Kuzeyde

1.1K 97 122
                                    

Arabaların arka arkaya gitmeleriyle oluşan büyük gürültü yüzünden sağır olacaktım. Ne bu gürültü ah. Akşam saatleriydi ve biz hala yoldaydık. Kalbim heyecanla çarpıyordu. Çünkü her adım da birbirimize yaklaşıyorduk. Ve ben bundan da ondan da nefret ediyordum. Bu mühür denen illet o kadar çok yakıyordu ki canımı.

Bu aptal adam da hiç durmuyordu ki. Onun yüzünden her gün iğne vuruluyordum. Ve bundan kesinlikle bıkmıştım. Pislik adam.

O sırada birlikler durdu. Hemen elinde kim bilir nelerle koşan Jennie'yi görmemle gülümsedim. Kai de kuzeydeki alfalardandı. Ve bu saf kızın onun için yapamayacağı şey yoktu.(Ben JenKai yi seviyorum arkadaşlar. Bence şirinler. Ama aranızda Sekai veya Kaisoo shipper varsa sizi anlamıyorum ama bir arkadaşım Sekai shipperdı ve bayağı ağlamıştı. Hem destekliyorum diyip ağlamıśtı. İnşallah biz böyle bir şey yaşamayız)

Belki de bu mühürden de korkunçtu. Yoongi'ye aşık olduğumu düşününce bile ürperiyordum. Bu mühürden bile fazla yakardı canımı.

Çünkü o gerizekalı vahşi alfa bir gün bile durmuyordu. Ne haltlar yiyorsa artık. Pislik şey. Gerçi biliyordum da neyse. Aptalla aptal olunmaz. O aptalla hiç olunmaz. İçimdeki o onu liğme liğme etme tarafı kabarırken kendimi dizginlemek için dişlerimi sıktım ve 10' a kadar saydım. Benim mührüm uyuşmuş olabilirdi ama o beni hissediyordu. Ve ona yaklaştığımı biliyordu.

Artık sadece 2 olanak vardı. Ya ölecektim ya da öldürecektim. İşte her şey bundan ibaretti. Umarım annem ve Yugyeomla tekrar karşılaşabilirdik. Onları özlüyordum. Ama şimdi sanırım Jennie'ye konsantre olmalıydım.

"Şuan duruyoruz. Bundan sonra 5 araba devam edeceğiz. Diğerleri arkadan dolaşıcak. Zaten bu taktiği konuşmuştuk. Herneyse yarın sabah o büyük sarayda olacağız. Sen de biliyorsun artık Yoongi'nin kral olduğunu. Eğer onu indirirsen alfaları yenme görevimizin ℅50'sini bitirmiş olacağız ve sonrası çorap söküğü gibi gelecek oppa."

Bunları derken yutkunan Jennie'ye baktım. Kai için endişeleniyor olmalıydı. Dediğim gibi saf ve salak kız kendisinin ölme ihtimalini hiç kaale almıyor gibiydi. Onu Kai'nin bile öldürmesi bir ihtimalken hemde. Ama biliyordum ki kendisin ölmesini onun ölmesine tercih ederdi ama asla bizi satmazdı. Bunu biliyordum. Çünkü omega'nın derdinden omega anlardı.

"Harika Jennie onlara iyice dinlenmelerini söyle. Yarın zor bir gün olacak oldukça zor bir gün" kesinlikle zor olacaktı. Yoongi'yi öldürsek bile ölebilirdik ve buradaki her şeyi yöneten ben olduğuma göre daha zordu. Çünkü kahretsinki onun her canı yandığında canım yanıyor o her üzüldüğünde üzülüyordum. Onun bana böyle hissettirmesi hiç güzel değildi. Berbattı.

"Tabiki oppa" diye beni onaylayarak giden Jennie'ye baktım. Yarın ikimiz için de zor olacaktı. Arabadan çıkıp derin bir nefes aldım. Ve sarı saçlarımı karıştırdım. Kendi çadırımı bulmamla epey sevindim.

Kuranlara teşekkür ederek içeri girdim. Dinlenmem lazımdı zira çok uykum vardı. Ve ben uykusuz hiçbir şey beceremezdim.
*
*
*

Gözlerimi beni sarsan Soyeon ( (G) IDLE'daki Ahh canım biasım) ile açtığımda bana sertçe vurdu.

"Tamam, tamam kalktım" diye gerindim. Bana iğrençleşme bakışını attı. Cidden bu kısa sürede onunla kanka olmuştuk. O kadar enerjikti ki ona yetişemiyordum.

"Hadi Jackson ve Suho seni bekliyor sense burada hala uyuyorsun." deyip ayağa kalktığımda Jibooty'me tekme attı. Sinirle ona döndüm. Gözlerimi de kıstığımda kahkaha attı.

"Umarım korkunç olduğunu sanmıyorsundur Mochi. Hadi, hadi" diyerek itekledi. Ve bende mecburen gece ateş yakılan yere doğru ilerledim. Etrafta oldukça vahim bir telaş hakimdi herkes bir tarafa koşturuyordu. Benim geldiğini görünce açıldılar. Ortaya doğru bir lider gibi yürüdüm. Artık şaka yoktu. Ve canımız söz konusuydu. İşte bizim anımızdı bu.

"Jimin, geldiğimizi beklediğimizden erken öğrenmişler. Onlarında birlilleri olmalı ve şuan sayı üstünlüğümüz kaybolmuş olabilir."

