3

4.1K 395 217
                                    

"Steve!" Bucky oturdukları masanın üstünden fırlayıp arkadaşına sarılırken diğerleri de rahat bir nefes almışlardı.

Bucky ellerini onun omuzlarına koyup derince nefes aldı. "İzin ver sorayım"

Steve gülüp eliyle 'yolla gelsin' hareketini yapmıştı.

"Iron Man mi üstteydi, sen mi?"

"Ben de halimi hatrımı soracaksın sanıyorum." Yumruğunu onun kafasına vurup masaya yöneldi.

"Geçmiş olsun Steve"

"Steve, Rogers. Adı yani"

Steve farklı ses tonunu ama benzer aksanı duyunca aniden arkasına döndü. Döndüğü için arka tarafında kalan Tony'i görmemişti.

"Steve?" Bucky'nin endişeli bakışlarıyla karşılaşınca ellerini birbirine çarpıp gülümsedi ve masaya geçti.

Natasha duraksamadan geçip giden arkadaşına iç çekip oturduğu yerden atik bir hamleyle kalktı ve elini omzuna koyup onu, masadan uzak bir mesafede kendine döndürdü.

"Sen, harika bir insansın. Söylediğimde samimiyim"

"Ders, geç kalıyorum" Tony gideceği yerde Natasha onu tekrardan tutup Bucky'le göz göze geldi. "Hey, Tony de bizimle gelecek. Akşam boşmuş"

Bucky iki elinin baş parmaklarını kaldırırken Tony kolunu silkip ağzıyla sessizce 'ne' işareti yaptı.

"Sen bowling seversin" Natasha gülümserken dişlerinin arasından tısladı.

"Ben bowling oynarsam ağlarsın" işaret parmağını tehditkar şekilde doğrultmuştu. "Ayrıca o" kafasıyla masayı işaret etti. "Gerçekten beni öldürecek gibi"

"Steve, sana eş bulmuş olduk" Natasha onu duymazdan gelip masaya yürüyünce Tony son söylediği lafla ellerini saçlarına geçirdi.

Steve dik bakışlarını Tony'e yöneltip hiçbir mimiğini oynatmadı.

Nereden nereye diye düşündü Tony o geceki Steve'i hatırlarken.

Fazla üstünde durmayıp kulağındaki cihaza dokundu ve saçma sosyalleşme olayını Jarvis'le sonlandırdı.

"Ona çok yakın durmak istemiyorum. Gerçekten hasta gibi... Şu hayali insanlarla konuşma olayı..." Steve parmağıyla deli işareti yapınca Loki gözlerini kıstı. Natasha'yla bakıştılar. Sanki birbirlerinden onay alıyor gibiydiler.

Natasha işareti alıp önüne dönmüştü. "Jarvis'ten mi bahsediyorsun?"

"Sen de mi duydun yoksa?" Steve söylediklerini kanıtlar gibi Natasha'yı işaret etti.

"Tony bir dahi. Deliyle dahi arasında gidip geldiği çok oluyor ama, o dahi." Natasha sanki etrafında bir avuç çocuğa hikaye anlatan abla gibi mırıldanmıştı. "Jarvis yüksek kalite bir yapay zeka. Dünyada kimsenin o seviyede bir çalışması olabileceğini düşünmüyorum. Jarvis'le konuşmak, karşında neredeyse vücut bulmuş Google'la konuşmak gibi"

"Geçen gün bahsetmeye çalıştığın şey bu muydu Steve?" Bucky oturduğu yerde doğruldu. "Dostum, çok havalı"

"Babası yapmış olamaz mı? Ne çabuk kandırıyor sizi" Steve gülünce masadaki birkaç kişi de ona hak verdi.

"Onun yaptığını görd-"

"Onunla ne derdin var?" Loki, Natasha'nın sözünü bölüp ayağa kalkınca konuşma resmen son bulmuş ve masadaki çoğunluk Loki'den sonra dağılmıştı.

"Yanlış bir şey mi dedim? Ne dedim ki?" Steve ellerini iki yana açıp kaşlarını çattı.

"Havalıydı" Bucky, Tony'den sanki annesinin almasına izin vermediği oyuncak gibi bahsetmişti.

×

Tony son denklemin ucundan uzunca bir ok çıkarıp sonucu ilk bulduğu eşitsizliğe yerleştirdikten sonra kalemi bıraktı ve geriye çekilip bütün tahtayı kaplamış sonuca toplu halde baktı.

"Jarvis, önceki hesaplarla bunu değiştirip ağırlık merkezini tekrardan denetle. Bu sefer sorun çıksın istemiyorum"

"Efendim, arkadaşlarınızın söylediği buluşma saatine otuz beş dakikanız var"

"Ne arkadaşından-... Ah..." Tony masaya yaydığı kağıtları toplarken küçük prototipi cebinden çıkarmayı unutmamıştı. Minik metal parçası, Tony hazırlanırken etrafı temizleyip toparlamakla görevliydi.

"Hey Stark!"

Tony çantasının fermuarını çekerken kapıya döndü, Bucky elindeki sweatshirt yere sürünerek içeri girmiş tahtayı silmekle uğraşan metal parçasına uzanmıştı. Prototip hızlıca Bucky'nin ellerinden kaçarak genç adamda hayal kırıklığı yaratmıştı.

"Geliyor olduğunu garantilemek istedim, anlarsın ya Steve benden önce davranıp seni hayattan soğutmuş olabilirdi..."

Tony elini uzattınca buluşu tahtayı bırakıp eline düşmüş ve böylece çantasına, ait olduğu yere dönmüştü.

"Beni evine sokmak istemezdin herhalde" Bucky elini onun omzuna atıp yürümeye başladığında Tony ters ters omzuna baktı. "Bana da bir şeyler yapmazsın, değil mi? Yapsan havalı olurdu"

"Efendim babanız eve ulaştı" Jarvis'in sesiyle birlikte Tony vereceği cevaptan kaçınmıştı. Kulağına dokunup cihazını düzeltti, "Dışarıda olacağımı söyle, laboratuvarın kilitli olduğuna emin ol"

"O Jarvis mi?" Bucky'nin heyecanlı bakışları Tony'nin kaşlarının çatılmasına neden oldu. Arkadaşlarına sır tutmanın ne demek olduğunu tekrar söylemesi gerekiyordu. "Onunla konuşabilir miyim? Lütfen Tony" Bucky adım atmayı kesip önüne dikilmişti. Tony geçip gitmeye yeltelense de önünde duruyordu.

"Olmaz, düzeltilecek çok şeyi var" Tony çantasının askısını sıkıp tekrardan yürümeye çalıştı.

"Natasha denemiş ama" Bucky'nin ısrarı Tony'nin alnını ovmasına neden oldu. Ardından elini alnından kulağına attı ve siyah cihazı ona verdi.

"İlk taktığında..." Tony'nin lafını dinlemeden cihazı takan Bucky bir inleme koyverdi. Tony gözlerini devirmişti. "...elektrik çarpmış gibi olacak..."

Ki söylediği hiçbir şey Bucky'nin umrunda değildi. Onun tek yaptığı önündeki sanal ekranlara gözlerini büyüterek bakmaktı. Elini gözünün önünde gezdirdi Bucky.

"Hoşgeldiniz Bay Barnes. Nasıl yardımcı olabilirim?"

"ADIMI SÖYLEDİ" Bucky iki elini de saçlarına daldırıp ağzını kapatmaya çalışıyordu. "Tony gey olabilir misin? Çünkü her şeyi görmezden gelip seninle evlenebilirim. Şüphen olmasın"

Tony koridordan geçenlerin bakışları yüzünden gerildi. "Şey hevesin geçti mi? Çünkü... Tuhaf bir durumdayız"

Bucky kulağındaki cihazı somurtarak çıkardı. "Ara sıra takabilir miyim?"

Tony son derece netti. "Kesinlikle hayır."

Benim zavallı küçük hikayeciğim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Benim zavallı küçük hikayeciğim

Stolen Memories | Stony AuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin