2-SD

50 0 0
                                    

Lanet olsun onu kaybetmiştim su aptal ablalık görevini bile yerine getiremiyordum.Ben daha kendime bile bakamazken kardeşime nasıl bakacaktım.Her zamanki gibi isi elime yüzüme bulaştırmıştım. Yavaşça yataktan dogrulup birayı açtım. Odanın kapısını kapatıp babamın odasına doğru yürüdüm, kapıyı kapattım. Babam o aptal trafik kazasından öldükten sonra ilk kez buraya geliyordum. Herşey yerli yerindeydi. Dosyalar , resimler, kitapları.

Biraz tozlanmisti sanırım ama hala aynıydı. Yokluğu bize sadece acı getirmişti varlığının da bi farkı yoktu ama genelde arkamızı toparlamayi iyi beceriyordu. Yavaşça yaklaşıp sandalyesine oturdum birayı masanın üstüne bıraktım. Hemen önümde duran laptobu açtım.

"Şifre?" yazısıyla babamın ne kadar paranoyak olduğunu birkez daha hatırladım. Ellerim klavyenin üstünde geziniyordu ? Ne olabilirdi ki?

"David" yazarak tamam butonuna tikladim. Şifre bir isimse eğer bu kesinlikle David olurdu çünkü babam onu daha çok severdi.

"Hatalı şifre." yazısını gördüğümde hayallerim yıkılmıştı. Benim adımı vermezdi ama genelde denemekten zarar gelmezdi. Şifre kısmına bu sefer "Lolly" yazarak tamam'a tikladim. "Hatalı şifre." yazısı ekranda yeniden belirdi. Annemin adini denemeye karar verdim. Tekrar "Hatalı şifre." yazmasıyla beraber ekranda kırmızı bir ışık yanıp sönmeye başladı. Sandalyeyi geriye itip ayağa kalktim. Bilgisayarda delirmiscesine kırmızı ışık yanıyor ve sürekli hatalı şifre diye bağırıyordu. Bu hic normal değildi. Sonra bi anda eski sessizliğine kavuştu ve tekrar sandalyeye oturdum. Yavaşça bilgisayara yaklaşıp ekrana baktım. Kırmızı ışık sönmüştü. Bilgisayarda tuhaf bir yazıyla yazılmış metin dikkatimi çekti. Ne yani bilgisayar kendini yedekleyip çökmüş müydü? ilk kez boyle bir sorunla karşılaşıyordum. David'in ne karıştırdığını öğrenmek için bilgisayarının şifresini bir kaç kere kırmıştım rahatlıkla zaten ilk iki sifreyede kendi adini vermişti ama babam yuksek derece bir güvenlik önlemi almıştı. Basit bir makine mühendisinin bu kadar dosya,yuksek güvenlik önlemleriyle ne isi olabilirdi ki? Sandalyeden kalkıp odanın içinde gezinmeye başladım.

Kitaplığında yaklaştım. Her kitap ismine konusuna ve içeriğine gore dizilmisti. Babam çok titiz bir insandı onun aksine ben ve David'in odaları savaş çıkmışı andırıyordu. Bir kaç kez temizlemeyi denemiştim ama bu savaşta taraf tutamayacağımı anlayıp odayı temizlemekten vazgeçmiştim. Kitaplıktan bir kitap alıp ilk sayfasını açtım. "Mrs.Martìnez yardımınız için tesekkur etmeliyim. Tanrı yardımcımız olsun. -Mrs.Anderson"

Galiba babam televizyonlarına tamir etmiş olmalıydı. Aşağıdan gelen kapı sesiyle kitabi aldığım yere koyarak aşağı indim. Sadece göstermelik olarak kapıyı çalmış ve usengecligimi bildiğinden vazonun altından anahtarı alıp koltuğa yayılan Nathan'a baktım. Kendisi benim son 11 senedir basımdan atamadığım bas belası.

"Heey Lol." İsmim zaten kısaydı ama daha da kısaltmak hoşuna gidiyordu yada kisaltinca daha şirin gözüktüğünü(!)

"Lolly." diyerek düzeltme yaptım. Bana sadece babam 'Lol' derdi ve o öldükten sonra bu isimden nefret etmeye başlamıştım. Nathan bunu ya unutuyordu yada hic dile getirmediğim için sebebini anlayamıyordu. Son derece yakışıklı bir çocuktu ama benim gözümde sadece aptaldı.

"Yukarıda halletmeniz gereken babamın odasında." Mutfaktan bir bira açıp Nathan'ın eline tutusturdum.

"Ne yani benden babanın odasındaki bilgisayarın şifresini mi kırmamı istiyorsun? Ohh hayır baban yasarken de ondan korkardim ve öldü hala korkuyorum."

Son DördünHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin