"Tamam, sakin ol, sakin ol! Ne bileyim derin nefes al, çok derin al! Ya da o kadar derin alma karnında hava kalmaz çocuğu öldürürsün!"
"Kapa çeneni Natsu da önüne bak!" Gray'in beni uyarmasının üzerine Juvia "Juvia, neden Gray-sama'nın Natsu-san'ı sürücü koltuğuna oturttuğunu merak ediyor?!" diye sormuştu öfkeyle. Bir yandan da Lucy'nin elini tutuyordu.
"Bilmiyorum bir anda atlayıverdi arabaya! Zaten utanmasa Lucy'i almadan gidiyordu, sanki kendisi doğum yapacak!"
"Kapa çeneni Gray! Dikkatimi dağıtıyorsun!" Arkama dönmeye çalışıp "İyi olacaksın, Luce. Az daha dayan." dedim, der demez Gray kafamı tutup önüme çevirmişti. "Senin dikkatin zaten dağınık, ya kafanı önünde tut ya da durdur arabayı da ben süreyim!"
"Olmaz, ben çocuğuma 'Babam beni bir hastaneye bile götüremedi!' dedirtmem!"
"Böyle giderse diyemeyecek zaten!"
"Gray-sama!" Gray arkada bir yandan dişlerini sıkarken bir yandan da bu sözü üzerine ona dehşetle bakan Lucy'e dönüp "Özür dilerim." demişti. "Bir sorun çıkmayacak."
"Juvia, Lucy'nin elimi daha fazla sıkmasını istiyor."
"Evet! Luce, yapabilirsin! Sanki balkondan düşmek üzere olan telefonuna tutunuyormuşsun gibi düşün, dayan lütfen!"
"Sana önüne bak dedim, gereksiz!" Kükremişti Gray. "Senin yüzünden hepimiz tahtalı köye gideceğiz yakında!"
"Bu direksiyonu çıkarır kafana bir vururum camdan dışarı çıkıp yuvarlana yuvarlana tek başına gidersin tahtalı köye!"
Sinirle önüme döndüm. "Bir susmuyorsun ki motorun soğusun, yol boyunca arabadan daha fazla yaktın yemin ediyorum. Bir sus."
"Juvia eğer Na-" Sözünü keserek "Sen hiç konuşma." dedim. "Senin görevin Lucy'nin elini tutamadığım için vekilen ben görevi görmek.."
Kaşlarını çatmıştı ama aynadan ona bakarak "Biraz dik dur, daha erkeksi ol." dedim. "Saçlarını falan da hatta dağıt, yokluğumu aratma yoksa çocuk doğmak istemezse senden bilirim."
"Juvia korktu!" Ben gülerek önüme odaklanırken Gray ona dönüp "Şu beyinsiz herifi görmezden gel, çocuğun doğmak istememek gibi bir lüksü olabilir mi sence?" diye sormuştu. "Hayır çünkü öyle bir hakkımız olsaydı ben tercihimi pek doğmaktan yana kullanacağımı düşünmüyorum da."
"Her yerde belli et tembelliğini emo kılıklı ruhsuz herif!" Kulağımı çekerek "Karın doğurdu doğuracak sen hala ordan bana sallıyorsun!" demişti Gray. "Az insan ol da moral ver Lucy'e!"
Ben kıpırdanınca kulağımı çeken elini indirdi ve bende "Luce, az kaldı, biraz daha sabret." dedim. "Mükemmel kocan seni zamanın..."
"Natsu... Biraz daha konuşup... Yolu görmezden gelirsen.... Seni kendi ellerimle öldürürüm.... Ama.... Bebeğe babasının katili olduğumu söylemek istemiyorum.... O yüzden... KAPA ÇENENİ DE SÜR!"
Bu hastaneye gelene kadar çektiğim çilenin kendisiyken şimdi çektiğim çile daha beterdi. Beklemek en beteriydi.
Lucy aslında benim elimi tutabileceği normal bir doğum istiyordu ama sanırım bebek beklenenden biraz büyük olduğu için doktor bunun ona zarar vermesini önlemek adına sezaryan doğumda karar kıldı.
O içerde ameliyattayken de kapının önünde dönüp duruyor olmak bile sakinleşmeme yetmiyordu.
"Hapishane avlusundaymış gibi volta atmayı bırak da düzgün dur bir yerde." Gray beni tutup oturtmayan çalışıyordu ki "Salak salak konuşma seni de gördük geçen sene." dedim. "Juvia! Juvia! Millet seni hasta yakını değilde direk hasta sandı o insan dışı seslerden."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kiss Cam (TAMAMLANDI)
Short StoryO kamera seni gösterdiği andan itibaren onunla öpüşmekten başka şansın yoksa bu aslında ona aşık olmak için bir şansın var demektir. P.S : Fairy Tail izlemeyen biri de okuyabilir.