eve yolculuk

45 12 2
                                    

O gün hiç uyumadan herkes toparlanmak için evlerine gidip eşyalarını toparladılar. Geri geldiklerinde hepimiz toplanıp bekledik. Saat:7,30 olmuştu. Sabahın havası üstümüze sinmişti. O buz gibi özgürlük soguklugu. Uyku eksikligi yorgunluga sebep olmuştu. Herkes konuşamayacak kadar yorgundu. Aynı zamanda halsiz. Öylesine durdukları yerde esniyor tek kelime bile etmiyorlardı. sabahın ilk saatlerinde yarışmaya katılmak için beklemek sanki bir hiç ugruna beklemekti. O sabah beklemek bana çok tuaf hissetiriyordu. Ve bekliyorduk, Sadece bekliyorduk. Neden bilmiyorum ama o sesizlik, o sesizlik...

Sanki ne oldugunu görmeden hissediyordum. Ve daldım. Eskiler çok eskilere neden bilmiyordum. Çözemiyordum. Ama gereksiz bir acizlik ve korku sarmıştı bedenimi. Aslında çok büyük bişey olmuyordu. ama ben çok kötü hisediyordum. Bi an asla "gitmemeliyiz" dedim. Ama sesiz çok sesiz... olmazdı olmuyordu. Yapmam gereken belkide sesimi biraz daha yükseltmekti. Ama ben kalbimin derinlerindeki çıglıklara kulak asamıyordum. Gördüklerimi , tam olarak hisetirdiklerimi yapıyordum. Belkide asla böyle bir yarışmaya katılmazdım. Ama hiç düşünmeden kabul etmiştim. kabul etmelerine bile sebep olmuştum.
Neden? Benim varlıgımın ve yoklugumun yanında beli olmayan birisi için. Sadece bunun için, amaçsızca. Aslında bana en büyük amaç gibiydi. İçimde yangın vardı. Bagırmak istiyordum. O an belkide ölecegimi söylemelerinin bile veremeyecegi bir acıydı. Aşk, korku, vicdan azabı...
hepsi tam olarak, hepsinin karmaşıgında bir duygu hisediyordum. Kapı zilinin çalmasıyla ayıldım. Bir anlıgına mutlu olmuştum. En azından artık şüpelerim bir zamanlıgına bekleyecekti. Nefes aldım. Herkes bana mutlu ve sıkılmış bir şekilde bakıyordu. Birden

Burch;
Kapıyı açmayı düşünmüyormusun,

Dedi.
Rojin:
Hı tabi açıyorum. Dedi. Kapıya dogru ilerledi. Kapıyı açtı. Herkes içeri gelenlere tuaf ve şaşırmış bir yüz ifadesiyle bakıyordu. Çünkü asıl beklenilen kişiler onlar degildi. Rojin, gelenlere baktı. 17 yaşlarında bir genç çocuk. Arkalarıda 25 yaşlarında el ele tutuşmuş iki çift. Ve yanlarında 10 yaşlarında bir çocuk vardı. Hiç bir şey anlamamıştık. Söyleyeceklerini bekliyormuşçasına bir yüz ifadesiyle bakıyorduk. Oturduktan sonra 35,40 yaşlarındaki adam konuştu;
Biz yarışmaya katılmak için gelmiştik. Dedikten sonra

Jack;
Anlamadım yarışma için mi? Peki siz kimsiniz ve nereden biliyorsunuz. Dedikten sonra adam:

benim adım Araf portır. Ben doktorum.burda yaşıyorum. Yarışmayıda bu partiye gelenlerden duydum ve katılmak için geldim. Dedikten sonra

Jack;
Neden bu yarışmaya katılma geregi duydunuz. Dedikten sonra

adam;
Yıllarca doktorluk yaptım. Ama şimdi hiç bir şey yapmadan 5 milyon kazanabilecegim. Hem hayata degışıklilikler güzeldir. Dedikten sonra jack aynı şeyi bizde düşündük bir yüz ifadesiyle:

Evet tabi,kesinlikle.
Dedi.
Sonra biraz daha sohpet ettik. Digerleriylede tanıştık. İki çift daha güzel yaşamak,tatile gittmek için çalışmadan gittmek çok güzel diyorlardı. Arkalarındaki çocukta onların çocuguymuş. Yanlarında olması hem daha güvenliymiş. Hem de toplamda 15 milyon kazanmanın hayalini kuruyorlardı. Ama gelçekten kazanabilecekmilerdi. Ya da o para elerine géçince kullanabileceklermiydi. Bunu bilemiyorduk. Ama olması gerekirse bu olmalıydı. Beklemeye devam etik. Yeni gelenlerle ufaktan sohpet ediyorduk. Beklemekten sıkılmaya başlıyorduk. Bir an kimsenin gelmeyecegini. Düşünmeye başladım. Belkide komiklik olsun diye bir gurup gelip bizi kandırmıştı. Beklemekten başka çaremiz de yoktu. Jack birden konuştu. Evet biraz sert konuşmuştu:

Jack;
Rojin artık neden gelmiyorlar yoksa boşuna mı bekliyoruz sıkılmaya başladım. Umarım çok beklemek zorunda kalmayız.

Dedikten sonra kesinlikle modum düşmüştü. Zaten bana hiç ilgisi yoktu bu seferde bana kızmıştı. Beni sevmemesi beni çok üzüyordu. Ve artık bana saygı da göstermiyordu. Kendimi o anlıgına çok degersiz hissetmiştim. Jack in başkalarına hiç ilgi göstermedigini düşünüyordum. Ama ne kadar aptal oldugumu anlamıştım. Sadece bana ilgisi yokmuş. Ne söyleyecegimi bilmiyordum beni üzmüştü. Ne söyleyecegimi bilmiyordum. Susmuştu. Biraz sonra kapı çaldı. Gerçekten rahatlamıştım. Artık gelmişlerdi. Mutlulugumu beli etmeden kapıya dogru yürüdüm. Kapıyı açtım ve bir daha yıkıldım. Aynı zamanda çok şaşırmıştım.
Genç bir kız içeri girebilirmiyiz demişti. İçeri girdiler. Genç kızın yanında bir erkek vardı. Arkalarında onlardan bagımsız yaşlı bir adam. 35 yaşlarında bir kadın,23 yaşlarında genç bir erkek, 30 yaşlarında bir erkek daha ve 20 li yaşlarda sarışın bir kız içeri girdiler. İçerdekiler şaşırmışa benzemiyordu. Kim olduklarını az da olsa tahmin ediyorlardı çünkü. Oturmalarını bekledik ve soru sormadan konuştuk. Kim olduklarını tam olarak ögrenmiştik. İlk içeri giren kızın ismi luch di. Yanındaki erkek in ismi cenk ti. Sevgililermiş. Bir yaşlı adam vardı. O da bize;

tutsak evHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin