"Haarrryyy!"
"Ouf! Ted!"
"Hadi hadi!!"
Tam karnımın üzerine zıplayıp nefesimi keserek beni uyandırmadan önce bağırarak uyarması bir işe yaramamıştı. Heyecanlı hareketlerle beni sarsarken hala daha nefes almaya çalışıyordum.
"Ted,..kalk üstümden."
"Oh, ah, pardon." diyerek yana doğru zıplayıp bana yer açtığında doğrulup saçlarına uzandım ve birbirine kattım. Ona hiçbir koşul altında kızamadığımı biliyordu, bunu bilerek sonuna kadar kullandığından da neredeyse emindim.
"Dora geldi bile."
"Tamam aşağı in, beş dakikaya hazır olurum." dediğimde neşeyle yataktan aşağı atlayarak odayı terk etti. Bugün büyük gündü ve tabi ki heyecanlı olacaktı. Diagon Alley'de alışveriş için dünden beri çıldırıyordu, gülümseyerek yataktan kalktım. Hazırlanıp aşağı indiğimde Andromeda'nın hazırladığı kahvaltıda onlara katıldım. Evin yedek anahtarını ona vermek belki de yaptığım en akıllıca şeydi. Ted benimle yaşamaya başladığından beri inanılmaz derecede yardımcı oluyordu.
"Günaydın Dora."
"Günaydın tatlım."
Hazırlanıp çıkmamıza yakın Ginny'de arazide cisimlenip bize katıldı. Koluma girip Ted'e selam verdikten sonra hızlıca yola koyulduk.
****
Kitapları da yüklendikten sonra alınacak pek fazla bir şey kalmamıştı. Ted'e bir baykuş almak için onu Dora ile bırakıp Ginny'yle beraber ilerlemeye başladık.
"Hedwig'e benzeyen beyaz bir baykuş bulabilirsek çok hoş olmaz mı?" dediğinde kafamı sallayarak ona katıldım.
"Kesinlikle haklısın."
Bize doğru gelen kalabalık arasından Malfoy ve Astoria'yla karşı karşıya geldiğimizde garip bir şekilde birbirimize baktık. Nadir karşılaşmalarımızın her seferinde belli belirsiz bir baş selamı verip geçiyorduk. Tek kelime etmemiştik bu zamana kadar. Büyümüş olduğumuzu her seferinde biraz daha fazla gülümseyen yüzlerimizden anlıyordum. Yaralardan kurtulmak çok kolay olmuyordu. Arada hala daha kabusların esiri olabiliyordum. Kaybettiklerimi tekrar tekrar kaybederek acıyı tazelemek, sarıp sarmalamak ve tekrar devam etmek rutin olmuştu.
Tam yan yana geldiğimiz sırada Malfoy zarifçe baş selamını verip "Potter.." diyerek devam ettiğinde sesini bir an algılayamadım.
"Zaman nasıl hızlı akıyor, akıl almaz bir durum." dedi Ginny.
"Sesini duydun mu?" dedim ona dönüp, "Çok değişmiş."
"Değişen sadece o değil biliyorsun. Herkes değişti."
Kafamı sallayıp koluma sardığı eline diğer elimi koydum; "Hadi gidip güzel bir baykuş alalım."
****
"Har..Harry!"
"N.Ne oldu? Ginny?"
"Geliyor!"
Yataktan zıplayıp Ginny'nin kapasitesi dışında daha da fazla kızarmasını izlerken elimi kolumu nereye koyacağımı bilemedim.
"Ahh..Ben. Ne..?" derken Ginny'den kopan feryatla birden kendime geldim ve mavi ekran vermekten kaçınmaya çalışarak sonunda hastaneye yetiştirebilmiştim.
Koridorda volta atarken ne düşüneceğimi bilemez halde sürekli duvarlara bakıp duruyordum. Yıllar çok hızlı geçiyordu, ben onları yaşadığımı bile hissedemeden belki de.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Farketmeden (Drarry)
Fanfiction[Tamamlandı] (smut+fluff!) Şok beynimden vücuduma dalga dalga yayılırken birden kendimi ayakta buldum; "Neden söylemedin?" "Evliydik ikimizde, ayrıca olmasa bile nasıl söylerdim Harry?" "Ben.. Sen? Nasıl, ne zamandır? Astoria?" Bir türlü kelimelerim...