8

3.5K 302 60
                                    

Merhaba okurlar, umarım keyif alıyorsunuzdur. Alıyorsanız ne mutlu bana 😅 yeni bir shiple yazmaya başlamak zor oluyor çünkü belli bir okur kitleniz önceden var ve onların bilmediği bir ship olabilir. Bu yüzden birazcık da benim hayatta kalmama destek olmak amacıyla okuyanların beğenmesi beni çok daha fazla sevindirir ❤ iyi okumalar

Tony tavanı ilk defa bu kadar uzun seyretmişti. Kendini kaldırabileceğini hissetse şu an okulda olurdu ancak geldiği an pelte gibi yatağa çökmüştü.

Bay Fury'nin eline tutuşturduğu zarf, masanın üstünde duruyordu.

"Arkadaşların, senin için endişeleniyor" demişti adam. Kim olduğunu söylememişti ve bu da Tony'e gün boyu düşünmek için bir konu vermişti. Bu adam gibi biriyle hangi arkadaşı çalışabilirdi?

Tony hayal meyal Clint'ten bu ismi duyduğunu hatırlıyordu ancak zil zurna sarhoş olduğu için bunun hayal olma ihtimali yüksekti.

Tony gözlerini ovup iç çekti ve yattığı yerden doğruldu. Buna, on dakikadır çalan kapının zili de etkili olabilirdi tabi.

"Jarvis?" Kim olduğunu sorarcasına mırıldandı siyah tişörtünü üstüne çekerken.

"Steve Rogers ve Natasha Romanoff, efendim"

Tony iç çekip merdivenleri hızlı adımlarla inerken yüzünü ovdu. Kapının yanındaki kamerada ikisinin görüntüsü görünüyordu.

"İyi olduğumu söyleyip gitmenizi istesem gitme ihtimaliniz var mı?" diyafona basıp konuştu Tony. Natasha başını kameraya çevirip iki yana sallamış ve kapıyı tık tıklamıştı. Tony tek eliyle yüzünü ovup gülümsemeye çalışarak kapıyı açtı. Natasha beklemeden içeri girerken Steve, onun yüzüne bakıp bir miktar duraksamıştı.

"Her şey yolunda mı Tony? Yüzün..." Steve kendi yüzünü göstererek konuştu. "Yaralanmışsın"

Tony elini önceki günün neden olduğu kabuk tutmuş yaraya ve morluklara götürdü. Bir açıklama yapamazdı. "Bir şeyim yok"

"Clint seni aradı mı?" Natasha koltuğa otururken konuşmuştu. Steve'in gelmesinden pek memnun sayılmazdı nitekim Tony'le konuşacakları vardı.

"Clint'in neden beni araması gerekiyor?" Tony az önceki düşüncelerinin doğru olup olmadığını merak ediyordu. Eğer ki Clint, arkadaşı, bu kadar tehlikeli bir şeye dahil olduysa, bu durumu tersine çevirmek için uğraşırdı.

"Seni merak etmiş olabilir mesela?"

"Ne içersiniz?" Tony Steve'i koltuğa oturtup Natasha'yla olan sohbetini sonraya ertelemeye karar verdi. Natasha durumdan memnun durmuyordu.

"O iyi mi?" Tony mutfağa gidince Steve, Natasha'ya eğildi. "Kötü görünüyor."

Natasha soruyu duymazdan gelip içeri giren Tony'e döndü. "Veraset işiyle ilgili ne yapacaksın?"

"Bilerek erteledim. Bugün yetişkin sayılıyorum, o yüzden uğraşmama gerek kalmadı. Sadece mirasla ilgili halletmem gereken şeyler var" Tony'nin sakinliği herkesi ürkütmüştü.

"Bu gün doğum günün mü yani?" Steve cümlelerin içinden parlak ipucunu seçti. "Keşke daha önceden bilseydik"

"Kutlamıyorum" Tony biraları masaya dizip koltuğa oturdu. Steve iç çekip başıyla onaylarken köşeye dizilmiş çalışmalara takıldı gözü.

"Bunlar ne?"

Tony'nin aynı yöne bakması gerekmişti. "Babamın taslakları. Depoya kaldıracağım"

Steve ayağa kalkıp yığına doğru yürüdü. Bir sürü çalışma vardı, evet. Ama ilgisini çeken şey fotoğraf dolu küçük kutuydu. "Bunu da mı? Bakabilir miyim?"

Tony izin verircesine elini salladı ve birasını açtı. Sızmak için mükemmel bir yer ve zamandı o yüzden günün ilerisinde babasının içki dolabını talan etmeyi düşünüyordu.

"Üniversite başvuru sonuçları gelmiş, kendininkileri kontrol ettin mi?" Natasha, bakmadığını biliyordu ama şansını denemek istemişti.

"Nereye başvurduğumu dahi hatırlamıyorum Nat, MIT belki dönmüştür"

"MIT'ye gitmen beni rahatlatır, böylece seni Steve'e emanet edebilirim. Çünkü mükemmel arkadaşımız Harvard'a gidiyor!" Natasha'nın heyecanlı sesi Steve'i hafifçe gülümsetti.

"Hadi ama Natasha, Tony için Harvard lise gibi olmalı. Yani önemli bir şey değil" Steve'in bu lafını Tony hızla böldü;

"Hayır! Hayır Steve, ben çok sevindim. Gerçekten çok iyi bir şey bu" Yüzünü Steve'e dönmüştü. Steve elinde Tony'nin çocukluğundan bir fotoğraf tutuyordu, o yıllarda Tony ve Howard kedi köpek gibiydi.

"Gerçek düşüncen mi bu?"

"Elbette, yani hangi bölüm?"

"Tarih." Steve omuz silkti.

"Ah harika" Tony birasına geri uzandı. "Sana çok uygun duruyor"

"Tony!" Steve bağırınca Tony hızla ona dönmüş ve elindeki Iron Man resmini görünce ağzındaki birayı püskürtmüştü. Natasha şimdiden söyleyecek yalan aramakla meşguldü. "Iron Man'le fotoğrafın var, onu tanıdığını söyleme bana"

Tony Natasha'ya tuhaf bir bakış atıp ağzını sildi. "Evet, evet, elbette tanıyorum. Yoksa neden onunla alakalı şeyler söyleyeyim ki sana"

"Tony! Neden daha önce söylemedin? Kaç yaşında, nasıl birisi?" Steve yere bağdaş kurmuştu, şu anki hali, Tony'nin tanıdığı Steve değildi.

"Bizimle yaşıt... çok yakışıklı"

Natasha 'ne halt ediyorsun' dercesine Tony'e döndü. Tony omuz silkmişti.

"Kız arkadaşı var mı? Benimle tanıştırır mısın onu?"

Tony şişeyle oynarken yanıtladı "Zaten onunla birkaç kez karşılaşmadın mı?"

Steve gözlerini kıstı "Birkaç kez gördüğümü nereden biliyorsun? Sadece yangındakinden bahsettim ben?" şüpheli görünmüştü.

"Aaa... Iıı bana sürekli senden bahsediyor. Kızlardan hoşlandığını sanmıyorum"

Natasha, Tony'e güçlü bir dirsek vurunca Tony iki büklüm oldu, Steve umursamış durmuyordu çünkü mutluluktan önünü dahi görebilecek durumda değildi.

Natasha, Tony'e güçlü bir dirsek vurunca Tony iki büklüm oldu, Steve umursamış durmuyordu çünkü mutluluktan önünü dahi görebilecek durumda değildi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Bu sefer de genç elemanlara düşelim bakalım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Bu sefer de genç elemanlara düşelim bakalım

Stolen Memories | Stony AuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin