John odanın ortasında mavi bir polis kulübesi görünce afallamıştı. Oraya nasıl gelmişti bu imkansızdı. Kafasını Sherlock'a çevirdiğinde onun hiç şaşırmadığını gördü.
"Selam Doctor." dedi Sherlock.
Bu sefer şaşıran sadece John değildi, listeye Doctor da eklenmişti.
"Tanışıyor muyuz?"
"Sadece ben seni tanıyorum, müşterim seni bulmamı istemişti. İlk başarısızlığım. Demek Tardis bu?"
"Bu sırada ben neredeydim!?" diye atladı John.
"Evlendiğinizden beri bana pek yardımcı olmuyordunuz Bay Watson."
Doctor'un yeni sorusu ise "Kim beni bulmaya çalışıyordu?" oldu.
"Karın, River Song. Bir daha eve geç kalmamalısın." Dedi ve gülümsedi.
"Memnun oldum çocuklar." dedi Doctor. "Eee şuan bi dava üzerinde çalışıyor musunuz bari?"
Sherlock panodaki yazıları gösterdi. Mağazada kaybolan insanlar, sürekli giden elektrikler.Doktor bunların kim olduğunu biliyordu. Siberadamlar. Başka kim olabilirdiki?
"Winchesterları almam gerek."
"Kim?"
"Winchester kardeşler, avcılar. Elbet tanışacaksınız zaten."
...
Dean ve Sam, İmpala'yla yine yollardaydı. Yolun ilerisindeki mavi kulübeyi görünceye kadar son hız ilerliyorlardı. Dean fren yaptı ve İmpaladan indi.
"Doc!? Hangi cehennemdeydin?"
"Sadece bir saattir yoktum."
"3 haftadır yoksun." diye ekledi Sam.
Doctor, Tardis'e bakıp yüzünü ekşitti.
"Buna cevap vermeyeceğim, hadi çocuklar gidiyoruz!"
"Nereye?"
"Londra!"
...
Winchesterlar, Sherlock ve John'la tanışmış. İnsanların kaybolduğu o mağazaya gittiler. Dean, Sam ve Doctor, Sherlock, John dağılarak mağazayı incelemeye başladılar. Doctor aksesuar bölümünde, Sherlock'un takmaktan nefret ettiği şapkadan gördü. Ve koşarak yanına gitti ve şapkayı Sherlock'a taktı. Sherlock, Doctor'a ölümcül bakışlar atarken, Doctor'un yüzüne kocaman bi gülümseme yerleşmişti.
"Havalı!" dedi.
Sherlock ise "Saçma." dedi. Ve ikili büyük bi tartışmaya ortak oldu.
John ise bu sırada kabinlere bakıyordu. Mağazanın bu saatte boş olması normal mi diye düşünürken, aklına gazete haberleri gelmişti. İnsanlar korkmuştu tabii ki. Bir sonraki kabine girdiğinde duvarı itmesiyle içeri düşmesi bir oldu.
"SHERLOCK!"
Diğerleri kabine doğru koştular. Kabin boştu, John'un yanına gitmek için onlarda duvarı itsede hiçbir faydası olmadı. Doctor'un sonik tornavidası, Dean'in silahı hiçbir şey işe yaramıyordu. John yardım edin diye bağırıyordu. Sherlock endişeli bir sesle;
"Orada ne kadar hayatta kalabilir?"
"Bilmiyorum, ama uzun bir süre insan kalmayacaktır onlardan birine dönüştürülecektir." dedi Doctor.
"O zaman onu kurtar!" diye azarladı Sherlock. Doctor iyice paniklemiş, eli ayağı birbirine dolanmıştı. John bağırmaya devam etmiyordu artık
"John!... Etrafında hiç robot var mı? JOHN!?" John'dan ses gelmedi, bir takım mekanik sesler gelmeye başladı.
Sherlock bağırmaya başladı, Duvarı yumrukluyordu, Dean'in silahını alarak duvara ateş etmeye başladı. Bi içeriden bir ses duyuldu.
"John Watson yükseltildi."
Sherlock'un gözünden yaşlar süzüldü.
"Ama sadece makine olması gereken bendim..."
Merhaba arkadaşlar! Aslında bu hikayeye devam etmeyecektim ama yine başlamaya karar verdim. Yakında yeni bölüm gelir! Oylamayı unutmayın!