmış ve sabah saat 06.00'da kalkarmış. Çaylar toplanır ve diğer işler yapılırmış. Bu yüzdende daha çok beklemeden yataklarımıza geçip uyuduk. Yarın için çok heyecanlıyım..

Bir Karadeniz Masalı..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin