Mehmet okuldan döndüğünde annesi evde yoktu. "galiba pazarda annem" diye düşündü Mehmet. Kafasında yüzlerce soru vardı; "Dün gece olanlar neydi? Acaba rüyamıydı? Yoksa arkadaşlarının anlattığı cinler miydi? ..." Odasına geçti üzerini değiştirmek için. Aklındaki sorulara cevap bulmalıydı. Aklına internet geldi. Her türlü bilgiye ulaşabilirdi internetten. Koşar adımlarla bilgisayarının başına geçti ve araştırmaya başladı.
İnternette yaptığı araştırmada çoğunlukla aynı sonuca ulaşıyordu Mehmet. CİNLER...
Cinler üzerine birçok makale buldu ve okudu merakla. Bütün makalelerde, cinlerden korkulmaması gerektiği ve onların insan oğluna zarar vermesinin yasak olduğu anafikri vurgulanıyordu. Cinlerden korunmak içinse, bildiği dualardan olan Ayetel Kürsi ve Nas süreleri öneriliyordu sık sık. Makalelerin biri bitiyor diğerine başlıyordu Mehmet.
Aksam olmuştu artık. Pazardan gelen Sevim hanım Mehmet'in en sevdiği yemeyi yapmıştı. Anne oğul baş başa yemeklerini yediler. Yemekten sonra televizyon izlediler birlikte. Mehmet annesine "Anne, cinler insana zarar verebilirler mi?" diye sordu. Sevim hanım beklemediği bu soru karşısında önce bir duraksadı. "O soruda nerden çıktı şimdi Mehmet'im. Tabi ki veremezler." Mehmet "cinler var ama dimi anne..?" diye yeni bir soru daha sordu annesine. Sevim hanım oturduğu yerden kalkarak oğlunun yanına oturdu. Mehmet'in yüzünü avuçları arasına alarak "oğlum tabi ki cinler var. Allah onların varlığını Kitabımız Kuran-ı kerimde bize bildiriyor.sen daha kucuksun buyuyunce daha iyi anlayabilirsin.hem bunları kim sokuyor senin aklına bakim" deyince Mehmet "hiç.. bugün arkadaşlar aralarında konuşuyorlardı da..." diye geçiştirdi.
Saat 00:30
Sevim hanım Mehmet e "oğlum saat gece yarısını geçti hadi yatağına bakalım" diyor, Mehmet se "anne yarın hafta sonu dinlenirim, biraz daha oturayım ne olur" diye cevap veriyordu. Oğlunun ısrarını bastıramayan Sevim hanım, Televizyon ve Bilgisayarın fişlerini çekmekte bulmuştu çareyi. Biraz oflanarak odasına geçti Mehmet. Yatağına girdi ve makalelerde üzerinde durulan iki süreyi okurken uyuya kaldı.
Saat 03:15
Mehmet'in omuzuna biri dokunuyor, kısık bir sesle de "Mehmet kalk..!" diyordu. Mehmet ise çağıranın annesi olduğu düşüncesiyle "tamam anne kalkarım birazdan" diye mırıldanıyor uyumaya devam ediyordu. Bu durum gece boyunca tam üç kez tekrarlamış, ama Mehmet bir türlü uyanamamıştı. Dördüncü kez omuzunun dürtülmesine rağmen uyanmayan Mehmet kendini yerde buldu. Sanki biri Mehmet'i kolundan tutup fırlatmıştı yataktan. Canı yanan Mehmet neler olduğunu bile anlayamadan yerde sürüklenmeye başladı. Odanın içinde oradan oraya sürükleniyordu. Ayaklarından tutulmuş o duvardan diğer duvara çekiştiriliyordu. Mehmet in gözlerinden yaşlar süzülüyor vücudu ise en küçük zerresine kadar buz kesmiş, sanki donmak üzereydi. Bu kadar eziyet çekmesine rağmen tek kelime dahi edemiyordu. Sanki biri ağzını elleriyle kapatmıştı Mehmet in. Mehmet' i ayaklarından oradan oraya sürükleyen güç kaldırıp yatağına fırlattı. Yüz üstü yatağına düşen Mehmet çarçabuk toparlanıp yatağının başucuna çekti kendini. İki büklüm olmuş, battaniyesine sıkı sıkı sarılmıştı. Odanın ortasında dikilen biri vardı. Yüzü karanlık biri. Mehmet hıçkıra hıçkıra ağlarken aklına okuması gereken süreler geldi. "Bismillahirrahmanirrahim" demesiyle odanın ortasında dikilen yüzü kapkara cisim bir anda ellerini başına götürmüştü. Mehmet, Rahman Ve Rahim Olan Allah'ın adıyla anlamına gelen bu ayetle odasındaki mahluka kaçacak delik aratmıştı farkında olmadan. Süreleri okumaya başladı gözyaşları eşliğinde."Allahülailaheillahüvelhayyulkayyum....." Süreleri okudukça odasındaki mahlukun acı çekerek küçüldüğünü görüyor bunu gördükçe cesareti artıyordu Mehmet'in. Artık iki büklüm aman dileyen Mehmet değil, o mahlukattı. Artık ağlamıyordu Mehmet, aksine ayağa kalkmış dimdik duruyordu yerde iki büklüm duran mahlukun başında. Her süreyi üçer kez okuyordu ve Nas süresinin son ayetini okumaktaydı. "minelcinnetivennas" ayetini bitirir bitirmez yerde iki büklüm olan o mahlukat bir anda yok olmuştu.
Mehmet süreleri okumayı bitirmişti. Odasının ışığını yaktı . Odanın ışığı yandığında etrafa şöyle bir göz süzdü. Kimseler yoktu. "oh be..!" diye mırıldandı. Biryanda korku, bir yanda sevinç hepsi karmakarışık hisler oluşturmuştu. Mehmet odasının ışığını kapattı ve yatağına gitmek için arkasını döndü. Burnunun ucunda o mahluk tekrar belirdi. Simsiyah yüzü Mehmet'in yüzüne sadece birkaç santim mesafedeydi... ve Mehmet'ten intikam almak için geldiği apacik ortadaydi...
***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECENİN SAHİPLERi-1-
ParanormalMerhaba...Hikaye Bölüm ler seklinde yazılacak ve okuyucuya sunulacaktir. Hikayemizde anlattigimiz olaylar gerçek olaylardan esinlenerek hazırlanmıştır...13 yaşin altındaki okuyucularin bu hikayeyi okumamalari önerilmektedir.