"Endişelenme Suho 4 yere saldırı yapacağız. Onlar hangisine şu gitsin diyene kadar kafalarını dişlerimizle parcalyacağız" bunu derken keskin bir gülüş attım. Biliyordum. Başaracaktık ne olursa olsun. Ama her taraftan sesler yükseliyordu.

"Omegalar, beni dinleyin. Bunca yıldır hep ezildik. Mal gibi davranıldık. Anlaşmalar işin kullanıldık. Vahşi alfaların fantazileri için kullanıldık. Hep biz kullanıldık. Nerede bir sorun varsa önce biz satıldık. Annelerimize ( Anneler omega olur) kötü davranıldı. Sessiz kaldık. Bize yapıldı sessiz kaldı. Yüzyıllardır hep sessiz kaldık. Şimdi intikam vaktidir. Kurdumuzun karanlık tarafını çıkaracağız. Tıpkı bize öğretildiği gibi. Bu sefer biz yapacağız. Bu sefer biz onları sessiz kalmaya zorlayacağız. Bu sefer biz onların dillerini keseceğiz." Derin bir nefes aldım.

Beni dinleyen o omegaların parlak gözlerine baktım. Ve tekrar cesaretlendim.

"Bu sefer biz kazanacağız. Omegayı hem betalardan hem de alfalardan üstün konuma getireceğiz. Biz kuracağız yeni düzeni. Biz bir olacağız ve onları dağıtacağız. Yerle bir edeceğiz. Yıllardır çeşitli görevlerde kaybettillerimizin intikamını alacağız. Çünkü biz en iysiyiz. Çünkü biz en güçlüsüyüz. Çünkü biz en cesuruyuz. Çünkü biz neyiz?" Gözlerimi onlara çevirdim.

"Omegayız" dediler. Gülümsedim.
"Duyamadım."

"Çünkü biz en iyisiyiz. Çünkü biz en güçlüsüyüz. Çünkü biz en cesuruyuz. Çünkü biz OMEGAYIZ." işte bu der gibi baktım ve şimdi dağılabilirsiniz bakışını attım. Biliyordum. Yapabilirdik. Biliyordum ki geleceğimiz için yapmak zorundaydık. Çünkü bizi onlar zorladılar. Suho ve Jackson'a döndüm. Bana gururlu bir bakış attılar.

"Anlaşılan sandığımdan daha iyi bir liderimiz varmış." Bunu diye Jackson'a bir bakış attım ve sustu. Ama o kadar komikti ki gülmeye başladım.

"Daniel nerede?"
"Bilmem gelir birazdan herhalde" onu kafamla onayladım. Soyeon şuan büyük ihtimalle arabaları falan kontrol ediyordu.

"Sanırım gitme zamanı. Sakın ölmeyin" bunu derken onlara çevirdim gözlerimi. İçimden çığlıklar atıyordum. Onlara bir şey olmasının düşüncesi bile beni kahretmeye yeterliydi. Onlara fazlasıyla bağımlıydım. Onlar zor zamanlarımda hep yanımdalardı ve şimdi. Şimdi ne olacağını kimse bilmiyordu. Arabalara doğru yürüdük. Sessizdik.

Hepimiz kendi arabamıza geldiğimde birbirimize derin bir bakış attık. Umarım bu bir veda olmazdı. Umarım bu bir veda bakışması olmazdı. Korkuyordum, çok korkuyordum. Ama güçlü olmak zorundaydım. En azından gelecekteki omegalar için öyle olmalıydım. Buna mecburdum.
*
*
*
Sonunda geldiğimizde hepimiz sarayın farklı bölgelerindeydik. Saat tam 12:00'yi vurduğunda başlayacaktık.

Son on saniye. 10 9 8...1 0 zamanı gelmişti. İçerdeki adamımız kolu indirip saray kapısını açtığında hepimiz çoktan kurt formundaydık. Diğer taraflardan da girmeleriyle bir kaç omega hemen dev odunla içerdeki kapıyı kırdılar bazı omegalar dışarıdaki alflarla mücadele ederken içeri girmemizle kırmızı bakışlar üstümüze döndü.

Zira hepimiz omegaydık. Ve etrafta ciddi bir feromon kokusu vardı. İşte bu bizim işimizi epey kolaylaştıracaktı. Omegalar iyice feromonlarını salarak onları güçsüzleştirdiler. O sırada beşimiz birbirimizi bulmuştuk. İnsan haline dönerek yukarıya doğru koşarken bir anda bir odaya çekildim. Ve Min Yoongi'yi gördüm. Bana çarpık bir gülüş atarak dibime girdi. Ve mırıldandı.

"Hoşgeldin, omegam."

💟💟💟💟💟💟💟💟💟💟💟💟💟💟
Ta daaa yb sonunda yazmayı bitirdim.
Şimdi sorulara geçelim.

Jimin'in liderliği nasıl?

Yoongi uzun aradan sonra tekrar aramızda. Ne düşünüyorsunuz?

Sizce alfaların stratijesi ne?

Ve birde çok tatlısınız. Yorumlarınız beni çok mutlu ediyor. Bana göre epey kısa sürede doldu sınır daha uzun sürer sanmıştım. Ve yorumlarınız cidden Çooooooooooooooook tatlı.

Sizi çok seviyorum.💟💟💟💟💟

Ve son olarak
Sınır:15 Vote

Ve tekrar

Sizi çok seviyorum❤❤❤❤❤❤❤

Omega'nın Yükselişi;İntikam YoonMinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin