11-Bisiklet

297 17 6
                                    

İYİ OKUMALAR ♥♥

¤ BARTU'NUN AĞZINDAN ¤

Eve geldiğimde karnımın guruldamasıyla mutfağa girdim. Zehra Teyzenin - mutfak görevlisi- çoktan odasına girip uyuduğunu düşünerek buzdolabını açtım. Ah tabi ya ! Bugün babamın arkadaşlarıyla yemek yenecekti. Babam benimde katılmam için çok uğraşsada o gözümüzde kaliteli görünmeye çalışan ama asla beceremeyen insanlarla iş muhabbeti yapamayacaktım.

Karnımın doyduğuna emin olduktan sonra odama çıktım. Ne kadar yorgun olsam da Asyayı düşünmekten kendimi alıkoyamıyordum acaba hatamı nasıl telafi edecektim. Alt tarafı umrumda değilsin demiştim ne vardı yani illa umrumda olmak mı zorunda diye söylendi iç sesim. Ama bir taraftan Öykü'nün "Umrumda değilsin" dediğinde ne kadar kırıldığımı biliyordum. İç sesimi susturmaya çalışsamda haklı olduğuna karar verdim.Tabikide umrumda değil ki ne saçmalıyorum kırılmak filan Asya sadece Öykü'nün cadı kardeşi o kadar! Hata yapmamıştım bu en doğrusu Asya benim gibi değil Öykü gibi değil o masum ve mutsuz. Aynı Öykü'nün benimle ilk tanıştığında ki gibi saf ve mutsuz. İç sesime küfür edip gözümden gelen bir damla yaşa aldırmadan telefonumu elime aldım ve Asya'ya mesaj attım. Yarın onunla vakit geçirmeliydim. Evet o sıradan bir insandı sadece öylesine bir kız ve ben kızların kalbini kıramam. Bu son dediğime kendimi inandırmaya çalışarak uykuya daldım.

Sabah uyanır uyanmaz üzerime bir şeyler giyip aşağı indim. Babam gazetesini okuyor Annem ise dergiye bakıyordu benim geldiğimi bile farketmemelerine sessizce küfredip " Günaydın " diye bağırdım. Babam gözlüklerinin üstünden ters bir şekilde bakıp gazetesine döndü. Tabikide bana dün katılmadığım yemek için kızmıştı ama umrumda değildi ters bakışları sonuçta o her zaman kızabileceği bir şeyler bulurdu. Hak veriyordum çoğu zaman ama yinede umursadığım söylenemez tabiki de. Annem

" Ah günaydın prensim gel kahvaltını yap Zehra Teyzen döktürmüş bu sabahta."

dedi babamın anneme ters bakışlarını görmezden gelerek masaya oturdum.

" Oof oof oof zaten kokular odama kadar geliyor bu mükemmel kaslarımı Zehra teyzeyle birlik olup yok mu edeceksiniz yoksa Aslı Sultan "

dediğimde babamın sinirden sıktığı gazeteyi görünce gülmemek için zor tuttum kendimi.

" Ulan hıyar kasların seni nereye kadar götürecek. Şirketi zar zor idare ediyorum. Sen gelmiş hala kas diyorsun. Okula da kafana estiği zaman gidiyorsun ben bilmiyor muyum sanıyorsun ?"

Diye bağırındığında gülmemek için dişlerimi sıkıyordum genellikle her sabah aynı şekilde bağırınıp odadan çıkar ve şirkete giderdi. Cevap vermeden ağzıma bir salatalık sokuşturdum. Yüzündeki sinirden belli ki bu konuşmanın devamı gelecekti demeye kalmadan

" Dün gece yine geç gelmişsin yine o şerefsizin barına mı gittin? Ben seni barlarda gez, dolaş, iç, kızlarla fingirdeş diye mi besliyorum? Akıllanmadın değil mi zaten sen boş yere yattın o klinikte! Bir işe yaradığında yok sabrımı taşırıyorsun Bartu Bey kendine bir çeki düzen ver ve bizi insanlara rezil etmeyi bırak artık"

Yüzümdeki gülümsemeyi silen bu bağırışından sonra artık dişlerimi gülmemek için değil sinirden sıkıyordum.

"Dün gece ne yaptığım umrunda bile değil değil mi baba? Dün gece o bara gitmem umrunda bile değil ? İçki içip kaza yapmam umrunda değil ? Senin umrunda olan ben değilim. Tek umrunda olan şey şirket ! Ben bilmiyor muyum sanıyorsun bunları ? Önemli olan sevgi dolu bir aile, önemli olan beni koruyup kollaman değil önemli olan insanlara dışarıdan nasıl göründüğümüz değil mi baba? Merak etme iyileştiğimde bile sırf yüzümü görmek istemiyorsun diye 7 ay daha çıkarmadığın o klinikten çıktığımdan beri ağzıma asla alkol sürmedim. Dün gece de o lanet bara gitmedim. Ama sırf senin bana bile atmadığın o kahkahaları başkalarına attığını görmemek için eve geç geldim."

KADER OYUNUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin