Batmış Gemi

199 11 3
                                    

     Emma ile bahçeye kadar yürüdük. Bahçeye varınca konuşmaya başladı.
    "Sana bir yer göstercem Mia. Beni takip et." Dedi. Onun arkasından peşi sıra gittim. Bahçeden çıkıp sahile doğru yürümeye başladık.

    Rüzgar yoktu. O yüzden de deniz derin bir sessizlik içindeydi. Emma ileride duran sandalın yanına gidip;
    "Şunu denize itmeme yardım eder misin?" Dedi.

    Onun yanına koşarak gidip sandalı denize doğru itmeye yardım ettim. Emma hızlı bir şekilde sandala atlayıp:
    "Gelsene." Dedi. Bende sandala bindim ve kürekleri çekmeye başladım.

    Suskun denizde tek dalgayı biz yapıyorduk. Emma denizi gözlüyor ve ona göre bana yön veriyordu.

   Kısa bir süre sonra sahil tamamen yok oldu ve etrafta başka hiç birşey gözükmemeye başladı. Sonra Emma arkasını dönerek;
     "DUR! Burası işte. Demir atalım." Dedi. Ben sandalın tam ortasında duran demiri alıp denize bıraktım.

     Sonrada Emma denize bakarak;
      "Beni peşim sıra takip et olur mu?" Dedi ve balıklama denize atladı. Durgun deniz dalgalanırken ben yeleğimi çıkarıp denize korkuyla bakıyordum.

     Hiç düşünmeden balıklama atlayarak Emma'nın peşine düştüm. Nefesim tükenmek üzereydi. Gittikçe Emma'yı görmem zorlaşıyordu. Balıklar yavaşca kendi izlerini kaybettiriyorlardı. Derin ve yüksek basınçlı bir yerde yüzmem imkansız. Emma bunu anlamış olacak ki bana doğru yaklaştı.

    Önümde durup yüzüme doğru üfledi. Bir baloncuk kafamın içinde aldı ve bende nefes almaya başladım. Emma eliyle gel işareti yaparak dalmaya devam etti. Nereye kadar dalmaya çalışıyor ki? Az daha dalacak olursam galiba nefes alamayacak duruma gelirim.

   Sonradan bir karartı görünmeye başladı. Emma ona doğru gidiyordu. Büyük, yan duran bir karartı. Yaklaştıkca şekli belli olmaya başladı ama benim kollarım ve backlarım dalmaktan can çekişiyorlardı. Son gücümü kullanarak Emma'yla karartıya biraz daha yaklaştık.

    Yaklaşınca ne olduğu ortaya çıktı. Bu kocaman batmış ve yarısı paramparça olmuş bir gemiydi. Emma batmış geminin güvertesindeki delikten geçti ve bir demire tutundu. Bende onun yanına son gücümle gidip demire tutundum. Bacaklarım ve kollarım kopmuş gibiydi ve basınç yüzünden kafamda hava baloncuğu bile olsa nefes almam çok zor oluyordu. Emma tuttuğu demirin yanındaki sıkıca kapatılmış kapının kolunu tutup çekmeye başladı.

    Ona yardım etmem gerektiğini düşünsemde yardım etmek istesem de bacaklarım ve kollarım bunları gerçekleştiremeyecek kadar çok yorgundu.

    Emma kapıyı bir kere daha hızlıca çekti ve kapı açıldı. Bana tekrar eliyle gel işareti yaptı. Kollarımla demirlere tutuna tutuna kapıya doğru gittim. Emma kapıdan hızlıca içeri girdi. Onun hemen arkasından içeri girdim. Yakamdan tutup kapıdan uzaģa itti ve kapıyı kapattı. Sıkı sıkı kapattı. Sonra kapıya sırtını yaslayarak beni yanına çekti.

   Ellerini kapıya dayadı ve derin nefes verirmişcesine üflemeye başladı. İçerideki su tüm fizik kurallarına aykırı olarak diğer odaya doğru sürükleniyordu. Su bizim üstümüzden kalkınca derin derin nefes aldım. Sonra da şaşkınla Emma'yı izlemeye başladım. Suyu diğer odaya gidene kadar takip etti.

   Su tamamiyle odaya girince kapısını hızlıca kapattı. Pat diye ses duyuldu. Emma kapı kollarını kalın bir zincirle bağladı. Ben hâlâ ona şaşkınlıkla bakıyordum.

  Emma bana döndü ve
-Hava. Suyu itmeme yarıyor. Burası benim gizli yerim. Ara sıra kafa dinlemek için geliyorum.

Diyerek açıklama yaptı. Emma'ya bakmayı kesip odayı inceledim. Biraz büyüktü. İleride büyük bir masa ve çekmeceler duruyordu. Emma gülümseyerek çekmecenin yanına gidip çekmeceyi açtı ve içeriden bir kaç fotoğraf çıkardı.

Onun yanına gidince
-Bunlar bizim önceden çekilmiş fotoğraflarımız.
Dedi ve ilk fotoğrafı bana yaklaştırdı. Resimde küçük sarı saçlı bir kız vardı ve gülümsüyordu. Emma olmalıydı çünkü ona çok benziyordu. Yanında da Emma kadar mutlu görünmeyen siyah saçlı bir çocuk vardı. Kollarını önünde kavuşturmuştu.

Emma
-Bu da Albert. Her zamanki gibi asık suratlı. Çok nadir gülümsüyor.

Emma'ya baktım ve tekrar resme odaklandım.

-Garip.

Dedim sadece. Emma resmi masanın üstüne koydu. İkinci resmi gösterdi.

Bu resimde bayan Peregrine, ve yanında kim olduklarını tam anlayamadığım iki çocuk vardı. Sağdaki sarışın ve oldukça ciddiydi. Soldaki de ağzı kulaklarına varırcasına gülümsüyordu ve saçı başı dağınıktı.

Emma
-Şu sağdaki Horace. Soldaki de Arnold.
Dedi ve kıkırdadı. Ona baktım

-Noldu?

Dedim gülerek. Emma Arnold'u gösterdi.

-Şuna bak. Einstein gibi olmuş saçı. Kim bilir ne patlattı?

Dedi gülerek. O resmi de masaya koydu.

-Arnold aramızdaki en komik ve hiperaktif çocuk. Neredeyse hergün Enoch tarafından gazaba uğruyor. O bulaşıyor ama.

Güldüm ve diğer resme baktım. O resimde kim olduğunu bilmediğim bir çocuk, Albert'ın yanında oturuyordu ve garip bir şekilde Albert ona bakıp gülüyordu.

Emma bana tebessümle bakarak
-Bu senin deden. Albertla en iyi anlaşan tek kişiydi.

Ben Emma'ya baktım.
-Dedem çocukken nasıldı?

Emma derin nefes alıp
-Çok komik ve iyi biriydi. Arada bir sinir bozucu olurdu. Yaramazdı da. Bir keresinde az daha Albert'la yetimhaneyi yakıyorlardı.

Gülerek diğer resimleri çekmeceye yerleştirdi.
-Gel hadi gidelim. Öglen yemeğine geç kalırsak Bayan Peregrine bize çok kızar. Hadi.

-Yaa hayır. Yukarı çıkarken çok yorulcaz amaa.

Emma tebessüm ederek
-Azcık yorgunluktan birşey olmaz.

-Daha kıyafetlerim kurumadı aslında. Gidelim hadi.

Emma kapıya doğru gitti. Kapı kulunu tuttu ve bana bakıp

-Hazır mısın? Nefesini tut.

Dedi ve kapıyı açtı. Deri nefes aldım ve su yüzüme çarptı. Beni biraz geriye savurdu ama dengemi sağlayabildim.  Emma tekrar bana baloncuk yaptı ve yüzeye doğru çıkmaya başladık.
...

Sandala varan ilk Emma oldu. Beni sandala çekti ve demirleri aldı. Kürek çekmeye başladı. Ben yorgunluktan yatmıştım bile. O da neydi öyle.

Denizde, insanların yaşayamayacağı türden bir basınçta, kafamda efsanevi bir baloncukla, batmış kocaman bir gemiye girmiş, aynı zamanda suyun üstlerinden çekilip başka odaya girmesine tanık olmuştum. Yine garip ötesi garip bir gün geçirdim.
_______________________________________________________________

Ohh. Geri geldiiiim. Yaklaşık 1 yıldır yazamıyordum. Artık sizinleyiimmm.
Bu bölümü nasıl buldunuz?
Diğer bölüm en kısa sürede geleceeeeek.
Şimdilik bys♡♡


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 19, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Tuhaf ÇocuklarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin