👟6👟

673 82 74
                                    

Bisikleti ile zikzaklar çizerek yağmur damlalarını alt ediyordu aklı sıra. Bir eliyle örtmeye çalıştığı direksiyona asılı ekmek poşetinin çiseleyen yağmurdan nasibini almaması için uğraşları dengesini bozuyordu. Dün hava ne kadar güneşliyse bugün o kadar o kadar oyun düşmanı, gezme karşıtı ama her şeye rağmen okul diyen bir hava vardı. Okullarının loş koridorları gibi.

Oysa dün, Jongin'le ödevini yapar yapmaz bahçeye oradan da sokağa taşan bir sürü oyun oynamışlardı.

"Hey! Joni geliyor!"

"Koşun! Yakalayın!"

"Bisikletini alalım!"

Seslerin sahibini farketmesiyle pedallara asıldı. Artık ekmeklerin ıslanması derdinde değildi. Oğlanlara bir yakalanırsa ekmeklerin başına daha kötüsünün geleceğinden şüphesi yoktu.

Arkasından koşturanlarla arayı açmak için var gücüyle pedallarda inip çıkan bacakları takatini peyderpey kaybetse de dönüp dil çıkarmaktan da geri kalmamıştı.

"Şişko Kiki! Şişko Kiki!"

Nasıl olsa amerikanca bilmiyorlar diye keyfince laf sallarken önündeki tümseği farkettiğinde artık çok geçti. Bisikletle birlikte yere yıkıldı. Eli sıyrıklarla dolmuştu, üzerine düştüğü kolu acıyor, bacakları titriyordu. Oğlan çetesinin seslerini daha yakından işitince can havliyle yerinden kalktı, bisikletini toparladı. Ekmek hala iyi görünüyordu.

Yanında bisikletle koşturmaya başlamışken dizinin acısı içini titretiyor, o can acısıyla gözleri kısılınca görüşü bulanıyordu.

"Hehehheh, düştün mü lan Joni!"

Ardından saydıran çete, bakkal Jongup'un kaldırımdaki domates kasaları görününce peşinden gelmeyi bıraktı. Sokağın gerisinde bir telefon direğinin ardına sığınmışlar ona tehditler savuran parmaklar sallayıp duruyorlardı.

"Seni bir yakalayım var ya Joni, düşmekten beter etcem!"

İstemsizce gözlerinden boşalanları kazağının koluna sildi.

"KyungSoo! İyi misin küçük?"

Bakkal Jongup eğilmiş kollarını yüzünden aralamaya çalışırken KyungSoo bir ağıt söktü gözlerinden..
Adam ne olduğunu telaşla sorarken küçüğün bir gözü geride diğeri hala direksiyonda asılı olan ekmekte değil bisikletinin çıkan zincirindeydi.

"Bi-bis-..bisikletim.." daha bir sözüne fırsat vermeyen soluğuna hıçkırıklar doluşmuş, ne bakkalcının dediğini ne duyuyor ne de duyduğunu anlıyordu.

"Oğlum Junhong! Bak bakim buraya!"

Jongup'un üst kattaki açık pencereye seslenmesi ile güz serinliğine rağmen atletle duran bir sarışın oğlan pencerede belirdi.

"Efendim Baba!"

"İki dakika dükkanda dur da KyungSoo'yu evine götüreyim."

"Öfff baba ya! Uykum var!"

"İn lan aşağı! El kadar çocuk senden evvel kalkmış fırına gidiyor da biz sizi hazır sofraya getiremiyoruz. Söyletme beni burdan oraya!"

Toy SoldiersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin