9

3.4K 296 153
                                    

Bu bölümden sonra kızışacağız 😫

"Belki de... Bu ağabeylik olayını bırakıp onunla konuşmalısın"

Clint arkasında duyduğu sesle korkup Natasha'nın boğazını sıkmıştı. "Ölmek mi istiyorsun? Beni korkuttun"

Natasha saklandıkları duvarın yanından başını uzatıp Clint'in izlediği Pietro'ya baktı. "Onu reddetme şeklin kırıcıydı."

"İnatçı olduğunu biliyorsun" Clint şapkasını başına çekerken mırıldandı. "Şu kız çok yakın değil mi ona?"

"Clint" Natasha gülüp onu görünmeden önce kenara çekti. "Tony'e yardımın için minnettarım. Seni görmediğine eminim, yani sıkıntı olmaz"

"Görevim." Bunu bıkkınca söylemişti.

"Bir gün, her şey daha rahat olacak ve o zaman onunla konuşacaksın"

"Böyle sözler hoşuma gidiyor ama olmayacağını biliyoruz. Fury buraya geldiğimi bilse beni odaya kitler. Ayrıca sen de daha uzun bir süre Tony'e göz kulak olmak zorundasın"

Natasha onun omzunu ovdu. "Sırrını saklayacağına emin olduğun zaman ona söyle, konu sen olduğunda çok hassas oluyor. Arkadaşıymışsın gibi davranıyor ama benim gözümden kaçmadı, yani asıl hisleri"

"Gidiyorum" Clint konuşma devam ederse Pietro'nun dudağını sömürürdü. "Eğer o kızı alnının ortasından vurmamı istemiyorsan uzaklaştır"

×

Steve, Iron Man'le beraber olduğu ilk saate gitmek üzereydi. Durum çok garip geliyordu.

Bu adamı gerçekten sevmişti. Bahsettiği şey ekran karşısındaki sevgi değildi, farklı bir tipti. O, AC/DC sevgisini anlatırken Steve de kendi Scorpions hayranlığını anlatabiliyordu ve bu güzel bir histi. Ya da Steve ikinci dünya savaşından Nazizm'i eleştirirken Iron Man, Japonya ve Amerika'nın mücadelesini anlatabiliyordu.

Steve bu adama tapmıştı.

Tek kusur vardı ki, robotla konuşuyor gibiydi.

"Ben..." Steve saate bakıp gözlerini ovdu. "Seninle kalmak için dersi ekebilirim"

"Ben de buna izin vermem. Dersine git." Parmaklarını masaya tek tek vurdu. "Eğlenceli sohbetti."

Steve salak gülüşünden ödün veremedi. "Tarihle ilgilendiğini tahmin edemezdim"

"Tarihin yola koyduğu gelişmeleri takip ediyorum. Atom bombası trajik bir faciaydı, ama kimse üstün bir icat olduğunu inkar edemez"

"Edebilirim" Steve ayağa kalkıp çantasını sırtına aldı. "Bir sonraki randevu konumuz olsun mu?" Steve yeniden buluşacağını garantilemek istiyordu sadece.

"Evet, neden olmasın"

Sarışın gülümseyip yerinde kıpırdandı. "Yarın mezuniyetim var, akşam bir parti olacak. Bilirsin işte içip sızılan türden" derin bir nefes alıp nihayet ona bakmıştı. "Saat 11 gibi herkes durulur, o zaman görüşebilir miyiz?"

Tony kendisinin orada olmak zorunda olduğunu düşündü, ancak o saatte sızmış taklidi yapabilirdi. Eğer zırhının takip prototipini yetiştirebilirse zırhı o saatte otomatik olarak yanına gelebilirdi. Tony olasılıkları düşünürken Steve reddedileceğini hissediyordu.

"Şey, geç bir saat mi?"

"Hayır" Tony dersten çıkar çıkmaz projesini bitirecekti. "Geleceğim"

Steve çıkacakken durup çantasını kurcaladı. Eline rastgele bir kağıt ve kalem gelmişti. Acele olmasına rağmen güzel olan yazısıyla bir şeyler karalayıp kağıdı masaya koydu ve ona ilerletti. Ardından hiçbir şey olmamış gibi çıkıp gitmişti.

×

Bucky, nihayet arkadaşıyla masaya oturup sohbet edebildiğinde saat beşe geliyordu. Steve bütün gün kafayı çekmiş gibi gezmişti. Ve olayın nedenini dinlediğinde Bucky'nin yüzündeki değişim Steve'i duraksatmıştı.

"Sorun ne Buck?"

"Hiçbir şey, onunla tanışmana çok sevindim. Mutlu da görünüyorsun" elindeki çikolatayı arka azı dişleriyle ısırıp kopardı.

"Yanlış bir şey mi söyledim?"

Bucky başını iki yana salladı. "Neden böyle bir şey istedin Tony'den? Onu kullanıyor gibi olmuşsun Iron Man'le buluşmak için"

"O yardım teklif etti"

"Nedeni bariz ve sen salaksın" kendi kendine mırıldanmıştı. "Anlarsın ya Steve... Son günlerde ona karşı hislerin olduğunu düşündüm. Biraz. Tony'e"

Steve elindeki kahveyi düşünceli bir şekilde masaya geri bıraktı. "Bu da nereden çıktı?"

"Onun için endişeliydin, sürekli yanında olmaya başlamıştın. Gülüyordun. Kim olsa öyle düşünürdü. Ben en yakın arkadaşınım, ama benimle bile bu kadar iyi görünmedin"

"Ben eşcinsel değilim" cevap verir gibi değil de kendini telkinler gibi söylemişti.

Bucky, okulun kapısından çıkan Tony'i görünce ikisinin muazzam derecede zıt ve Ying Yang kadar bütün olduklarına kesin kanaat getirmişti.

Tony yanlarına gelene kadar konuşmasını tamamlamaya karar verdi Bucky. "Peggy'i hatırlıyor musun? Unutamazsın ya... Neyse"

Steve eğik başını kaldırmadan gözlerini ona dikti.

"Bana seni hiç etkileyemediğini söyledi. Ben de bunu senin öz iraden sandım Steve"

Tony adım adım ilerlerken Bucky ellerini masaya dayadı ve arkadaşına eğildi. "Sonra geçen gün Iron Man bizim odamıza geldi, tuvalette bir başına inlemelerini duydum. Bunu da hayranlık sanmıştım. Pekala olabilirdi."

Tony neredeyse otuz adım uzaktaydı. Bucky sesini kısıp konuşmasını hızlandırdı. "Sonra Tony'nin doğum günü hediyesini yaparken onun fotoğraflarına bakıp tahrik olduğunu fark ettim Steven."

Steve korkuyla ona bakıp ağzını aralamış ancak Bucky izin vermemişti. "Kimi seçeceğine karar ver seni leş herif. Uyduruk tanımadığın bir adamla buluşacaksın diye hoşlandığın çocuğun doğum günü hediyesini unuttun" Bucky çantasını hışımla alıp masayı terk etti.

 Uyduruk tanımadığın bir adamla buluşacaksın diye hoşlandığın çocuğun doğum günü hediyesini unuttun" Bucky çantasını hışımla alıp masayı terk etti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bu bölümü hard Stony shipper Bucky ve Natasha'ya adayalım olur mu

Stolen Memories | Stony AuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin