4- Kedi

60 10 4
                                    

'Güneşin doğuşu güzeldir.' diye algı yaratılmış zihnimizde.
Gerçekten de öyle mi peki?
Doğru güzeldir.
Hatta güneşin doğuşu batışından bile güzeldir.

Ama her güneşin doğuşunda gelen bir batış vardır.

Gözlerimin arasından sızan lanet güneş ışığı tüm uykularımı kaçırıyor,gözlerime bir avuç kum kaçmış gibi bir his veriyordu.

Sanırım bunca zamandır bu yüzden görmüyorum gün doğumunu.

Gözlerimdeki acıyı söz verdiğim buluşmayı hatırlayınca unutmuştum.
Gözlerimi sonuna kadar açtım ve saate bakıp derin bir iç çektim. Bir saat içerisinde hazırlanıp çıkacaktım.

Hemen elime gelen bir gömlek ve kotu üzerime geçirip,  saçlarımı taradım. Komodine fırlattığım kitabı da alıp anneme çıktığımı bildirecektim. Çabucak aşağı inip seslendim anneme.

"Anne ben gidiyorum."

Annem mutfaktan çıkıp yanıma gelmiş beni hafifçe süzmüştü. Bende bu haline karşı gülümseyip,yanaklarından öpmeyi ihmal etmemiştim tabii.
Annem gülerek bana baktığında gözlerine uzun zaman sonra bakmıştım. Artık eskisi gibi parlak bakmıyor, yorgun bakıyordu. Göz altları günlerce uykusuz kaldığının sinyalini veriyor, kızarıklıklar ağladığını gösteriyordu.

Ben annemi asla böyle görmemiştim.

Tam ağzımı açıp neler olduğunu soracaktım ki,bunu biliyormuş gibi konuşup benim kelimelerimi geri gönderdi.

"Nereye çıkıyorsun? Bir şeyler yeseydin bari."

Bu sözlerine karşı hiçbir şey diyememiştim. Sadece benim yüzümden de üzülmesin istemiş, gidip masaya oturmuştum.

Masada birçok şey vardı. Evet.
Normalde annem krep ve omleti aynı anda yapmaz,ikisini birlikte tek öğünde tüketirsek sağlıksız olduğunu söylerdi.

Tabi midesiz jennie -yani ben- ne yaptı biliyor musunuz?

Onlete krepi sarıp aynı anda mideye gönderdim.

Saate bakıp hızla geri kalanları da tıkıştırdım. Yarım saatim kalmıştı. Aslında bu zaman benim için yeterliydi bile. Ama erkenden orada olmalıyım tamam mı? Susun bir şey demeyin.

Son olarak annemin sıktığı taze portakal suyumu da kafama dikerek anneme kocaman gülümsemiş, yanaklarından öperek 'Ellerine sağlık' demeyi de ihmal etmemiştim.

Evden çıkmak üzere anahtarımı asılı durduğu anahtarlıktan aldım. Tam çıkmak üzereydim ki durdum ve içimdeki garip hisle arkamı dönüp anneme baktım.

Hani olur ya arada bir his gelir, arkanda ne olduğunu bilirsin ve dönüp bakarsın ama baktığında da her şey yolundadır.

Aynıdır.

Belki de yakında olacak, beni etkileyecek olan şeylerin sinyalidir ha?

Dönüp baktığımda hayatımdaki en değerli kişilerden birisi olan annemin -Bir diğeri de lalisa tabiki- tabakları masanın üzerinden kaldırdığını gördüm. Kısa sürmüştü ona bakmam ama beni fark edip döndü ve bana baktı işte.

Düşünceli halinden sıyrılıp bana gülümsedi ve beni sevdiğini söyleyerek el sallamıştı. Aynı şekilde ona karşılık verip evden çıktım.

----------

Yolda düşündüğüm tek şey gerçekten de bu kitabı anlatmak için üşendiğimdi.

Şimdi,
Ben yarım saat kitap anlatamam.
Eh, okumakta daha uzun süremi alır okuyamam da...

Bunları düşünürken buluşacağımız yere gelmiştim. Aslında geleli çok oluyordu ve ben çoktandır lisa'yı bekliyordum. Merak edip evine doğru yürümeye başladım. Keşke toplu taşıma ya da bisiklet ile gelseydim.

|| JenLisa // Øcean ||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin