GD - 1

754 36 12
                                    

KLAUS

Yine bir dolunay gecesi balkondan şehri seyrediyorum. Yine bir festival var. İnsanlar hiçbir şeyden habersiz deli gibi eğleniyorlar. Ama gerçek olan dolunay yükselince çekiceğim acı. Bundan tam yüzyıl önce bir cadı tarafından lanetlendim. En baştan anlatım. Ben orginal bir melezim. Yani ilk vampir ve kurtadam. Melez olmamdan dolayı dönüşümümü kontrol edebiliyorum. Fakat her dolunay da bir kurtadamın çektiği acıyı bende hissediyorum. Cadının yaptığı lanet yüzyıl önce kaybolan 10 yüzüğü bulup yakarsam sona ericek ama ben yüzükleri bulmak istemiyorum.

"nik" diye bir ses duydum. Bu kardeşim. Rebekah hemen vampir hızıyla 1 saniyede yanıma geldi. Nefes nefese kalmıştı.

" Bunu duymak isteyeceğinden emin değilim ama..." dedi ve derin nefes alıp devam etti.

"Hayley döndü. Şimdi Marcel haber verdi festivalde görmüş." Şuan hala konuşmaya devam ediyor fakat hiçbirini dinlemiyorum.  O dönmüştü. Tüm bu lanete yüzyıl katlanmama neden olan kadın.

"Emin misin?" diyebildim sadece. Rebekah başını sallayınca tam balkondan atlıcaktım ki Rebekah beni tutup

"dolunay var Nik. Gitmen izin veremem" dedi. O sırada hızla onun boynunu kırdım. Etrafta insan var mı diye bakındım ve balkondan atlayıp festivale doğru yol aldım.

Hayley

Yüzyıl tam yüzyıl sonra tekrar burdayım.  Bu şehirden ayrılışım pek iyi olmamıştı. Bu şehre bir daha geliceğimi bile düşünmemiştim. Şuan Jackson ile beraber oyun oynuyoruz ve açık ara ben onu yeniyorum

"melez güçlerini kullanıyorsun ama " diye pes etti. Evet ben bir melezdim. Hatta yeryüzündeki hayatta olan ikinci melez. Jackson 'a kendimi affettirmek için ona sarıldığımda onu gördüm. Şehrin kralını yıllar önceki kralımı.

Klaus

Ordaydı. Bir başkasına sarılıyordu. Beni gördü. Gözlerinin içine bir kaç saniye baktıktan sonra  arkamı dönüp tenha bir yere geçtim. Geliceğini biliyorum çünkü o Hayley Marshall o hiçbi şeyden kaçmaz. Ona bunu ben öğrettim. 

HAYLEY

Jackson dan ayrılınca "dolunay az kaldı." dedi. Şuan aklım sadece ondaydı. "Sen bataklığa geç ben bir arkadaşımı gördüm onunla konuşucam. Sonra gelirim yanına" dedim ve  yanağından öperek  hızla onun gittiği yere gittim. Vampir hızıyla bir kaç saniyede oradaydım. Bir taşa oturmuş yere bakıyordu. Yanına doğru gittiğimde ayağa kalktı ve boğazımdan tutup beni duvara yapıştırdı. Hem ardından da göğsümü parçalayıp kalbimi tuttu. Nefes alamıyordum. O ise gözlerime bakmıyordu. Zar zor elimi çenesine koyup

" gözlerime bakıp bitir şunu "diyebildim. Şuan o koyu mavileri  bana bakıyordu. Ve birden elini göğsümden çıkardı. Ve bağırmaya başladı.

"NEDEN? LANET OLSUN NEDEN? NEDEN HAYLEY ? "

Daha sonra sessiz bir şekilde bana gelip

"neden yaptın? Neden gittin?" dedi. Buna vericektim bir cevabım yoktu. Aslında vardı ama ona karşı söyleyemezdim. Daha sonra

"SÖYLE " diye bağırdı.  Onu itip geriye doğru sendelenmesini sağladım.

"Gittim işte gitmek istedim. Bu şehri bırakmak istedim. Herşeyden kurtulup yeni bir hayat kurmak istedim." dedim. Dediklerimin hepsi yalanıd her biri asla böyle birşey istemedim.
Klaus ellerini ensesinde birleştirip

"neden döndün o zaman bunca yıl sonra neden döndün?" diye sordu.

"Kendim için değil" diyebildim. Klaus gülerek

"Şu esmer çocuk sarıldığın onun için mi? " dedi
Evet biraz onun içindi aslında.

"evet " diye karşılık verdim. O ise başını sallayıp

" tamam. Git. Bekletme onu " dedi. Şuan kendimi dünyanın en iğrenç kadını gibi hissediyordum. Klaus arkasını dönüp giderken Bende tam gidicektim ki bir haykırış sesi duyup arkamı döndüğümde Klaus 'un başını tutarak yere çöktüğünü gördüm. Hemen yanına gidip ne olduğuna baktım fakat hiçbir şeyi yoktu.  Sonra birden burdan ayrılmadan önce onun lanetlendiğini aklıma geldi. Klaus şuan acıdan kıvranırken yüzyıl önce yaptığım gibi ellerini ve ayaklarını birleştirip yana doğru yatırdım ve hareketini yavaşlatsın diye  ağırlığımı üzerine verdim. Fakat Klaus başını sallamaya devam ediyordu. O an aklıma ilk gelen şeyi yapıp onu öptüm. Hareketleri yavaşladı. Fakat tek düşündüğüm onu ne kadar özlediğimdi.
Klaus şoku atlattıktan sonra dudakları kıpırdandı.  Karşılık vericeğini anladığımda  aniden kendimi çektim. Gözlerim hala kapalıydı. Gözlerimi açtığımda onun bana baktığını gördüm.  Özlemle bakıyordu. Daha sonra kıpırdanınca durumumuzu fark edip hemen yerden kalktım ve onun kalkmasına yardım ettim. O kadar yorgundu ki. Onu kaldırdığımda az daha üzerime doğru düşüyordu. Onu evine doğru götürürken Klaus tam ağzını açıp soru sorcaktı ki

"Hıc birşey sorma" diye onu susturdum. Eve geldiğimizde Onu odasına yatırdım. Herşey hala aynğında ıydı. O uykuya daldı. hemen aşağı indim. Evden çıkarken biri Klaus "diye seslenince hem yanına gittim. Bu Rebekah tı.Yillar önceki arkadaşım , sırdaşım. Beni görünce kısık bir sesle adımı söyledi. Onun hemen arkasından büyük ihtimalle sese gelen Marcel geldi. O an herkes
sustu. Sessizliği bozan ben oldum.

"Bu neydi şimdi. Klaus hala lanetlimi?  diye sordum. ses çıkmayınca sinirlendim

"Yüzyıl bu yüzyıl icinde 10 tane yüzüğü bulamadınızmı." diye azarladım.  Marcel

"Hayley Klaus..." diye konuşmaya başladığında

"Klaus sen gittikten sonra mahvoldu Hayley. Bütün melezleri öldürüp gitmiştin. Sen gittikten sonra aramamızı istemedi. " diyerek sözünü kesti. Şuan berbat bir durumdaydım. Burdan uzaklaşmalıydım.  Vampir hızımı kullanarak kendimi New Orleans sokaklarına attım. Biraz dolaştıktan sonra bataklığa Jackson ın yanına gittim. O da dönüşümünü yeni bitirmişti.  Yanına gidip sarılmak istediğimde beni engelledi.

"Onun yanındaydın demi." dedi.  O an ne demek istediğini anladım.

"Düşündüğün gibi değil. Ben sadece yardım ettim"  diye kendimi savundum.

Satır arası yorumları unutmayın 😘
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum 😘

GERİ DÖNÜŞ  (KLAYLEY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin