6.Bölüm

10 1 11
                                    

   "Tanınmadık yerler keşfetmiş ateşböceği.Bir gün demiş dişini sıkmış.İki gün demiş dişini sıkmış ama ailesinden uzakta kalmaya üçüncü gün dayanamamış.

Ateşböceği ailesinin yanına gitmeye karar vermiş ama nereden geldiğini bilmezmiş ki bu böcek. Sağa gitse aynı yer sola gitse aynı yer.Ormanmış bu sonuçta.Her yer birbirinin kopyasıymış..."

                                                                                      &&&

  Güven...Beş harf,iki heceden oluşan kolay bir kelime.Anlamına bakmadan yorumlarsak öyle tabi.Yoksa manası o kadar ağır ki.Normal bir beden kaldıramaz,çürük bir ruh altında kalır. Güçlü bir bedense tam güvenin yanında durur.Altında ezilenlerin üzerinde...

      Sırf güvenimizi kaybettiğimizde insanlarla aramıza bir bina örüyorduk.O binanın arkasına sığınıyorduk ve orada kendi çabamızla,hırpalanarak yaşamaya çalışıyorduk.İşte bu bizdik...

      Her defasında gözlerimize buzdan bir duvar örüp insanlardan uzaklaşıyorduk.Ama bir şey diyeyim mi;hepimiz tam bir korkağız! Üzerine gidemiyoruz.Korkuyoruz daha da kırılan kalbimizi kırarlarsa diye...Ama gerçekten kırılan kalp bir daha o kadar kolay kırılmaz onu bilmiyorsunuz.

   Ben de tam o korkaklardanım.Kendine ders veren ama bunu uygulayamayan korkaklardan.

                                                                                 &&&

Soğuk bedenimi kavurup geçerken sırtımı ağaca yasladım.Bedenim titrememek için kendini öyle bir kasmıştı ki biraz daha öyle kalırsa bu şekilde donacaktı.Hareket etmem ve vücudumun ısı kazanması gerekiyordu.Ama bir yandan da çok yorgundum...

Hala adını öğrenemediğim siyah gözlü adam bana güvensiz bakışlarını atarken bir yandan da her hareketimi izliyordu.Yanlış bir hareket yaparsam neler olacağını ben de bilmiyordum...

"Az kaldı"dedi elinde tuttuğu haritaya hızlı bir bakış atarak.Sonra tekrar katladı ve cebine tıkıştırdı.Önden gitmem için eliyle işaret verdi.Bir mahkum gibi,dilenen ayaklarımı sürümeye başladım.

Ayaklarım spor ayakkabımın içinde olsa da uyuşmuştu.Hafiften bir soğuğun hissi vardı sadece.Biraz daha böyle devam ederse bacaklarım da uyuşup kalacaktı.Şu an nasıl yürüyordum onu bile anlayamıyordum.Hissi çok derinlerde ama burda gibi...

Soğuk içimi titretip geçerken önden gitmeye başladım.

Buralar bana tanıdık gelmiyordu.Ormanın her yeri aynı gibiydi.Sanki saatlerdir aynı ormanı dolaşıp duruyorduk...

Biraz daha sabır dedim kendime.Sabır!
                                                                               _ _

Parmaklarıma kazınan acılar derin yaralarımı soydu.Sonra dilimledi ve soğuğunda dondurdu. Kaldırdı bir rafa...Bakmadı bir daha.Bakmak istemedi.Bakışları kaydı...Sonra omuz silkip kaçtı.

Avuç içlerim acı hissiyle kendini gevşetti.Parmaklarım derin bir acıyla sızladı.Sonra avuçlarım acıyı en derini ile hissset dedi ve kendini yere yeniden bastırdı.En sert ve ifadesiz sessizliğiyle bir suya muhtaç olan avuçlarımı ıslattı.

Avuçlarım ıslandı.Soğuk esti yanımdan...Avuçlarım acıyı çok derinden hisseti.Sonra fazla dayanamadı ve kendini geri çekti.Bu susuzluğunu giderse de ruhundaki yaraları unutup buna odaklanmasını sağlayamadı.

YARAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin