👟 1 👟

1.1K 142 78
                                    

Bu fic.teki tarihi olaylar kurgu niteliğindedir. Gerçeklerle ilişkisi sınırlıdır.

~•~•~•~•~•~

Başını omzuma koy 
Kollarında tut beni bebeğim*

Uzaktan gelen ince, yumuşak ses sohbetlerini aralayıp da mevzunun vehimiyetini azaltamıyordu..

"Seni gönderecekler Jinhyuk."

Adam elinde sıkıca tuttuğu başlığını bir hışımla yere çarptı.

"Henüz savaş bitmedi yüzbaşı Jungsuk!"

Diğeri onun öfkesi kadar sakindi. Sigarasını tabakosuna vurarak külünü döktü.

"Kore cephesine ihtiyaç yok artık. Üstler de söylüyor bunu. Seni teselli etmeye çalışmıyorum. Evine dönmek için bir fırsatın varken git."

Adam yerinden doğruldu. Yerde toza bulanan başlığına sert bir tekme geçirdi.

"Senin de ailen var. Neden bana gitmemi söylüyorsun?
Neden en başa benim adımı yazdırdın?"

Amerikan yazıları artık alevin ucunda gürültünde sessizce yanarken ışıltılıydı, günler önce Amerikan birliğinin gerillalara attığı bomba gibi.

"Jongin. Yedi yaşına girmiştir. En son iki yaşında iken gördün. Baba deyişini özlemiyor musun, Yüzbaşı Jinhyuk?
Ben her gün oğlumun baba deyişi ile şu cehennemde hayat buluyorum. Ama ülkede bıraktığın ailen senin yokluğunla ne haldedir! Burada birkaç Vietnamlı gerilla öldürerek kahraman olmayacağız! Daha iyi bir baba da olmayacaksın. Ailene dön!"

Sigarasını diğerinin eline bırakarak ilerdeki birliğe hızlandı.

"Yüzbaşı Jungsuk!"

"Yüzbaşı Jungsuk!!"

Ardına dönüp de bakmadı. Üzerinde kırmızı haç bulunan beyazı kirli çadırdan eşini görünce duraksadı.

Sıkıştır beni oh öylesine sıkı 
Beni sevdiğini de göster bana*

Sonra şarkı ile yükselen asker seslerinin geldiği tarafa bağırdı.

"KyungSoo! KyungSoo!"

Gürültü kesildi. Tankların arasından bir çocuk fırladı. Kirli ellerini ardına saklasa da yüzündekileri silmeye yetmeyen gülüşü önceki gün çekilen alt dişinin eksikliğini gösterecek kadar genişti.

"Sana kaç kere dedim o şarkıyı söyleme diye! Sadece marş söyleyebilirsin!"

Çocuk, elleri ardında çekinceli yürüyüşü ile öfkeli babasına mesafesini koruyarak yaklaşırken hala gülümsüyordu.

Bir noktada durdu.

"Ama asker abiler marşların sıkıcı olduğunu söyledi."

Adam sinirle tanklardan tarafa baktı, ellerini belinin iki yanına yaslayarak yüzü kırmızı toprak ve siyah motor yağı lekeleri ve eksik dişine rağmen güzelliğinden bir şey kaybetmeyen oğlana döndü.

Toy SoldiersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin