Çok saçma ve boş bir bölüm oldu bir de geç geldi kusura bakmayın ❤️😣
Yorum ve oy vermeyi unutmayın lütfen sizi seviyorum❤️
Sabah dokuzda gözlerimi açarken başımdaki sert ağrıyla inledim. Dün olanlardan sonra odama çıkıp hemen yatmıştım. Bunları düşünmeyip yataktan çıktım ve banyoma doğru ilerledim.
Birbirine girmiş saçlarımı acıtmadan tarayıp saçma bir topuz yaptım. Elimi yüzümü yıkayıp aşağı inmeye başladım. Pişmiş yumurtanın kokusu tüm evi sarmaya başlamıştı.
Mutfağa girdiğimde Justin'i gördüm. Çıplak üstüne bir önlük geçirmiş, altında ise sadece şort vardı.
"Günaydın." Konuşmamla bana döndü ve elindeki bıçağı yere düşürdü.
"Aa şey, günaydın. İyi uyudun mu?" Kafamla onayladım. Konuşma gereği duymamıştım.
"Sen otur masaya, kahveleri koyup geliyorum." Masaya oturup kısaca bir göz attım. Klasik bir kahvaltıydı. Tabağıma üç beş bir şey koyup onu bekledim.
Kahvelerle birlikte gelip karşıma oturdu.
"Sütlü ve iki şekerli." Kahvemi uzattığında mırıldanarak teşekkür ettim. Bana bakarken kısaca yüzüne bakıp tabağıma geri döndüm.
Gözlerindeki o pişmanlık duygusunu görebiliyordum. Hızlıca yemeğimi yerken yapmam gereken şeyleri düşündüm. Okula gidip programımı alıp fakültemi öğrenmem gerekiyordu. Üniversite baya büyük bir kampüse sahipti.
"Bugün bir şey yapmayı planlıyor musun? Kaç gündür evdesin Ari." Kahvesinden bir yudum alıp bana baktı. Çatalı tabağa bıraktım.
O kadar güzel bakmasana ya!
"Aslında okula giderim diye düşündüm. Programımı alıp fakültemi öğrenmek için. İnternetten baktığım kadarıyla baya büyük bir yer."
"İstersen seninle gelebilirim. Biliyorum kampüsü, hemen öğretebilirim."
Mükemmel olur.
"Dediğin gibi kaç gündür evden çıkmıyorum. Tek gitsem daha iyi olur. Kampüsü kendim öğrenmek istiyorum. Belki bir kaç arkadaş edinirim."
Bozulmuş gibi hissediyordum. Boğazını temizleyip geriye yaslandı.
"Peki tek ol, ama ben bırakayım bari seni?"
Pekala! Beni zorluyorsun Bieber.
"Tamam olur. Ben duşa giriyorum, sonra hazırlanacağım. Sana haber veririm." Masadan kalkıp bulaşıkları halletmek için tezgaha yöneldim. Tam musluğu açarken beni durdurdu.
"Sen git hazırlan, ben hallederim." Başımla onaylayıp odama çıktım.
Hızla duşa girip yıkandım. Yüzüme maske sürüp havlumla vücudumu kuruladım. İç çamaşırlarımı üzerime geçirip kafamı havluyla sardım.
Altıma mini sporcu taytımı üstüme de sporcu sütyenimi geçirdim. Geçen haftalarda saçlarımdan kaynaklarımı çıkarttırmıştım ve şu an saçlarım omuzlarıma geliyordu.
Kısa saçlarımı da tepeden iki tane topuz yapıp makyajıma başladım. Eyeliner ve rujumu da hallettikten sonra üstüme gri hoodie ceketimi geçirip belime çantamı taktım. İçine gerekli şeyleri koyup botlarımı da alıp aşağı indim.
Salonda uzanan Justin'i görünce yanına ilerledim. Omzuna dokunup bana dönmesi sağladım.
"Ben hazırım." Üstümü süzerken ayaklandı. Arabanın anahtarını elime verip merdivene yöneldim.
"Jaha'ya anahtarı ver, arabayı çıkarsın. Üstümü değiştirip geliyorum. İstersen beni dışarıda bekle." Bir şey demeden dışarı çıktım.
Jaha'ya seslenip anahtarı verdikten sonra botlarımı ayağıma geçirdim.
Kırmızı Ferrari gözlerimin önünde dururken sırıttım. En sevdiğim arabasıydı. Belimde bir el hissedince arkamı döndüm.
"Hadi gidelim güzelim." Önüme geçip yürürken üzerini inceledim.
Ayakkabımla aynı renk olan kargo pantolonu ve siyah sweati onu çok iyi gösteriyordu.
Kapımı açıp içeriyi gösterdi. Kendi kendime gülüp arabaya oturdum. Arabayı çalıştırır çalıştırmaz radyoya yöneldim.
Lady Gaga Bradley Cooper - Shallow
Duyduğum sözlerle gözlerimi kapatıp eşlik etmeye başladım. Justin'in de bana katılan sesini duyunca gülümsedim.
Neden sana kızgın kalamıyorum aptal insan?
Gözlerimi açıp ona baktığımda bana baktığını gördüm.
"Yola bak J, genç yaşımda ölmek istemiyorum!"
Yaklaşık on beş dakika sonra kampüse vardığımızda hemen arabadan inip kapımı açtı.
İnince konuştum. "Bu ne mütevazilik Bieber?" Burnumu sıkıp kapşonunu kafasına geçirdi.
"Sevdiğim kadına iyi davranmayayım da ne yapayım?" Utançla gülümsedim. Bir şey diyemedim.
"İşin bitince beni ara gelip seni alayım. Kendine dikkat et, bir şey olursa biri asılırsa felan ara beni hemen, ben de ona asılayım!"
"Tanrım Justin! Saçmalama istersen." Gözlerimi devirip yüzüne baktım.
"Tamam tama şaka yapıyorum, gel buraya."
Beni kolları altına alırken gülümsemem yüzümden eksik değildi. Kollarımı hafif bir şekilde ona dolayıp geri çekildim.
Kampüse doğru yürürken arkamı dönüp ona baktım. Arabaya yaslanmış beni izliyordu. El sallayınca gülüp el salladım.
Fakülteye girdiğimde heyecanlı olduğumu yeni fark etmiştim.
Justin'in giydikleri ve arabası
Ariana'nın giydikleri