Bieber
"Kıza mail ulaştı mı Scott?" Çenemi ovarak bakışlarımı ona yönelttim."Okundu olarak görünüyor. Dostum dönüş maili alırsak eğer Kanada'ya gitmemiz gerekecek." O kadar özlemiştim ki Kanada'yı! Soğuk havasını her zerremde hissetmek istiyordum.
"Biraz dışarıda dolaşacağım. Biliyorsun kafam karışık."
"Fazla kafana takma, Lena dünyadaki tek kız değil!" Kafamla onaylayıp kabanımı giydim ve dışarı çıktım. Soğuktu ama Kanada kadar değil.
Lena. Uzun olmasa da yaklaşık altı aydır bir ilişki içerisindeydik ve geçen hafta beni bir partide Chris Brown'la aldattığını görmem ve habercilere benim hakkımda "çıkar ilişkisi" demesi benim ondan iğrenmeme neden olmuştu.
Sürekli insanlara güvenmek gibi hatalar yapıyordum. Asla akıllanamıyordum. Kime güvensem altından bir bok çıkıyordu. Psikolojik destek görecek kadar kötü değildim ama ihtiyacım vardı. İnsanlar bana iyi gelmiyordu.
Telefonumdan gelen bildirim sesine aldırmadan boş sokakta yürümeye devam ettim. Telefonum çalmaya başlayınca bir küfür savurup arayan kişiye baktım. Scotter.
"Efendim Scott?" Derin bir nefes verip soğuktan çıkan buharı izledim.
"Dönüş maili geldi dostum. Yazı yazılmamış ama attığımız anket onaylandı. Kanada'ya yarına bilet alıyorum eve gel ve küçük bir çanta hazırla, bende kızın ailesini arayıp yarın geleceğimizi bildireceğim."
"Tamam geliyorum."
İyi bir üniversiteyle konservatuar bölümü için bir burs anlaşması yapmıştık. Bursu isteyenler yeteneklerini videolayıp üniversiteye mail atacaklardı ve ben de o kişiyi seçecektim. Kazanan kişinin bursunu, ev ihtiyaçlarımı vs her şeyini ben karşılayacağıma dair sözleşme yapmıştım. Şanslı kişi de Ariana adında bir kızdı.
Eve geldiğimi görüp direk odama çıktım. Scott evine gitmişti. Yatağımda uyuyan Esther'in kafasını okşayıp dolabımdaki küçük sırt çantasını bir kaç bir şeyle doldurup duşa girdim.
Grande
Babam gelen telefonla dışarı çıkmıştı. Kazandığıma bir şekilde inanmıştım ama bursu verenin altı yıldır -ve hala devam eden- hayallerimi süsleyen adam olduğuna bir türlü inanamıyordun. Sevinçten evin içinde ağlıyordum."Ariana yeter! Ağlama. Bak işte hem omunla tanışacaksın hem de istediğin okula burslu gideceksin! Hayallerin gerçekleşiyor." Annemin dediği şeyle hem kahkaha atmaya başladım hem de ağlamaya devam ettim. Gören deli sanardı.
"Jen kızımı tut. Yoksa duyduğu şeyden sonra bayılabilir." Şaşkınca babama bakıp devam etmesini bekledim. Bu arada annem kollarımdan sertçe tutmuştu.
"Yarın iki tane misafirimiz geliyor. Kızımızı götürmeye."
"Ne saçmalıyorsun baba?" Babam Justin'i çok severdi. Beraber birçok defa konserlerine gitmiştik.
"Justin'in menajeri aradı. Yarın ikisi birlikte buraya geliyorlar. Minik kızımızı götürmeye." Bunu duyduğuma göre artık ölsem de umrumda olmazdı.
"Ay hemen ikinizde odanıza. Evi temizleyeyim." Az da olsa temizlik hastası olan annem Jenna Grande.
"Çiçeklerim beni bekler." Bahçe ve çiçek böcek hastası babam Andrew Grande.
"Bende odama gidip çığlık felan atayım." Justin Bieber hastası ben Ariana Grande.
Odama gidip ilk önce perdeleri kapattım ve yatağımın üstüne çıkıp şarkısız dans etmeye ve çığlık atmaya başladım. Boğazımın ağrıdığını hissedince biraz soluklanıp odamı toplamaya başladım.