BÖLÜM 15

2.6K 36 45
                                    

Elimdeki peynir kabını masaya bıraktım ve arkamı dönüp şarkının sesini biraz daha arttırdım.

Acaba biri uyanıp ya ayıp olmasın kalkıp şu kıza yardım edeyim de bir sevap işleyeyim demiyor mu?
Deseler burda olacakları için ?

Şarkının sesini fullerken belki bi umut biri kalkar da anlar diye düşünüyordum.

"Güno canikom. Oo eline sağlık her şeyi hazırlamışsın yetişememişim."

"Aa Özgecim ayıpsın. Günaydın bu arada gidip abingili de uyandır yoksa ben oturup yiyecegim ve kimseyi beklemeyeceğim."

"E kızım git kocanı kendin uyandır banane."

"Asıl banane be. Abin değil mi o senin kalk defol git uyandır zaten 3 saattir kalkmanızı bekliyorum. ÖĞLEN OLDU DA!"

Hâlâ kimsenin uyanmamış olmasını sinirlerimi bozarken kendime ve Özgeye çay doldurup masaya oturdum ve kahvaltı yapmaya başladım.

"Uyandırayım madem."

Zeytini ağzıma atıp omuzlarımı banane dercesine silktim.

Hayır anlamıyorum sabah akşam telefonla uğraşmasını insanların (!) Yüzüne bakmamayı biliyor(lar) ama bir alarm kurup nezaket gösteremiyor(lar).

Kıvanç paytak paytak yürüyerek masaya oturdu, önce bir izledi masayı sonra birden kendini arkaya attı salak az kalsın düşüyordu. Sonra yine bir izledi söyle bir 10 saniye falan birden bana döndü ve uyanalı on dakika olmamış gibi şakıdı.

"Günaydın kız naber? Sinirli gibisin sanki. Elindeki bıçaktan korkmalı mıyım? Kızım ne uzaylı sıçıyormuş gibi bakıyorsun günaydın dedik sadece."

"Günaydın git çay al kendine kalkmam ben."

Özge masaya oturduğunda Buğranın gelmek üzere olduğunu tahmin edip daha hızlı yemeye başladım.

"Yenge önünden almayı düşünmüyoruz sakın olabilirsin boğulacaksın."

Elimdeki çatalı Özgeye çevirip
"Yemin ederim çatalı koluna batırır dört delik açarım kolunda sus ye."

"Kardeşimi tehdit mi ediyorsun sen?"
Buğra şaka yaptığını sanarken masaya tam karşıma oturdu.

"İstersen sende fragman çekeyim. Filmi direkt kendisi yaşar ne dersin?"

Gülerek kalktı ve kendisine çay doldurmaya başladı.

Sırıtırken birden Buğraya baktım.

"Ayaktayken şurdaki şişeyi verir misin? Susadım da."
Kafasını sallayıp şişeyi bana uzattı ve yerine doğru ilerledi

"Aaa Buğra bardak yok."

Baygın bakışlarla bardak uzatırken
"Ya bu su ılıklaşmış dolaptan versene."
Derin bir nefes alıp şişeyi elimden 'Hayvan gibi' çekti ve dolaptan yeni bir şişe çıkarttı.

"Teşekkürler."
"Rica ederim."

"Alina bugün tersinden kalkmış belli ki."
Kafamı çok konuşan Kıvanca çevirip

TESADÜFLER ODASI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin