Oturdum öylece boş boş etrafa bakındım. Bu gerçeği kabul etmek çok zordu ama araştırdığıma göre şizofreni teşhisi konulanlar ilk önce sesler duyuyormuş daha sonra simalar görmeye başlıyormuş. Sesler sürekli insanı şiddete teşebbüs etmeye çalışıyormuş. İyi de ben nasıl şizofreniyim onu anlamadım. Bunlar olmadı sadece buraya geldikten bir kaç gün sonra Başhan ile tanışmıştım benle o kadar iyi anlaştı ki arkadaş olduk nerden bileyim onun hayal olduğunu. Beni anlayan, seven tek oydu. Her gece ona sarılarak uyurdum sonra odasına gider sanıyordum ama öyle değilmiş bir hayale kaptırmışım kendimi. O benim en iyi arkadaşımdı hâlâ öyle. İnsan olup olmaması umrumda değil. İlaçları içmemekte ısrarcıyım gerçeği öğreneli 3 hafta oldu.
Ne zaman Başhan 'ı görsem kırılacak eşya gibi özen gösteriyorum bir şey desem üzülecek gibi hissediyorum. Her an yok olmasından korkuyorum. O gün doktorun gösterdiği fotoğrafta ki boşluk içimdeki boşluğu dolduruyordu. Omzuma konulan el ile arkama döndüm bana gülümeyen Başhan'ı görünce hemen sarıldım."özledin mi beni prenses? "
"özledim tabi geceleri görüşüyoruz artık "
Elleriyle yanaklarımı yukarı çekerek gülmemi sağladı.
"Senin iyiliğin için prenses"
"Tamam "
"Ee ne yaptın anlat bakalım "
"aynı oturdum bütün gün "
"Nasılsın peki? "
Gözlerimin içine o kadar derin baktı ki gözlerimi kaçırdım.
"İyi değilim "
"neyin var prenses? "
"özlüyorum seni "
Beni kendine çekip sarıldı saçlarıma öpücük kondurdu.
"Bende özlüyorum sabret "
"Banane ben her saniye seni görmek istiyorum eskisi gibi "
"Bak prenses dönüp dolaşıp başa sarıyoruz çocuk gibisin "
"Senin yanında da çocuk gibi davranamazsam ne yapayım? "
Derin bir iç çekti sonra saçlarımı okşadı. Bir hayalin niye kokusu olur ki kokusunu içime çektim. Ona iyice sarılıp başımı boynuna gömdüm kokusunu içime o kadar çok çektim ki mahrum kalmaktan korktum gözümden akan yaş boynuna damladı. Bir anda hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Beni kendinden çekmedi saçlarımı okşamaya devam etti. Haraket edince benden ayrılmasından korktum.
"Böyle uyumak istiyorum "
Kafasını eğip bana baktı. Beni sıkı tutup yatağa uzandı hiçbir şekilde değişmedik. Ayaklarımı ayaklarının arasına aldı.
"Gene buz gibi ayakların "
"Sen ısıtıyorsun bir tek biliyorsun "
"Sabaha kadar üşürsün üstümüzü örtelim "
"üşümem sen varsın"
"Neyim ben ısıtıcı mı? "
"niye sinirleniyorsun ki? "
"Ben her zaman olamam"
"ne demek olamam bırakacak mısın beni ?"
Bir şey söylemedi sustu.
"Susma söyle "
"Uyuman gerek hadi uyu"
"uyumayacağım istemiyorum gideceksin değil mi?Ben seni kaybetmekten korkuyorum seni üzmekten korkuyorum ama sen beni bırak , ne istiyorsun gitmek mi? Git o zaman "
Kendini benden çekince iyice sarıldım.
"Bırakmıyorsun ki gideyim"
"Gidebileceğini sanman aptallık "
"Aptal olduk şimdi öyle mi? "
"Evet aptalsın. Sen benim hayalimsin nereye gidiyorsun? "
"bir yere gidemiyorum ki bırakmıyorsun "
"Gitmemen için ne yapmam gerek? "
"Beni sevme "
Gözlerinin içine baktım. Siyah gözleri yine bulanıklaştı.
"O zaman sende beni sevme "
Yüreğime bir ağırlık çöktü.
"Sevmem "
Ayrılmayı bırak düşüncesi bile bizi boğuyordu. Sevmem diyip kollarımızı bir birimize sardık.