Wade kamerayı ayarladıktan sonra sırıtıp uzaklaştı. Kadrajda salonda garip bir şekilde usluca yapboz yapan iki çocuğun ayakları dışında bir şey yoktu. Daha sonra Wade elinde bir kavanoz kurabiye ile geri geldi. Peter bu kavanozu çocuklara yakalamıştı çünkü kurabiye yeme işini gereğinden fazla abartıyorlardı.
"Kim büyük bir kavanoz kurabiye kazanmak ister!"
Wade seslendikten hemen sonra az önceki ayakların sahipleri sevinç çığlıkları ile oraya geldiler. Steve günlük kıyafetlerini giymiş ve saçlarını mükemmel bir şekilde yana yatırmıştı. Aslında her sabah saçını yapması için Peter'a yalvarıyordu. Tony ise daha pijamalarından sıyrılamamış ve dağınık saçlarıyla her zamanki gibiydi.
"Ben!"
"BEN!"
İkisi heyecanla Wade'in önüne gelip zıplamaya başladılar.
"Pekala, ama bunun için bir anlaşmam var."
Tony'nin tepkisi görülmese de kamera Steve'in çatılan kaşlarını yeterince çekmişti. "Sana güvenmememiz gerektiğini biliyordum. Sen kötü bir adamsın."
"Hadi ama! Kurabiye kavanozunu bu kadar az mı istiyorsun?"
"Hayır Wade! Hemen ne yapmamız gerektiğini söyle!" Tony heyecanla yerinde zıplamaya devam ediyordu.
"Öncelikle, bu kavanozu sadece biriniz alabilir. Bunun için birbiriniz ile mücadele etmeniz ve kazanmanız gerek."
"Wade! Ben Tony ile kavga edemem-"
"Ben ederim!" Tony Steve'in üzerine atlayıp onu yere düşürürken coşkuyla bağırmıştı.
"Tony! Canımı acıttın!"
Tony onu aldırmayıp Wade'e . "Söylesene kazandım öyle değil mi?!"
Wade halindne memnun şekilde sırıtıp kameraya doğru ilerlerken mırıldandı. "Eğer Steve bir bebek gibi yerde uzanıp sızlanmaya devam ederse kazanan kesinlikle sen olacaksın." Kamerayı alıp yerine kavanozu bıraktıktan sonra kamerayı eline aldı ve çocukları daha iyi çekmek için onlara doğru ilerledi.
"BEN BEBEK DEĞİLİM!" Steve üzerinden Tony'i sertçe itince çocuk başını koltuğa çarpmıştı ama pek umrunda değilmiş gibi değildi.
"O kurabiyeler benim!" Tony tekrar ona doğru atılırken bu sefer hedefi Steve'in saçlarıydı.
"Wow. Kaptan Amerika ve Demir Adam bir kavanoz kurabiye için mücadele ediyor. Karaborsa ile satarsam sanırım zengin olabilirim- uh, sayın izleyiciler! Sarışın, Stark'ı saçından kavradı ve nakavt etti. Bu acıtmış olmalı! Devam edin çocuklar! Stark, Rogers'ın elini ısırdı, çocuk kirli oynamayı seviyor. Rogers çığlık atıyor-aman tanrım sadece çığlık atarak bile mücadeleyi kazanabilir!"
"Wade- nEDEN KAVGA EDİYORSUNUZ!"
Wade, Peter'ın sesiyle irkildi ve kamerayı kapatmaya çalışırken kaydedilen son şey şu oldu: "Siktir siktir-"
Kaset 2
"Evet, bakıcılığımın üçüncü haftasındayız. Açıkçası Peter'ı beraber uyuma konusunda ikna etmek çok zor oldu. İkna etmeyi başardığımda ise lanet olası sokuk veletler tarafından bozguna uğratıldım. Ama bugün harika bir çözümüm var." Kameraya doğru küçük hap kutusunu salladı. "Hank bana zararsız bir uyku ilacı olduğunu söyledi. Açıkçası çocuklar için uygun olup olmadığını bilmiyorum ama sarışın süper asker sayılır. Stark ise-- um, sanırım bir sorun çıkmaz."
Wade, Hank'in tarif ettiği dozajı çocukların sütlerine ekledikten sonra kamerayı kendisine çevirdi ve sorun olmadığını belli edercesine baş parmağını kaldırıp gülümsedi.
"Stark'ın yatağında Stark'ın oğlu ile uyuyacağım."
***
Kaset 2 Devamı
"Açıkçası Stark'ın şu an neden kusuyor olduğu hakkında bir fikrim yok, her şey Hank'in tarif ettiği gibiydi-"
"Tony! İyi olduğunu söyle!" Wade göz devirip kamerayı ağlayarak kapıyı yumruklayan Steve'e çevirdi.
"On dakikadır bu haldeyiz. Sanırım sessiz kalmaları için dondurma teklif etmem gerek."
▪︎▪︎▪︎
neden bu bölümü yazdım bilmiyorum ama aklıma geldi ve içimde kalmasın dedim :/
ayrıca 50K okunma için teşekkür ederim, pek hak ettiğini düşündüğüm bir kurgu değildi ama olsn :/
kocaman sevgiler <3
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
