KARŞI KOMŞUM UZAYDAN DÜŞMÜŞ

Pislik Adam

Medyadaki Jane

"Alo Gabe.?"

...........

"Evet daha iyi"

............

"Tamam iletirim"

............

"May'i ben bi güzel halledeceğim"

............

"Görüşürüz"

Jane telefonu kapatıp bana baktı. Bana bakmasını istemiyordum. Ağlamaktan gözlerim şişmiş, göz kalemim akmıştı. Saat de gecenin 3:30 u olduğundan gözümün altında uykusuzluk belirtisi olarak morluklar vardı.

"Nasıl yapar bunu bana o hayvan herif??" diye bağırdım ve anırarak ağlamaya devam ettim.

O da üzülmüştü. Tabii en iyi arkadaşının bu haline kim üzülmez?

"Bir de çok mutlu bir çifttik. Gördük aşkımızın ne kadar gerçek olduğunu. O gerizekalı herif bir daha yüzümü göremeyecek. Aramadı bile öküz. Konuşmak bi yana beni göremeyecek o mal herif. Bok yesin o. Bokumu yesin. P*ç yaa. Bıraksalar bi güzel pataklardım ama. Bi de Mia'yla. Zaten ona daha sonra geleceğim. Sürtük...-"

"Aa yeter ama Ash" dedi gözlerimin içine bakarak. "Bütün gün onlara saydırarak kendini üzmeye devam edemezsin" diye devam etti. "Sana ne onlardan, zaten Mia'yı biliyoruz. Robert da senin gibi bu kadar anlayışlı ve harika bi kadını kaçırdı. Hayatının hatasını yaptı o. Sonra çok pişman olacak. Sonra göreceksin nasıl gelip ayaklarına kapanacak. Ama tabii iş işten geçmiş olacak. Elindekinin değerini bilmedi işte. Ama şimdi onları düşünerek üzülmeni istemiyorum tamam mı?" dedi gözyaşlarımı silerek.

Başımı salladım. Haklıydı. Onlar yüzünden üzülmeyecektim. Tanrım bu kızı çok seviyorum yaa.

"Hadi bakalımm, biraz eğlenme vakti" dedi beni kolumdan tutup çekerek.

"Hey, ne yapıyorsun?" diye sordum ama cevaplamadı zeki arkadaşım.

Sadece beni merdivenlerden yukarı çıkarıyordu.

"Gel bakalım.." "Hmm bi bakalım" "Bu olur mu acaba" "Ya da bu" diye kendi kendine mırıldanan Jane'e baktım. Dolabımı açmış, kıyafetlerimi karıştırıyordu. En son bol göğüs dekolteli bir blüz ve altıma da kısa bir kot şort seçip bana uzattı. Ona şaşkın gözlerle bakmayı sürdürüyordum.

Çatlak kız diye geçirdim içimden ve bu da ister istemez gülmeme sebep oldu.

"Giy" diye emrini de verdi hanımefendi. Bir an benimle oda da kalıp giyinişimi izleyecek sandım, ama Tanrı'ya şükür düşüncemi yanılttı ve ona garip bir bakış atmadan önce odadan çıktı.

Ben de kıyafetlerimi giyip saçlarımı düzelttim, hafif bi makyajla aşağıya indim.

Manyak kız, benden önce hazırlanmış, arabaya binmiş, bir yandan açtığı müzikle beraber şarkı söylüyor bir yandan da deliler gibi kornaya basıyordu. Dedim işte mal yaa.

Hemen yanına bindim. Daha araba kapısını kapatmadan gaza bastı.

"Özürlü müsün sen?" diye bağırdım Jane'e. "Kafayı mı yedin kızım sen" Öfke patlaması yaşıyordum ve sinirim bastıramıyordum. "Daha kapıyı kapamadan gaza basılır mı öküz ?!" diye çıkıştım.

Keyfi yerine gelmiş gibi gözüküyordu. Her zamanki o kibirli surat ifadesini takınmıştı yine. "Ne oldu? Az önce deliler gibi ağlayıp küfürler savuran kızdan eser kalmadı galiba?" diye döndü bana. Yüzünde zafer kazanmış gibi bir ifade vardı.

Cevap vermeden önüme döndüm. Bir süre sonra "Nereye gidiyoruz?" diye sordum. Beni iplemedi. Salak. Bir saat önce gayet sevimli gelen bu arkadaşım şimdi ona ölesiye bir kin beslememe neden olmuştu.

Yol boyunca konuşmamaya ve nereye gidiyor olabileceğimiz konusunda tahmin yürütmeye çalıştım. Bir iki dakika sonra Jane geldiğimizi söyledi. Başımı kaldırıp baktım, sadece baktım, daha doğrusu bakakaldım.

Pardon canlar bölüm biraz kısa oldu sfajjshsjsk. Çok uzun süredir bölüm yazmıyordum bari yaziyim ama kısa olsun didim cnm .s.s Ergenliği ağır yaşıyor gibi yazmamın nedenini ben bile bilmiyorum gshajajas ! Bi sonraki bölüm daha uzun olacak. Muck.