5

3.7K 302 92
                                    

"Baba dur" Tony onu durdurmaya çalışınca Howard elinin tersiyle oğlunu itti.

"Yaptığın şey düşüncesiz, çocukça, mantıksız, yapman gereken ve yapmana izin verdiğim her şeye ters! Zeki olduğu için gurur duyuyordum ama ikimizin de eksikleri var demek ki"

"Baba lütfen!" Tony, onu zırhı yok etmekten alıkoymaya uğraşmak dışında hiçbir şey yapamıyordu. "O olmadan hiçbir şey yapamam"

"Öyleyse ona sahip olmamalısın" (ps. Evet buradaki lafı ileride tekrardan göreceğiz)

Tony sonrasında sadece yere oturup yıllarını harcadığı şeyin bir çuval çöpe dönüşmesini izledi. Dakikalar saat gibi geçmişti, şimdi ne yapacağını hiç bilmiyordu işte. Babası zırhın kalan parçalarını alıp çıkarken sinirliydi.

"Laboratuvarına inmeyeceksin, okul dışında odandan çıkmayacaksın. Anladın mı?"

Tony bileğindeki bilekliğe bakarken ağlamak üzereydi.

"Anladın mı!?"

Yerden kalkıp babasına cevap vermeden laboratuvardan üst kata çıkmıştı. Odasının yerini unutacak kadar çok duruyordu orada. Şimdi ne yapacaktı?

Odasına girdikten birkaç saniye sonra Jarvis babasının gittiğini söyleyince kendini yatağına bıraktı. Yanlış bir şey yaptığını düşünmüyordu.

"Efendim, Steve Rogers arı-"

Tony telefonu eline alıp açtı ve Steve'le aynı anda konuştu;

"İyi misin, bugün-"
"Ne bok var da beni arıyorsun?"

Steve sinirleneceği yerde gerçekten, -beklenmeyen bir şeydi ama gerçekten- titrek çıkan hırçın sesle duraksadı. "Merak işte" kolundaki saate ve olduğu sokağa baktı Steve.

"Muhatap olma benimle" Tony telefonu onun yüzüne kapatıp başını yeniden yatağına gömdü.

×

Steve ve Natasha onlar orada değilmiş gibi davranan Tony'nin başında dikilmeye devam ediyordu. Tony pek konuşacak halde sayılmazdı. "Bitti Natasha, babam, her şeyi yok etti. Bitti" tekrardan yüzünü yastığa gömmüştü. Steve, Natasha'nın rengi çekilince gülümser gibi yaptı.

"Hadi ama Tony, her ne olduysa düzeltirsin" Steve söylediklerine hayret ediyordu. Bu laflar kendinden mi çıkıyordu.

"Dört yıl" tıslarcasına konuşmuştu. "Natasha ne yapacağım ben, hayatımın ne anlamı kaldı şimdi?"

Ardından ikisini de korkutacak şekilde doğrulmuştu. "Gideceğim buradan"

"Tanrı aşkına, Tony!" Natasha onu yatağa geri ittirip yüzünü ovdu. "Taslakları duruyor olmalı, yeniden yapabilirsin"

"Artık babam bunu biliyor"

Steve konunun ne olduğunu tamamen kaçırdığını fark etti.

×

İleriki günler aynı hızında geçerken Tony tamamen odağını kaybetmiş durumdaydı. Babasının eve geldiği yoktu, yine de laboratuvara adımını atmıyordu. Tek derdi dersleriydi ve Tony için bu konular alfabe öğrenmekten farklı değildi.

Babasıyla yıllar önceki ilişkilerine geri dönmüşlerdi.

Tony eşyalarını toplayıp oturduğu masadan kalkarken havanın çok güzel olduğunu düşünmeden edemedi. Böyle havalarda laboratuvarda kapalı kaldığı düşüncesi sanki yeni yeni onu rahatsız etmeye başlar gibiydi. Bahçenin sol tarafında Steve'le Bucky oturuyordu ve Tony, Steve'in otuz saniye aralarla kendisine baktığına yemin edebilirdi.

Arkasını dönüp gidecekken durdu ve Steve'in olduğu tarafa geri döndü. Steve, bu sefer kendisine bakarken yakalandığı için gergince parmaklarıyla oynamıştı. Tony gittiğini belirtircesine onlara el salladı ve kapıya doğru yürüdü.

"Rogers'a mı bakıyordunuz Bay Stark?" Natasha onun omzunu sarıp gülümseyerek Tony'nin yüzündeki farklı mimikleri gözlemledi. Tony bunu biliyor sayılmazdı ama Natasha mimik okumada tam bir canavardı.
"Bana gidiyoruz, çocuklar da maç sonucunu izleyip gelecek."

"Şikayet etme hakkım yok ki" Tony çantasının iyice sırtına yerleştirip ritmik adımlarını sürdürdü.

Natasha gülümserken telefonuna gelen mesajı göz ucuyla kesti. Steve'in ismine tıklayıp mesajı okudu.

"Tony'i televizyonlardan uzak tut"

"Mesaj kimden?" Tony adımlarını izlerken gözlerini ona çevirmişti.

"Hiç" etrafına bakınıp Tony'e döndü. "reklam işte"

Yürürken Steve'in attığı televizyon ekranı resmine baktı. Büyük harflerle Howard Stark bir sahtekar yazıyordu, ve Howard'ın kafasına nişan almış birkaç adam duruyordu. Telefona bakarken ne yapacağını bilemedi.

Tony'nin kolundan çıktığını fark etmemişti bile.

Tony ciğerinde takılı kalmış nefesiyle beraber dükkanın içindeki televizyonu görmek için yaklaştı.

Babası bugün kendisini yirmi altı kere aramıştı. O ise Jarvis'e hepsini kapatmasını söylemişti.

Tony hiç kimsenin belki de fark edemeyeceği detayı görmüştü birkaç saniyede. Babasının sadece çenesinde takılı kalmış ince metal parçası Iron Man zırhına aitti. Ardından yayını hackleyen birkaç adamın konuşmasını veren yayın, Natasha'nın "Hayır" çığlığı, Tony'i uzaklaştırma çabası ve birkaç el silah sesiyle sonlanıyordu.

 Ardından yayını hackleyen birkaç adamın konuşmasını veren yayın, Natasha'nın "Hayır" çığlığı, Tony'i uzaklaştırma çabası ve birkaç el silah sesiyle sonlanıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Stolen Memories | Stony AuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin