Harry, Ron ve Hermione hayatlarını bambaşka bir yola sokan olaylardan sonra bile derslerine devam etmişti. Tüm gününü derslerde geçiren Harry, bir an önce akşam olmasını ve geçmişten gelen misafirleriyle vakit geçirmeyi bekliyordu. Hermione ve Ron'un durumu da çok farklı değildi. Harry, ilk başta onlara trip atacak gibi olmuş ama içini kaplayan mutluluğu buna izin vermemişti. Çapulcu tayfası yatakhanelerine yerleşip Hogwarts'ta ki değişiklikleri tespit ederken, altın üçlüde iksir dersi için zindanlara doğru ilerliyordu. Soğuk zindandan içeri girip en arkada yanyana oturdular. Bir kapı sesi duyuldu ve siyah pelerinli yarasa, kürsüye doğru ilerledi.
Snape olanların şokunu hala atlatamamıştı. Onca yıldan sonra Lily'i görmek kelimelerle anlatılamayacak bir şeydi. Kelimelerle anlatılamıyor oluşu mimikleri ile de anlatılamıyor oluşu demek değildi tabii. Çünkü adam çok belirgin olmasa da gülümsüyordu. Harry ilk bakışta yüzünde bir tuhaflık sezdi. Yüzüne renk gelmiş gözlerinin içi parlamıştı. Normalde, olduğundan çok daha yaşlı görünen bu adam gençleşmiş gibi duruyordu. Daha dikkatli bakınca alttan bir gülümseme fark ediliyordu. İksir profesörü kendisine dönmüş tuhaf bakışlardan sonra yüz ifadesini olabildiği kadar soğutup eski haline döndü. Ve Harry de arkadaşlarına dönmüştü:
-Snape gülümsüyordu.
-Evet bende fark ettim. Resmen mutlu gibiydi.
Dedi Hermione.
-Yalnız genç hali ne kadar da farklı. Bu herifin yakışıklı olabileceği hiç aklıma gelmezdi. Hele şimdi karşımda durana bakıyorum birde dün ki Severus'a...
Derken karşıdaki kürsüye baktı Ron ama Snape orada değildi.
Harry ve Ron kafalarının arkasına inen tokattan sonra Snape'in nerede olduğunu anlamış oldu. Hermione adamın iki eli olduğuna şükretti.
Snape sadece dördünün duyabileceği şekilde, kadife sesiyle konuştu:
-Kaç yaşında olursam olayım sizi duyabilecegimi unutmayın Mr. Weasley.
Üçününde tüyleri diken diken olmuştu. Önlerine bakmakla yetindiler. Belki duydukları karşısında gülümsemekten kendini alıkoyamamış Profesörlerini görmüş olsalardı bu kadar korkmazlardı.
***
Üç çapulcu, Lily ve Severus Hogwarts'ta gezeduruken akşam olmuş, herkes büyük salona doluşmuştu. Gryffindor masasında altın üçlünün yanında yerlerini aldılar. Herkesin gözü yaşlandırma iksirinin etkisiyle dedelere dönmüş olan Weasley ikizleri ve Lee Jorden'ın üzerindeydi bu yüzden kimse onlarla tanışmaya çalışmadı. Bu fazlasıyla iyiydi. Yemekler yendi. Sıra ateş kadehinin yapacağı seçimlere geldiğinde salonu büyük bir sessizlik kaplamıştı. Dumbledore kadehin yanına geldi. Ve ilk şampiyon duyuruldu:
-Durmstrung'tan, Victor Krum.
Salondan büyük bir alkış koptu. Durmstranglar dışında Krum'u alkışlayan bir sürü kız vardı. Krum arkadaki odaya ilerlerken hepsinin gözü onun üzerindeydi. Hermione onlara göz devirdi. Ve elindeki kitaba odaklandı.
-Beatuxbatons'tan, Fleur Delecour.
Daha sessiz alkışlar yükselirken Fleur'da arka odaya geçti.
-Hogwarts'tan, Cedric Diggory.
Çoğunluğu Hufflepuf masasından olmak üzere çok güçlü bir alkış yükseldi. Slytherin dışında tüm Hogwarts alkışlıyordu.
Cedric'te arkadaki odaya girdi. Dumbledore ve diğer profesörler şampiyonların yanına gitmek için ayaklanmıştı ki kimsenin beklemediği bir şey oldu. Ateş yeniden parladı ve bir kağıt daha havalandı. Dumbledore el çabukluğu ile kağıdı yakaladı ve okudu:
-Harry Potter!
Salondan uğultular yükseliyordu. Herkes Harry'e dönmüştü. Harry ise ne olduğunu anlamamış bir şekilde etrafına bakındı. Hermione, Harry'i ittirerek;
-Gitsene hadi. Ne bakıyorsun. Git Harry.
Harry bu saçmalığa bir anlam veremeyerek şaşkın bakışlarla, şaşkın bakışlar arasında arkadaki odaya ilerledi.
Herkes Harry'den bahsediyor kimileri ona nefret kusuyordu. Onun için bizim grubun sesini duyan pek olmadı.
RON: Bu da ne saçmalık böyle. Harry'nin isminin kadehten çıkması mümkün değil.
JAMES: Bu yarışmaya sadece 17 yaşından büyükler katılamıyor mu? Harry nasıl seçildi.
O daha çok küçük!LİLY: Dumbledore buna izin vermez heralde.
SİRİUS: Vermek zorunda. Kadehten isimin çıktıysa yarışmaya katılmamak gibi bir şansın yok.
REMUS: Asık mesele şu. İsminden de belli olduğu üzere bu üç büyücü turnuvası. Yani Harry dördüncü kişi oldu. Bu da kadehe büyü yapıldığı anlamına geliyor.
RON: Ne demek istiyorsun. Yani biri Harry' e tuzak mı kurdu?
HERMİONE: Tabii ki! Başka bir ihtimal mi var? Harry adını kadehe bile koymadı ki.
LİLY: Peki bundan emin miyiz?
RON: Tabii ki. Önceki gece uyuyamamıştım, Harry gözlerimin onundeu tüm gece uyudu. Ertesi sabah da siz geldiniz ve bugün tum gün ben ve Hermione'nin yanındaydı. Aynı anda iki yerde olamayacağına gore adını başkası koydu.
SİRİUS: Hem Ron'un abilerine baksanıza yaşlandırma iksiri bile kadehe işlemedi. Ateş Kadehini kandırmak için bir dördüncü sınıf öğrencisinin bildiğinden çok daha fazla büyü gerekir.
JAMES: Voldemort'un işi olabilir mi?
REMUS: Evet. Çok büyük ihtimalle o veya yandaşlarının işi.
RON: Şunun adını söylemez misiniz?
LİLY: Ondan korkmuyoruz Ron, hele isminden hiç! Sen de korkma.
RON: Farkında mısınız bilmiyorum ama o sizi...
Hermione hızla Ron'un kafasına indirdi:
-Kess sesini Ron!
Ron sözünü tamamlamamış olsa bile herkes onun ne diyeceğini anlamıştı. Kimse bir şey söylemedi. Ron ne halt ettiğini anladı, özür de dileyemedi. James onun üzüldüğünü görmüştü. Koluna hafifçe vurdu ve gülümsedi. Affedildin der gibi.
-Yine de korkmuyoruz işte.
dedi. Lily ile göz göze geldi Lily de James'e gülümsedi. Şimdiye dek sessiz kalmış Severus konuştu. Daha doğrusu sadece yanında oturan Sirius'un duyabileceği şekilde mırıldandı.
-Aman ne romantik!
Sirius ona dil çıkardıktan sonra önüne döndü ve Harry'i beklemeye başladılar.
***
Harry adının kadehten çıkmasına hiç bir anlam veremeyerek kendisine yönelmiş nefret dolu bakışlar arasında arka odaya gecti. Diğer şampiyonlar da bu duruma bir anlam verememişti.
-Adını kadehe koydun mu Harry?
Diye sordu Dumbledore sakince.
-Hayır efendim.
Dumbledore dışında kimse inanmamış gibiydi. 'Neden hep ben!' diye düşündü içinden. Neden hep ben!
***
Kitapta da filmde de Ron Harry'e inanmıyordu ve neredeyse bir yıl küs kaldılar. Bu durum benim hoşuma gitmiyor. Yani Ron'un karakterine baktığımız zaman aslında onu tanımamız için önemli bir noktaydı bu olaydaki tavrı. Ama bu hikayede buna yer vermek istemedim. Hemione kadar olmasa bile Harry'e karşı destekleyici olsun istiyorum. Birkaç bölüm daha var önceden yazılmış. Elimdeki bölümler tükenince bu kadar hızlı bir şekilde yeni bölüm atamayabilirim. Hikayenin devamı, ilk yazmaya başladığım zaman aklımda olan şekilin tıpa tıp aynısı olamaz; ama az çok bir profil var kafamda. Bakalım neler olacak. bence memnun kalacaksınız. ❤️❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Harry Potter ve Zamanın Büyüsü
FanfictionÇapulcuların, zamanda yolculuk yaparak istemeden Altın Üçlü dönemine gelmesini anlatan şahsıma ait Harry Potter kitaplarından uyarlanmış bir hikaye. Zaman döndürücü sayesinde James, Sirius, Remus, Lily ve Severus'un 1994'e gelmesi ardından yaşanaca...