william shakespeare

twenty

jentalia:

evindesin değil mi?

chaeliet:

evimdeyim.

jentalia:

"hala kalbindeysem, evimdeyim" tarzı bir şey bekledim ama olsun bu da iyi.

chaeliet:

bildiğin şeyleri söylemem, sıkıcı gelir diye düşünmüştüm.

jentalia:

woah! bu çok daha iyiydi.
feels.

chaeliet:

sen yaparken iyi tabii.

jentalia:

neyse, böyle giderse feelsten öleceğiz.
ailem seni yarın akşam yemeğe çağırıyor.

chaeliet:

ne?!

jentalia:

ciddi konuşmalar olmayacak chaeyoung, daha çok erken.
annem sadece seni görmek istedi.
sanki normal bir arkadaşım gelmiş gibi, ama sevgilim olduğunu biliyor.

chaeliet:

ciddi konuşmalar olsa bile sorun olmaz jennie.
sadece... tanrım, bu şimdi mi söylenir?

jentalia:

neden yarın dolu musun?

chaeliet:

hayır, sadece çok heyecanlandım.

jentalia:

heyecanlanmaya devam et,
ben anneme en sevdiğin yemeği söyleyeceğim.

chaeliet:

en sevdiğim yemek ne?

jentalia:

chaeyoung, sen her şeyi yiyorsun.
ama en sevdiğin kimchi yahnisi.

chaeliet:

doğru, ama yarın az yemeğe çalışacağım.
gelmeden önce yemek yiyip geleceğim.

jentalia:

hayır, tabiki.
annem senin yemen için çok yemek yapacağını söyledi.
hepsini yemek zorundasın.

chaeliet:

bunu sevdim.

jentalia:

ben de seni sevdim.

chaeliet çevrimdışı

***