8.Bölüm

7 1 18
                                    

"İşte şimdi gerçekleri anlamış atelböceği.Annesinin o kadar üzülüşünü şimdi anlamış.Şimdi oturmuş her şey yerli yerine.Ateşböceği her şeyi anlamış ama çok geç kalmış.

Hava kararmış,gün açmış,her gün geri dönme çabası içine girmiş ateşböceği.Ama her gün yorgun düşmekten başka bir şey olmamış.Pes etmiş ateşböceği.Kendi ayakları üstünde duracakmış.Ailesi olmadan yaşayacakmış."

                                                                                 &&&

Harflerin dudaklarımdan çıkmamak için verdiği çaba beni ürkütüyordu.Harfler ağzıma dolmuştu ama ne diyeceğini bilmiyordu.

Sesim yanaklarımın içinde çınlıyordu ama düzgün bir cümle kuramamıştı.Sesler,harfler ağzımdan çıkmak için çırpınsada kilit vurduğum dudaklarım izin vermiyordu.Dudaklarım sıkı zincirler tarafından sarmaş dolaş kilitlenmiş ve anahtarı yok olmuştu.

"Ne duydun?" Ürkütücü sesiyle birlikte nefesi yüzüme çarptı.Sıcak nefesi ve bittere yakın kokusu burnuma dolduğunda bitter kokusunu sevmememe rağmen hoşuma gitmişti. Bu koku sıcak bir bitterin eridiğinde çıkarttığı koku gibiydi.

Hem ağırdı hem de hoş.

"Ne duymuşum?"dedim harfleri yanaklarımdan görünmezde olsa puskurarak.Sesim yanaklarımdan çıktı ama hiç bir şey duyulmadı.İçimde verdiğim savaşın içimden çıkınca küçücük olduğunu görmek yıkıcıydı.

"Ben soruyorum,sen bana değil"

"Hiç bir şey duymadım.Nerden çıkardın?" Sesimi rahat tutmak için verdiğim çaba takdiri şayandı ama beceremiyordum.Bakışlarımı donuk tuttum ve bunu yapabildiğim için kendimi tebrik ettim.

"Bir şey duyduğundan eminim.Ya da öğrendiğinden.Tenin beyazlaşmış,gözlerini bakıp kaçırıyorsun ve ellerini sıkıyorsun" Beni benden iyi gözlemleyen bu adamın dediklerini ilk defa farketmiştim.Aslında ellerimi sıktığımı bilmiyordum sadece ama diğer iki şeyi de bu kadar belli ettiğimi sanmıyorum.

Yumruk yaptığım ellerimi serbest bıraktım ve iki yanımda durmasına izin verdim.Gözlerim siyah gözlerini hedef aldı ve oraya yöneldi.Beyaz tenim için yapacak bir şeyim yoktu. Yüzümün rengini kendim seçemiyordum.

Siyah gözleri yine sonsuz bir boşluğu anımsatıyordu.Onlara karadelik demek hoşuma gidiyordu.Ne kadar tanışmamış olsak da karşımdaki kişinin Ilgaz Yalın Ay diye biri olduğunu biliyordum.Bu elde tutulur bir bilgiydi.

"Normal haline dönmen bir şey öğrendiğin gerçeğini değiştirmez.Tenin hala beyaz" Beni mi takip ediyordu yoksa bu onun gözüne takılan bir şey miydi? Her hareketimi izleyip bu sonuca varmış olabilirdi.Ya da sadece iyi bir gözlemciydi.

"Beni mi izliyorsun?"

"Konuyu değiştirme.Ne olduğunu söyle" Merhametsiz bakan gözleri sanki siyahın tonundan daha sert bir ton varmış gibi ona büründü.Göz bebeği siyahların arasından zor seçilse de öfkeyle parlıyordu.

Kelimeler zihnime çatık kaşlarıyla baktı.Harfler ve sesler yanaklarımı doldurmaya başladı tekrar.Kendime daha ne kadar hakim olabilirdim ki? Bu adam benden şüpheleniyordu ve haklıydı da...Ama öğrendiğim şeylerin acımasızlığı yüzüme bir tokat gibi vuruyordu.

Ne diyecektim ki? Katil misin diye mi sorayım? Çok ahmakca olurdu.Kelimelerin ağzıma sığmadığı ve taştığı an dudaklarımdaki zincirler daha fazla dayanamadı.Bütün hırsıyla ağzımdan çıktı."Hiç birini öldürdün mü?"

YARAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin