"Sen ne yapıyorsun?"
On beş dakikadır ayakta dikildiklerini hatırladı Rıfat,bu soru üzerine.
"Sanırım yoruluyorum.Epeydir , bu kadar uzun, ayakta dikilmemiştim."
"Haklısın.İstersen bir yerlere kahve içmeye gidelim.Emirgan'da veya Pierre Loti'nin orada oturabiliriz eski günlerdeki gibi."
" Daha sessiz yerleri tercih ediyorum artık.Pek fazla,insan içine karışmak istemiyorum,son zamanlarda."
Nilgün,bunun nedeninin ne olduğunu adı gibi biliyordu. Üniversite yıllarında Rıfat'a hayrandı.Sevgili olarak değildi bu hayranlık ama Rıfat yanlış anlamıştı bunu.O,Rıfat'ın kaleminden çıkan görüntüleri seviyordu. İnanılmaz bir hayal gücü ve bir o kadar zengin anlatım,kaleminden yayılırdı sayfalara. Ayrıca,eğlenceli idi Rıfat,Günün her saati renkli bir an onlar için hazır bekliyor gibiydi,Onunla birlikte dolaştığında.Şimdi ise karşısında duran adam, Kocasının gölgesi ile savaşan biri halini almıştı. Rıfat'ın hislerini her zaman biliyordu ama bu kadar güçlü olabileceğini tahmin etmemişti.
"Sen, nereyi tavsiye ediyorsun o zaman?"
" Evime çok yakındayız."
Nilgün'ün yüzündeki ifadeyi görünce,gülümsemesini gizleyememişti.
" Merak etme seni o harabeye davet edecek değilim. Sadece evimin yakınında küçük bir park var ve onun yanında ufak bir çay bahçesi. Orada oturabiliriz.Gerçekten güzel kahve yapıyorlar."
Araba ile gitmeleri beş dakika bile sürmemişti bu çay bahçesine.İki kişilik ufak bir masaya oturdular.Rıfat özellikle salıncaklara bakan bir masa seçmişti. Boş olsa dahi,salıncakları seyretmek, takıntı halini almıştı Rıfat'ta.
" Aşk."
" Oturduğumuza göre,artık neler yaptığını öğrenebilirim sanırım."
Rıfat,bir kitap üzerinde çalıştığını,fakat hala düzgün bir ilerleme kaydedemediğini,bununla birlikte,geçimini nasıl sağladığını anlattı . Nilgün,O'nun yüzünü incelerken, kahvesine dokunmadan seyrediyordu Rıfat'ı.
" Yıllar, sende derin yaralar bırakmış Rıfat. Rengin soluk ve de elmacık kemiklerin iyice belirginleşmiş.Sanırım,uyku düzenini hepten kaybettin,üniversiteden sonra.
" Haklı olabilirsin. Uykularım her zaman düzensiz idi. Şimdi ise,neredeyse hiç yok gibiler."
Rıfat,kahvesini yudumluyor ve hala salıncakları seyrediyordu.Uzun bacaklarını üst üste koymuştu ve hızlıca sallıyordu üstteki bacağını.
" Burada ne işim olduğunu sormayacak mısın?"
" Ne diyebilirim ki ? Rastlantıdan başka."
" Rastlantı değildi. Senin nerede oturduğunu öğrendim Rıfat.Sana geliyordum."
"Neden?"
Hiçbir tepki yoktu yüzünde.Her zaman sevdiği kadın karşısında, heykel gibi duruyordu şimdi.
" Melih'e yardım etmeni istiyorum Rıfat. Biliyorsun,Melih, zeki ve inatçıdır fakat sende ki hayal gücüne sahip değil ve bu yüzden,kitabını bitirmesinde,O'na yardım etmeni rica etmeye geldim. O'nun bunu yapmamı istemeyeceğini biliyorum.Bu yüzden,O'nun haberi yok bu yaptığımdan. Eski günlerin hatırına,O'na yardım eder misin?"
Rıfat,hiç beklemediği bir teklif ile karşı karşıya idi. Kendisinin de, hala üzerinde çalıştığı bir kitabı vardı ve neredeyse elli sayfa bile yazamamıştı son beş yıl içerisinde. Şimdi ise,bir profesörün hem de eski bir arkadaşının kitabına yardım etmesi isteniyordu.
"Bunu yapmak isteyeceğimi sana düşündüren nedir?
Nilgün'ün suratı bu soru ile sararmıştı. Rıfat'ın yüzünde ki donuk tavır,yerini saldırgan bir ifadeye bırakmıştı şimdi.
"Ben..Şey.." kelimeleri toparlayamıyordu bir türlü. Kocasını geri kazanmak için,yıllar önce geçmişe gömdüğü adamdan yardım istemişti ve şimdi,yerin dibine girdiğini hissediyordu.
" Bizi, hala dost sanıyordum." diyebildi güçlükle.
" Yıllar önce , kalbimdeki tek iyilik kırıntısını da yok eden iki dost."
Dişlerini sıktı geçmişi hatırladıkça. Nasıl olur da,bunu sorabilirdi. Kendisine hiç saygı duymuyor muydu ? Hem bu düşünce,hem de Nilgün'ün gözlerinde istediği arzuyu görememek sinirlendirmişti Rıfat'ı.Kıskançlık duyguları,mantıklı düşünmesine engel oluyordu şimdi.
Nilgün'ün yüzü iyice sarardı ve elindeki fincanı masanın üzerine koydu. Kalkıp gitmeye hazırlanıyordu,çantasına,cep telefonunu ve sigarasını yerleştirirken.
"Seni rahatsız ettiğim için özür dilerim."
Gözleri yaşla dolmuştu.Kocası için son umudunu kaybettiği için mi yoksa Rıfat'ı bu kadar kötü bir ruh hali içinde bulduğu için mi üzüldüğünü kendisi bile bilmiyordu.
" Kalpsiz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAZARKEN YIKILANLAR
General FictionHayatına lanet eden, yetenekli ama sorunlu bir yazarın, eski bir aşk, eski bir yazar arkadaş ve garip bir kız çocuğu ile başlayan hikayesi.