-2-

216 38 4
                                    

'' Özgürler mi ? Bu,bu nasıl olur ? ''

Onları bizim aramıza kabul etmelerine inanamıyordum.Onlarca kez söylediğim gibi onlar haindi.Onların hak ettiği tek şey ölümdü.Aramıza karışıp,yaşamlarına hiçbir şey olmamış gibi devam edemezlerdi.

'' Evet Liya,yaklaşık on dakikadır aynı soruyu tekrarlıyorsun. ''

'' Yanlış duymuş olma ihtimalimi kontrol ediyordum. ''

Bu kararın alınma nedeninin onlardan yukarısı hakkında bilgi almak olduğunu az çok tahmin edebiliyordum.Mehmet'in bana söylediklerini de göz önüne alırsak kesinleşmiş oluyordu.

'' Liya çok fazla kafana takıyorsun,biraz sakinleş. ''

Aslı'nın sözleriyle tırnaklarımı yemeyi durdurdum ve sıkıntılı bir iç çekişle gıcırtılı sandalyemden kalkıp ona doğru yürüdüm.

'' Hiçbiriniz beni anlamıyorsunuz. ''

''Ne halin varsa gör.Burada oturup kafayı yemekte iyi şanslar ha tabi bir de tırnaklarını.''

Bir süre yüzüme baktı,demir kapıyı yavaşça kapatıp her zamanki gibi beni bu karanlık odada yalnız bırakıp gitti.

Sabah uyandığımda saat altı buçuk civarıydı.Denetlemeye gideceğim için erkenden kişisel işlerimi halletmeliydim.Yatağımın çarprazında duran leğene çırılçıplak yerleştim.Leğenin hemen yanındaki beş litrelik damacananın kapağını açtım ve bir tasa boşaltıp yavaşça kafamdan aşağı döktüm.Burada işler böyle yürüyordu.Her şeyi idareli kullanmak,gerektiğinde bazı şeylerden mahrum kalmak zorundaydık.Düşündüğümüz zaman bu çektiğimiz sıkıntılar ölümün yanında hiçbir şeydi.

Yemekhaneye girdiğimde Aslı'nın el işaretiyle beni yanına çağırdığını farkettim ve onun bulunduğu masaya hızlıca adımladım.Elimdeki ufak tepsiyi masaya bırakıp herkese öylesine bir selam verdim.

'' Şu hainlerle ilgili ne düşünüyorsunuz çocuklar ? ''

'' Kız olanının baya seksi olduğunu düşünüyorum. ''

'' Hadi ama Gürkan o daha bir çocuk. ''

Hainlerden kız olanını bir an için gözümde canlandırdım.Gerçekten duru bir güzelliği vardı.Gözlerinde ki hüzün ise herkesin görebileceği cinstendi.

''Değil mi Liya ? ''

''Hı ? ''

'' Şu esmer çocuğu diyorum oldukça tuhaf bir tip. ''

'' O çocuk beni gram ilgilendirmiyor.Tek bildiğim şey gebermesini istediğim. ''

Gürkan Poyraz'ın kolunu tuttuğunda ona 'sus' demek istediğini anlamıştım.Poyraz dün meydanda değildi ve olanlardan da haberi olmadığı çokça belliydi.Usulca ağzını kapayan Poyraz'a sorun değil bakışı atıp önümdekileri yemeye devam ettim.Yaklaşık on dakika sonra ise kalkıp görevlerimizin başına geçmek için yemekhaneden uzakaştık.A katının merdivenlerini inerken duyduğum silah sesi ile korkuyla gözlerimi büyüttüm.Çevredeki çoğu kişi silahlarını almış sesin geldiği yöne koşturuyordu.Aslı'nın beni dürtmesiyle bende o yöne koşmaya başladım.Bu bir saldırı olabilirdi ve biz kesinlikle bu saldrıya karşılık verecek güçte değildik.Kalabalığa yaklaştığımda kafaların arasından solgun yüzünü gördüm.Yavaş yavaş ona doğru yaklaştım.Neler oluyordu ? Görüşüm açıldığında yerde tam kalbinin üzerinden vurulmuş bir bedenle karşılaştım.O beden Emre'nin büyük annesine aitti.Bakışlarımı Emreye çevirdiğimde elindeki silahı görmemle yerimde donup kaldım.

'' Oğlum,sen ne yaptın ? ''

Akın amcanın bu sorusu üzerine titredim.

'' Ne mi yaptım,ben ne mi yaptım !? ''

Öfke ve hüzünün harmanlandığı sesiyle boğazını yırtacak kadar bağırarak konuşuyordu.Yutkundu ve devam etti.

'' Ben onu kurtardım ! Çektiği acıya son verdim. ''

Dolan gözlerimden bir damlanın yanağıma düşmesine izin verdim.

'' Bana beni öldür diye yalvarıyordu duydun mu ? Beni öldür ve kurtulayım canım oğlum.''

Kafasını yere eğdi,deli gibi ağlıyordu.Az önceki ses tonundan eser kalmayan cılız ve çaresiz sesiyle devam etti.

'' Ve ben herzaman ki gibi onun sözünü dinledim. ''

Daha fazla dayanamayacağımın farkındaydım.Kalabalığın arasından kurtuldum ve merdivenleri kullanarak iki kat aşağı koşturdum.Deponun yanındaki mermerlerin yanına geldiğimde ise daha fazla dayanamayıp olduğum yere çöktüm.Ağlamam kuvvetlenmişti.Ben hep tek başıma ağlardım.Kimsenin beni bu halde görmesine izin vermezdim.Ben aciz değildim,en azından insanlara böyle hissettirmek istiyordum.Kafamı duvara yasladım ve düşünmeye başladım.Emre'nin büyükannesi D vitamini eksikliğinden dünyada binde bir görünen fakat burada on kişiden yedisinde bulunan bir hastalığa tutulmuştu.Diğerlerine göre daha yaşlı olduğu için bu hastalığın üstesinden gelmesi oldukça güçtü.Çok fazla acı çektiğinin farkındaydık bunun için çeşitli ilaçlar üretmeye çalışmıştık fakat hiçbiri işe yaramamıştı.Emre ise onu kurtarmak istemişti.Acılarını dindirmek,kendi canından çok sevdiği o yaşlı kadını buradan çok daha bir yer olduğunu düşündüğü yere göndermek istemişti.İnsanları yardım edememek canımı sıkıyordu.Kendimi bir hiçmişim gibi hissettmeme neden oluyordu.Dudaklarımı parçalarcasına ısırırken kafamı yavaşça duvara vuruyordum.Sakinleşmek istiyordum fakat olmuyordu.Her geçen gün insanlar ölmeye devam edecekti.Ve bende izlemeye devam edecektim.Yanımda bir nefes hissetmemle gözlerimi araladım.Kafamı çevirdiğimde öldürmek istediğim hainin elindeki bez parçasını bana uzattığını farkettim.Şaşkınca ona baktığımı farkeden hain belli belirsiz gülümsedi.

''Al hadi,ihtiyacın olur. ''

'' Senin yardımını istemiyorum. ''

'' Pekala.Şöyle yapalım.Ben bu bezi yanlışlıkla buraya düşürmüş olayım ve sende bulmuş ol.Hem ağlarken ne kadar çirkin göründüğünün farkında mısın ? Sana bakıyor olmak iğrenç. ''

'' Seni yanıma çağırdığımı hatırlamıyorum.Kendin geldin.Bakmak istemiyorsan siktir git. ''

Kafasını onaylamıyormuşcasına iki yana salladı.

'' Genç bir kızın ağzına böyle kötü sözler hiç yakışmıyor. ''

'' Seni ilgilendirmiyor,hem sen burada ne arıyorsun ? ''

'' Artık buraların temizliği benden soruluyor güzelim. ''

Alayla kurduğu cümlesinin sonunda kullandığı gereksiz sözcükle yerimden kalktım.Popumu hafifçe silkeledikten sonra yeniden ona odakladım.

'' Ben senin güzelin falan değilim. ''

Geçen günde bana 'kızım' diye hitap etmişti.Bu hiç hoş değildi.Ben onun ne kızı ne de güzeliydim.

'' Yapma. Öylesine söylemiştim. ''

'' Öylesine söyleme.Aslında baksana sen bana hiçbir şey söyleme.Sen siktirip gitmediğine göre ben gidiyorum. ''

''Sadece yardım- ''

'' Yardımını istemediğimi söyledim.Şuan seni öldürmediğime dua et.Bir daha ki karşılaşmamıza bu kadar şanslı olamayabilirsin.Görüşmemek üzere. ''

KARANLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin